Akşener'in külahı düştü

Akşener'in külahı düştü

Akşener' NED bağlantılı birini başdanışman tayin etmesinin kendisini hedef haline getireceğini düşünememiş kadar saf olabilir mi? Sanmam. O zaman kıramayacağı bir rica karşısında bunu yapmış olmalıdır.

Bugün depresifim.

Türkiye'nin tarih, antropoloji, sosyoloji, hukuk, sanat vesaire vesaire bilgisi ve birikimi oldukça sınırlı bir fani'nin her konuda nihai karar verici olacağı bir rejimde seçmen desteğini alarak iktidar olmasının önlenebilmesi hakkındaki ümidim, Meral Akşener'in külahı düştükten sonra çok ama çok azaldı.

Anketlerdeki asla kime oy vermezsiniz sorusunda HDP'nin adayının arkasından % 70 asla ile Kemal Kılıçdaroğlu geliyor. CHP'nin genel başkanı duruken bir başka aday çıkarması zor. Çıkaracaksa da bunun için zaman geçti bile.

Akşener, CHP seçmeninin bir kısmının da oyunu alabilecek bir çağdaş merkez parti kurmak iddiası ile yola çıktı. MHP'deki olağan üstü kongre girişiminde Ümit Özdağ, Koray Aydın gibi kendisi ile siyasi müktesabap bakımından üç aşağı beş yukarı eşit arkadaşlarıyla hareket etti.

Ben MHP geleneğinden gelmiyorum. MHP geleneğinden gelen arkadaşlarım oldu. Mustafa Çalık gibi. Bunlardan Nevzat Bor ise 1982'de Harvard'dan döndükten sonrasında öğrencim olarak benimle çok yakın ilişki kurdu. Şimdi kendisi ve sevgili eşi en yakın arkadaşlarım arasındalar. Nevzat Ümit Özdağ'la yakındı. Ümit beyle de üçlü bir yemekte samimi konuşmalarımız olmuştu. Ümit beyin siyaset anlayışının dışında olduğumu, onun dünya tasarımında bir kısıtlama eksenini etnik Türkçülüğün, bir başka kısıtlama eksenini ise ben mümin bir Müslümanım İslama kayıtsız bir siyaset yapamam anlayışının oluşturduğu not etmiştim. Buna rağmen Nevzat benimle gelişmeleri lütfedip paylaştı. Arada bir ülke siyasetinin akışında kafama takılan soruları sordum hep. Birlikte analiz yapmaya çalıştık. Diyeceğim o ki, Meral hanımın girişiminin Tayyip Erdoğan'ın seçilmesini engellemek şöyle dursun seçilmesini sağlamak sonucunu vereceğine dair tahminim, olan bitenle ilgili Nevzattan aldığım ve paylaşabileceğim bilgilere dayanmaktadır.

Akşener, 25 Ekim'de ilan edilecek kurucular kurulu listesini olağanüstü kongre girişiminden sonra birlikte hareket ettikleri yakın arkadaşlarıyla ortaklaşa hazırlamışlardı. 85 kişi vardı açıklama tarihinden dört beş gün önceye kadar. Akşener, açıklama tarihinden birkaç gün önce 100 küsür kişilik bir liste getirdi. Bu listenin içinde CHP'den transfer edilecek Aytun Çıray gibi insanlar vardı. Çıray'ın siyasi seyahatleri onu DYP'den Anavatan Partisi'ne, oradan Demokrat Parti'ye, oradan da CHP'ye taşımıştı. En son CHP'den İzmir Milletvekili idi. Akşener yola çıktığı arkadaşlarıyla birlikte bir parti kurmaktan vaz geçti. Kendi partisini kurmak üzere karmaşık bir listeyi kurucu yaptı. Aytun Çıray'ı Partinin Genel Sekreteri tayin etti.

Çok çarpıcı bir gelişme de, Akşener'in "National Endowment for Democracy (NED) adlı kuruluşun desteklediği Denge ve Denetleme Ağı'nın temsilcisi Selda Tandoğan'ı baş danışmanı yaptı.

NED "CİA’nin yasal penceresi" denilen bir Vakıftı. Türkiye ile çok uzun bir dönemden beri ilgileniyordu. 1980'ler sonrasında Nilüfer Yalçın ve Aydın Yalçın'ın çıkardığı Yeni Forum dergisine de finansman sağlamıştı.

Akşener' NED bağlantılı birini başdanışman tayin etmesinin kendisini hedef haline getireceğini düşünememiş kadar saf olabilir mi? Sanmam. O zaman kıramayacağı bir rica karşısında bunu yapmış olmalıdır.

Akşener, Koray Aydın ve Ümit Özdağ'ı ve olan bitenleri bilen eski ülkücüleri dışlamıştır. Şu vitrinle birinci turda Erdoğan'ı yüzde 50'inin altına çekeceğini ve ikinci turda Başkan seçileceğini sanmaktadır. Vitrin, Dindar Müslüman ve 1071'in dişi kurdu Türkçü milliyetçi vitrinidir. Kuruluşta önce Anıtkabir'e sonra arkasından Hacıbayram'a gitmiştir. Hacı Bayram-ı Veli'nin "huzurunda" karalar bağlamış örtük dua eden bir hanımefendi fotoğrafı vermiştir. Siyasi kampanyasını Ahlat'ta Selçuklu anıt mezar taşları arasında açması da onun bakışı açısından kurnazcadır.

Meral Akşener'in ABD derin devleti ile ilişkileri olanlarla ilişkilerinin açığa çıkması onu CHP'nin antiemperyalist unsurları ve müttefiklerinin hedef tahtası haline gelecektir. Bahçeli'nin MHP'si ise Akşener'i tefe koyup oynatmak için çok malzeme bulmuştur.

Akşener kazanamayacak bir oyuna, sonuç olarak Başkanlık seçimini Erdoğan'a armağan edecek bir oyuncu olarak başlamıştır.

Mansur Yavaş gibi bir adayın birinci turda çağdaşlığa yönelik MHP'liler ve dindarlardan oy alma ihtimali, ikinci turda Erdoğan'ı yenmesi ihtimali vardı.

Bugünle 2019 seçimi arasında üçüncü bir orta saha oyuncusunun oyuna sokulması ihtimali neredeyse kalmamıştır.

Meral Hanım ne der bilemiyorum. Ama eğer arka planda Akşener ile bu oyunda Erdoğan'ı tasfiye edeceklerini sanan sivri zekalı Amerikalılar var ise, avuçlarını yalayacaklarını şimdiden onlara söylemek isterdim.

Türkiye'de Amerikan emperyalizmi ile mücadele eden bir siyasi ittifak var. Erdoğan+Bahçeli+TSK ittifakı. Bunun için bu ittifakı desteklememiz gerekiyor ABD ye karşı dik durdukları için. Ama Türkiyem'in bu ittifakın yönettiği bir ülke halinde yoluna devam etmesi ihtimalinden acayip rahatsızım. Kabus gibi benim için bu ihtimal. Ama bilin ki, Akşener Erdoğan'ı engellemeyecek. Engellenmesini engelleyecek.

CHP'nin Kılıçdaroğlu'ndan başta bir adayı behamahal ortaya çıkarması lazım.

Sakın İYİ Parti'yi kurtarıcı gibi görmeyin. Cumhuriyet geleneğine ihanet etmiş olursunuz.

Saygılarımla.

Depresyonda yaşamaktan bıkmış ihtiyar bir adam.

Prof. Dr. Yahya Sezai TEZEL

siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum