CHP’nin dengeleri değiştirebilecek yeni hamlesi Ali Hikmet İnce Ankara kulisini yazdı

CHP’nin dengeleri değiştirebilecek yeni hamlesi Ali Hikmet İnce Ankara kulisini yazdı

23 Haziran Seçimi’nin sonuçları, Ankara’da ciddi sayılabilecek etki yaptı/sarsıntı yarattı. Ana muhalefet partisi CHP; yeni yakın dönemde siyaseti dizayn etmede daha etkin hale gelebilecek gibi görünüyor…

Abdullah Gül ile Ali Babacan’ın parti kurma tarihi yaklaştıkça Ankara’da siyaset satrancında ard arda yeni hamleler yapılıyor. AK Parti, mevcudu korumak için - kendince! - önlemler almaya çalışırken; gündemi bir anda/aniden değiştirebilecek atağın CHP’den gelmesi bekleniyor.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan; TBMM’deki grubunu muhafaza etmek, fire vermesini engellemek için olağanüstü gayret gösteriyor. AK Parti’li milletvekillerini gruplar halinde toplaması, basına kapalı toplantılarda nabız tutması, eleştirileri dinlemesi ve gerekli/istenilen tedbirlerin alınacağını söylemesi boşuna değil. Sayın Erdoğan; sürecin kayıpsız atlatılmasını, yeni oluşumların prematüre/güçsüz doğmasını arzuluyor. Bir yandan Bülent Arınç, öbür yandan da kıdemli AKP kurmayları, geminin terk edilmemesini sağlamak için tavsiyelerini/öğütlerini sıralıyor.

- Babacan/Gül Cephesi’ni Kuşatan Yoğun Sis Bulutu… -

Babacan/Gül cephesinden bakıldığında da, AK Parti’nin saflarını sıklaştırılmaya başladığı görülüyor. Bu cenaha göre iktidar erki; partiyi bir arada tutan en önemli unsur olarak değerlendiriliyor. Birlikteliği sağlayan diğer bir neden de; Ankara’daki siyasi havanın hâlâ netleş(e)memesi. ‘İddialı yeni oluşum’ hakkında çok az bilgi var. Diğer bir deyişle, muhalefete cephesine dahil olacak yeni partinin çevresi hâlâ yoğun sis tabakasıyla kaplı. Her ne kadar kurucu kadrodan bazı isimler bilinse de, büyük çoğunluk belirsizliğini koruyor.

Bu durum da AK Parti yönetimini hem tedirgin ediyor, hem de elini kolunu bağlıyor. Ama Gül/Babacan oluşumu dikkatle izlenmeye, gelebilecek - muhtemel! - hamleleri tahmine çalışılıyor.

 

abdullah-gul-004.jpg

 

AK Parti yönetiminin hesaba katmak istemediği, ya da ihtimal dışı bırakmayı düşündüğü çok önemli bir manevra alanı daha bulunuyor. Sahanın sahibi bizzat CHP’nin ta kendisi… Kılıçdaroğlu; aklındaki planı adım adım uyguluyor. 2015’deki referandum sürecinde ‘muhalefet cephesi’nin merkezine oturan Kılıçdaroğlu; hatlarını sürekli tahkim ediyor/kuvvetlendiriyor ve bileşenlere işbirliğinin kazanımlarını gösteriyor. İyi Parti’nin ilanından hemen sonra TBMM’de grup kurup seçimlere giriş vizesini kazandırması beklenmeyen en önemli hamlesiydi. İstanbul BBB Seçimi’nde de ‘yek vücut muhalefet’in yine kazanan taraf olması, hanesine yazılan yeni bir artı/başarı puanıydı…

 

- CHP; Oyun Kuruculuğa Soyunuyor… -

CHP; 1980 öncesi Sol’un bütün renklerini bünyesinde barındırırdı. Yani büyük/kapsayıcı bir şemsiye görevini üstlenirdi. Sol’un hemen her eğilimi kendini ifade şansına sahipti. Bugün aynı CHP; oluşturduğu ‘muhalefet cephesi’ ya da - kendi ifadelerince! - ‘demokrasi bloğu’nda muhalefetin ana renklerini barındırıyor/buluşturmaya çalışıyor.

Yeni oluşum da, muhalefetin yeni bir unsuru olacağından, CHP’nin ‘doğal müttefiki’ şeklinde değerlendiriliyor. Bünyesinde Abdüllatif Şener gibi AK Parti kabinelerinde görev almış, partiyi çok iyi tanıyan kurt siyasetçiler; CHP’nin kısa vadede kazancı gibi görünüyor.

 

ahmet-davutoglu-004.jpg

 

Bir diğer önemli kazanç ise; eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Kılıçdaroğlu ile yakın/samimi dostluğu. Gül’ün, Erdoğan karşısında aday gösterilme arayışında, ikilinin dostluğunun/diyalogunun etkisi önemliydi.

Kılıçdaroğlu; yeni oluşumun kurumsallaşmasını bekliyor. Yeni parti; AK Parti’nin elini kısmen güçsüzleştirebilir. CHP’nin liderliğini yaptığı, stratejisini adım adım hayata geçirdiği ‘muhalefet bloğu’nu kuvvetlendirebileceği de bir başka hakikat...

 

- ‘Yeni Oluşum’un Gücü/Etkisi Ölçülemiyor… -

CHP’nin yeni oluşumun tutunması/kalıcılığını sağlaması için şimdiden bir dizi tedbir almayı planladığı anlaşılıyor. ‘Rakibimin rakibi müttefikimdir!’ diyen CHP kurmayları; Babacan/Gül ekibinin karşılaşabileceği zorlukları/önlerine çıka(rıla)bilecek engelleri aşmalarında azami derecede yardım vaat ediyor. Destek yeni oluşumun sesini duyurmasında, kendini ifade etmesi aşamasında da olacak. CHP; yeni partinin kuruluş vetiresini bir süre izleyecek. AK Parti’den ve İYİ Parti’den, belki de bağımsızlardan transfer edilecek milletvekili sayısı görülecek. Adı kon(ul)mamış yeni oluşum, ketumiyetini korusa da ilk adımlarının istikbaliyle doğru orantılı gelişeceğinin farkında. Kamuoyunun, muhalefetin ve siyasi gözlemcilerin tahmin etmeye çalıştığı sayıda kuvvetli/muktedir bir grup oluşturulabilirse, kurucularının ve taraftarlarının yüzünü güldürebilecek.

Ankara siyasetini yakından izleyen çok deneyimli bir gazeteciye göre; 23 Haziran İstanbul BBB Seçimi’nden sonra CHP; Türk siyasetinin gündemini yönlendiriyor. İstanbul sonuçları ilk kez ‘muhalefet cephesi’nin ciddi şekilde cesaretini artırdı; konsolidasyonunu sağlamlaştırdı. Cumhur İttifakı; moral üstünlüğünü kısmen/geçici yitirdi. Siyasi literatürümüze ‘siyasi pekiştirme’ kavramını hediye eden AK Parti; seçim sonuçlarından sonra ‘geçici şaşkınlık/bocalama dönemi’ne girdi; parti içinde - geniş katılımlı! - ‘özeleştiri’ yapma, şikâyetlere kulak verme sürecini başlattı. Potansiyellerini ölçemediği 2 yeni partinin kuruluşundan/tabela asışından zarar görmemek için kendince tedbirler aldı; hâlâ da almaya çalışıyor. Ama yine de - derinliğini ölçemediği! - tedirginlik içinde. Çünkü Abdullah Gül/Ali Babacan liderliğindeki oluşumun eleştirileri/vaatleri geniş toplum kesimlerince sempatik bulunabilir; AKP seçmenin hesaplanamayan/tahmin edilemeyen büyüklükte oy koparabilir.

 

- Davutoğlu; Sonucu Şimdiden Görmüş Gibi… -

CHP’nin kısa dönemdeki bir diğer mühim stratejisi de: Gül ile Babacan şemsiyesi altında toplanan grubun AK Parti’ye vereceği amortismanı görmek. Yeni parti, beklenilen kopuşu sağlarsa; ‘muhalefet bloğu’nun eli iyice kuvvetlenecek. Siyasette de kısa dönemli önemli gelişmeler görülebilecek: Erken seçime gitmek ya da ‘yeni bir ekonomik program için işbirliği’ne girişmek gibi… Erken seçim isteği güçlenirse; yeni oylama, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin referandumuna dönüşebilecek.

Yeni oluşum kısa vadede beklenilen çıkışı yapamazsa; yani AK Parti’den 50 - 70 arasında milletvekili koparamazsa ya da - kendi gücüyle! - TBMM’de grup kuramazsa; iddiasını yitirebilir. Ama yine de yeni bir unsurun eklenmesi, ‘muhalefet bloğu’nun elini güçlendirebilir. İşte bu noktada CHP’nin yeni projesi devreye girebilir; TBMM’de grup için gereken sayıda milletvekili transferleri görülebilir…

Beklenti yerine gelir; AK Parti’den 50 - 70 arasında milletvekili ayrılırsa; Cumhur İttifakı’nın geleceği kararır; TBMM’de çoğunluk ilk kez yitirilir… 17 yıllık AKP iktidarı ciddi şekilde sorgulanmaya başlanır…

 

ali-babacan-002.jpg

 

Notlarımızı bitirirken, iki noktaya daha dikkat çekelim;

İlk önemli nokta: Davutoğlu’nun kuracağı partinin ne AK Parti, ne de Gül/Babacan bloğunca önemsenmemesi… Her iki çevre de, ‘kahvaltılı toplantılar’, ‘yemekli konferanslar’la bir sonuç alamayacağını ileri sürüyor. Hatta Babacan liderliğindeki partinin kuruluşunun beklenmesi de Davutoğlu’nun hanesine yazılan diğer bir eksi puan şeklinde değerlendiriliyor.

 

AKP, CHP ve müstakbel yeni partiye göre; Davutoğlu girmeye çalıştığı politika kulvarında alacağı sonucu şimdiden kabullenmişe benziyor.

 

kemal-kilicdaroglu-003.jpg

 

ALİ HİKMET İNCE

SİYASETCAFE.COM

 

 

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.