Azerbaycan Halk Hareketi'nden Aliyev'e: Rus ordusu çekilsin

Azerbaycan Halk Hareketi yayınladığı bildiride, Rus ordusunun Azerbaycan'dan çekilmesini talep etti.

İşte o bildiri 

Azerbaycan Halk Hareketi 

BEYAN

Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e

Azerbaycan Cumhuriyeti Parlamentosu'na

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a

Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosuna

Birleşmiş Milletlere

Avrupa Birliği'ne

Avrupa Konseyi'ne

Avrupa Ortaklık ve İşbirliği Örgütü'ne

Azerbaycan'da İkinci Karabağ Savaşı'nın (terörle mücadele operasyonu) başlangıcından bu yana, APF olarak devletimize ve Ordumuza desteğimizi beyan ettik ve bugün pozisyonumuzun değişmediğini yineliyoruz.

Komşu ülkelerle iyi komşuluk ilişkileri içinde yaşamaktan yanayız.

Son 30 yılda BM, Ermeni işgal politikası hakkında 822 karar çıkardı; 853; 874; 884 sayılı Kararları kabul etmesine rağmen, bunları uygulayamadı veya uygulamak istemedi ve AGİT Minsk Grubu bu konuda tek bir adım atmadı. Aksine sorunun derinleşmesi için koşullar yarattı. Böylelikle, Fransa ve Rusya eşbaşkanlar tarafsız bir pozisyon almak yerine tamamen Ermeni yanlısı bir pozisyon aldılar ki bu bir aksiyomdur.

Maalesef, başarılı terörle mücadele operasyonları ve muzaffer Ordumuzun benzeri görülmemiş askeri taktikleri sayesinde, Azerbaycan-Ermenistan sınırında bir helikopter gizemli bir şekilde düşürüldü ve 10 Kasım'da Abşeron topraklarına tekrar bir füze indi. 2020 Bildirgesi yasa dışı olarak imzalandı. "Barışı koruma görevlisi" adı altında bir paradoks olan işgalci Rus ordusu Azerbaycan'a girdi.

Bu belgenin hiçbir yasal dayanağı ve yasal bir gücü olmadığını not ediyoruz.

1. Bu açıklama, 18 Ekim 1991 tarihli Bağımsızlık Yasasında belirtilen ve ardından ülke çapında bir oylamayla onaylanan ve bugün hala yürürlükte olan mevcut Anayasanın ilgili maddelerinde yer alan koşullarla çelişmektedir. Dolayısıyla hiç kimse, kimliği ne olursa olsun, referandum yoluyla halkın rızası olmadan böyle bir belgeyi imzalama yetkisine sahip değildir.

2. Uluslararası hukuka göre, bir çatışma bölgesinde bir barışı koruma misyonunun konuşlandırılması, BM Güvenlik Konseyi'nin emri altında veya yokluğunda BM Güvenlik Konseyi normlarına uygun olarak gerçekleştirilir. Mevcut durumda, tüm bunlar dikkate alınmamaktadır.

Bu hukuka aykırılıkların yanı sıra açıklama hükümleri de ihlal edilmektedir.

1. 10 Kasım 2020 saat 01.00'de ateşkes ilan edilmiş olmasına rağmen gerilla savaşı halen devam etmektedir.

2. Paragraf 6, 1 Aralık 2020'de Laçin bölgesinin boşaltılmasını öngörse de, aynı fıkranın 2. Kısmına göre 3 yıl içinde 5 km genişliğinde yeni bir koridor inşa edildikten sonra Laçin şehrinin Azerbaycan'ın yetki alanına devredileceği açıktır.

3. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin 7. maddeye göre kontrolü altında bulunan Dağlık Karabağ topraklarına ve çevre bölgelere ÜİYOK'ler ve mültecilerin geri dönüşü konusu işgalciler tarafından çoktan tahsis edilmiştir.

4. 4. fıkraya göre, Ermeni silahlı kuvvetleri, "barış güçlerinin" konuşlandırılmasına paralel olarak geri çekilmek zorundaydı. Ama gerçekte, Ermenistan silahlı kuvvetlerine ait bir mevki, Azerbaycan askerlerinin mevkiinin 30-50 metre uzağında inşa ediliyor.

Çeçenya'da da benzer bir durum meydana geldiğinde Rus ordusu vatandaşı Dudayev'i öldürdü ve neredeyse Çeçenleri yok etti. Burada işgalci Muradov ve ayrılıkçı-terörist Araik ile işbirliği yapıyor.

Yasadışılıkları saymakla bitmiyor. İşgalci Rus ordusunun lideri Putin, Türk Ordusu'nun Karabağ'a gelmesini önlemek için Ermenilerin 1915 soykırımını unutmaması gerektiğini savunurken, 20 Ocak 1990, 26 Şubat 1992, Gürcistan, Kırım , Donetsk, Luhansk, Transdinyester, Çeçenya vb. Sadece olayları unutmadık, gözümüzün önünde de oldular.

BU YÜZDEN:

1. İşgalci Rus ordusunun Azerbaycan'dan çekilmesi ve adaletin tesis edilmesi.

2. AGİT Minsk Grubu'nun faaliyetlerinden vazgeçmek