AK Parti'nin futbol üzerinden uygulamaya çalıştığı operasyon

AK Parti'nin futbol üzerinden uygulamaya çalıştığı operasyon

Türk futbolunun geleceği konusunda spor kamuoyunun yaptığı tartışmalar hep spor ve sporcu ekseninde kalırken, futbolda oynanan oyunların ekonomik ve siyasi boyutu hiç derinlemesine tartışılmadı.

Sezon kapanırken, Şampiyonluk, küme düşme, yabancı oyuncu sayısı gibi konuların dışına çıkılmadan yapılan kısır tartışmaların aksine yeni bir tartışma konusu gündeme geldi. 


Gazeteci yazar ve siyasetcafe köşe yazarı Celal Eren Çelik çok tartışılacak bir yazı ile gündeme bomba gibi düşen iddiaları köşesine taşıdı. 


Çelik siyastcafe’deki bugünkü köşe yazısında, Türk futbolunun futbol dışındaki operasyonlarını araştırarak kaleme aldı. 


AK PARTİ’NİN OPERASYONU
Çelik yazısında AK Parti tarafından uygulanan operasyonun detaylarını ve ekonomik boyutunu anlattı. 


Çelik, operasyonun diğer ve belki de daha önemli boyutu ise özellikle TMSF eli ile AKP’ye göre “Eski” sistemin “Büyük sermayesini” temsil eden kişi ve grupların sermayelerinin yandaş holdinglere transfer edilmesi oldu. 
İddiasında bulunarak şunları ifade etti; 


Bu süreçte AKP’nin “Eski” sistemin “Büyük Sermayesini” temsil eden “Büyük sermaye güçlerinden” sermaye transferi ile kendi sermaye sınıfını palazlandırma ve yarattığı kendi sermaye sınıfına  siyasi finansmanını sağlatma projesinin en önemli kurbanlarından ikisi UZAN GRUBU ve KARAMEHMET GRUBU oldu…Ancak AKP “Eski” olarak nitelediği sistemin kendisine direnen “Büyük Sermaye” gruplarının en büyük temsilcisi olan Koç Grubu’nu ne çok istese de tasfiye edemiyordu. 


5 MİLYAR DOLARLIK PAZAR

Futbolun artık bir spor olmaktan çıktığını ve çok büyük bir pazar haline geldiğini iddia eden Çelik,

Futbol bugün futbolcu satışları,menajerlik ücretleri,tribün gelirleri,yayıncı gelirleri,lisanslı ürün satışı, İDDİAA gelirleri ve tabii ki  canlı bahis oyunları gelirleri ile artık bir spor olmanın çok ötesine geçerek Türkiye’de yaklaşık 5 milyar dolarlık bir sektör,bir endüstri halini almıştır.  İfadelerini kullanarak, şu çarpıcı açıklamaları yazdı;

“Biz Katarlı BeIn Sports’un 2015’te DİJİTÜRK’ü alması ile başlayan büyük “operasyon” sürecine geri dönelim…2015 yılında DİJİTÜRK’ü satın alan BeIN Sports 2016 yılında yapılan Süper Lig yayın ihalesine girdi ve tamı tamına 600 milyon Dolarlık teklif ile ihaleyi kazandı. Oysa bu durumda bir terslik vardı…Zira Türkiye Süper Lig’i Fransa,Almanya,İspanya,İtalya ve İngiltere gibi “Majör” bir lig değildi. Dünyanın hiçbir ülkesinde izlenmiyordu.Türkiye Süper Ligi’nin “Marka değeri” ise yerlerde sürünüyordu…Ama Katar Devleti’ne ait BeIN Sports geliyor ve bu aslında belki de reelde 100-150 milyon dolar edecek lige 600 milyon dolar yayın hakkı veriyordu.Bu o dönem “Federasyonun ve Kulüpler Birliği’nin büyük başarısı” olarak lanse edilmişti….Ama aslında “Federasyonun ve Kulüpler Birliği’nin Dizaynı” da bu büyük planın bir parçasıydı. 

 

Futbol ve siyaset gündemine bomba gibi düşen yazının tamamını okumak için lütfen tıklayınız.

 

 

YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN!

Siyasetcafe.com

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum