'Âşık olmadan da sevebilirsin!'

'Âşık olmadan da sevebilirsin!'

Hürriyet gazetesinde Savaş Özbey 'Sosyetik güzel Dila Tarkan'la konuştu. İşte o konuşmadan bazı bölümler...

 

◊Hangisi daha kötü senaryo: Kimselere âşık olamamak mı her aşkınızın kötü bitmesi mi?

- İkisi de birbirinden beter... Vazgeçtim yok yok, her aşkın kötü bitmesi daha beter. Çünkü insanın yıpranmaktan artık ne kimseye güveni ne de inancı kalır. Kimseye âşık olamamak da çok kötü tabii ama en azından âşık olmadan da sevebilirsin. Olmaz mı ya, olur bence.

Affetmek mi unutmak mı?

Unutmak bir koruma kalkanı. Vücudumuzun kendini korumak için geliştirdiği bir refleks gibi. Affetmekse olgunluk gerektirir. İnsanı kökünden rahatlatıp o konudan arındırır. O yüzden mümkünse affetmek, affedip yoluna devam etmek...

◊ Bir insan için hangisi daha ağırdır? İhaneti bilip de susmak mı, habersiz yaşamak mı?

- Bilip de susmak. Habersiz yaşamak da çok üzücü ama en azından habersizsin, mutlusun, hâlâ bir inancın ve güvenin var. Bilip de belli sebepler yüzünden susmak çok ağır. İnsanın inancını, güvenini, neşesini, her şeyi alıp götürür.

◊ Aşkın karşıtı: Nefret mi kayıtsızlık mı?

- Nefret. Çünkü ikisi de çok yüklü hisler. Duygu kategorisinin iki farklı ucu. Kayıtsızlık bence tamamen farklı bir şey, duygu eksikliğinden yani.

◊ Beyaz yalan ne zaman hoş görülebilir: Sevdiğiniz zaman mı sevildiğiniz zaman mı?

- Sevdiğim zaman. Çünkü insan sevdiği zaman bazı şeyleri affetmesi veya mazur görmesi daha kolay oluyor.

Hangi üçlü sizinki: Rakı-balık-Ayvalık mı kebap-şalgam-Adana mı?
- Ayvalık!
◊ Ayaklarınıza kara sular inmiş... Hangisi: İyi bir roman mı, iyi bir film mi?
-
Film!

◊ Yılın hangi dönemi daha romantik? İlkbahar-yaz mı sonbahar-kış mı?
- İlkbahar!

 

KÜÇÜK KEYİFLER...

 

◊ Evdeki halinizi hangi üçlü daha iyi tanımlar: Telefon-YouTube-sosyal mi pijama-terlik-televizyon mu?
- Pijama-telefon-televizyon. Evde hep en rahat kıyafetlerimi giyip, çoğunlukla televizyon karşısındayım.
◊ Deniz-kum-güneş mi orman-ağaç-temiz hava mı?
- Sonuna kadar deniz-kum-güneş!
◊ Bodrum mu Çeşme mi?
- Bodrum’da yazlığımız var. İkinci evim gibi. Çocukken her yaz Bodrum’da geçerdi, artık o kadar uzun kalamasam da hâlâ çok sıcak gelen ve ev hissi veren bir yer. Çeşme’yi de seviyorum tabii ama o tatiller daha koşturmalı oluyor.
◊ Gündoğumu mu günbatımı mı?
- Bence gündoğumu. O yeni başlangıç duygusu... Ha “Kaç gündoğumu gördün ki?” dersen o tartışılır tabii. Erken uyanan biri değilim. Ama dur, yok vazgeçtim. Günbatımında da bazı günler hava pamuk şeker rengine dönüyor ya bayılıyorum. Her gün öyle olacaksa oyum günbatımına.
◊ Birinden vazgeçmek zorunda kalsaydınız... Kırmızı et mi, deniz mahsulleri mi?
- Kırmızı et. Annem senelerdir pesketaryen (sadece deniz mahsulü tüketenler). Bu durumdan gayet memnun. Ben de belki bir gün böyle bir diyete dönmeyi umuyorum.
◊ Biraz yoldan çıkmak istediniz... Mantı mı iskender mi?
- Bak bu çok zor soru... İkisi de çok güzel ama sanırım hamur işini seçeceğim. Hamura hayır demem.

Siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.