'Erdoğan'a diktatör diyenin...'

'Erdoğan'a diktatör diyenin...'

Mehmet Baransu, Yeni Dönem adlı web sitesinde de gazetedeki köşe yazılarını yayınlamaya başladı. Baransu bugünkü köşesinde "Erdoğan'a diktatör diyenin alnını karışlarım" dedi.

Gazeteci yazar Mehmet Baransu, Yeni Dönem adlı web sitesinde köşe yazısını yayınladı.

Bilinmeyen bir nedenden dolayı kapatılan web sitesinin açılmasının ardından Mehmet Baransu, yeni yazılarını yayınlamaya başladı.

Baransu, bugünkü köşesinde "Erdoğan'a diktatör diyenin alnını karışlarım" sözleriyle Erdoğan'ın aslında neden diktatör olduğunu ima etti.

İşte Baransu'nun bugünkü yazısı;

Birileri Türkiye’de diktatörlükten bahsediyor. Olsa, şunlar mı olurdu;

Ülkede iktidardan yana olmayanların üzerine korku mu salınıyor?

İktidarın istediği gibi davranmayan bürokratlar açığa mı alınıyor?

Hâkim, savcıların görev yeri mi değiştiriliyor?

Güvenlik güçlerinin silahları, kimlikleri, yetkileri ellerinden mi alınıyor?

Asla...

İnsan hakları hiçe mi sayılıyor? Sosyal medyada paylaşımlarda bulunanlar sorgu ya mı çekiliyor?

Mahkemeye mi veriliyor? Anayasal gösteri ve protesto hakkını kullananların üzerine gaz bombaları mı atılıyor?

Asla...

Protestocularının kafasına, gözüne mermi mi sıkılıyor?

Polisler eylemcileri bir köşede sıkıştırıp, dövüp, öldürüp yol kenarına mı atıyor?

Bir kısım medya “arkadaşları dövmüştür”, “yanındakiler vurmuştur” gibi haberler mi yapıyor?

Asla...

Medya, iktidara Sabah’tan Akşam’a, Star’lı yıldızlarıyla, Yeni’den Şafak sökünceye kadar yalakalık mı yapıyor? Hükümetin her sözü “24” saat boyunca “360” derece dönerek, ‘a’dan ‘z’ye ekranlara mı taşıyor?

Asla...

Her olayın ardından bir kişi ya da grup günah keçisi mi ilan ediliyor? Cadı avları mı başlatılıyor? Ülke kutuplara mı bölünüyor?

Asla...

İktidarın istemediği davaların, olayların üzeri apar topar mı kapatılıyor? 301 kişinin ihmaller sonucu yaşamını yitirdiği felaket, ucu iktidara dokunacağı için, bir anda gündemden mi düşürülüyor?

Asla...

Yargı, kararlarını “iktidar ne der” diyerek mi veriyor? Yüksek yargının verdiği kararlara “milli”, “gayrimilli” yaftası mı vuruluyor? Yargının verdiği kararlar, iktidar sahipleri tarafından uygun bulunması hâlinde mi uygulanabiliyor?

Asla...

İstihbarat birimleri binlerce kişiyi fişleyecek yasalarla mı güçlendiriliyor? Muhalefette ısrar edenlere işkence yapılmasını yasal hâle getirecek düzenlemeler mi yürürlüğe sokuluyor? İstihbaratçıların, suç sayılacak fiiller işlemeleri hâlinde bile yargılanmalarını önleyecek ortamlar mı hazırlanıyor?

Asla...

Rüşvet, yolsuzluk, görevini kötüye kullanma had safhaya mı çıkmış durumda? Rüşvetçi bürokratlar, kara para aklayıcısı nüfuz ajanları “yardımsever kimseler” olarak görülüp, sırtları mı sıvazlanıyor? Bakanlar bu kişilerin önünde mi yatıyor? Namussuzluk namustan, şerefsizlik şereften daha kutsal mı sayılıyor?

Asla...

İktidardan yana olan işadamları havuzlarda mı serinliyor? Havuza kaynak akıtmayanların ensesinde boza mı pişiriliyor? 50 yıllık defterleri incelemeye mi alınıyor? En meşru malvarlıkları bile şaibeli olarak mı gösteriliyor?

...

Bunların hiçbiri Türkiye’de olmadığına göre, hala yazı yazabildiğime ve evime gidebildiğime göre “Türkiye’de diktatörlük var” diyenin alnını karışlarım.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.