Gültekin: Başörtülü hanımefendilere…

Gültekin: Başörtülü hanımefendilere…

Gazeteci Yazar Levent Gültekin bugün ki köşe yazısında 'Başörtülü hanımefendilere..' başlıklı bir yazı kaleme aldı. işte Levent Gültekin'in o yazısı;

Gazeteci - Yazar Levent Gültekin köşe yazısında çok dikkat bir yazı kaleme aldı. 

LEVENT GÜLTEKİN

acikcenk@gmail.com / @acikcenk

Esasında yazının başlığını ‘AK Parti’ye destek veren hanımefendilere’ diye koymalıydım. Çünkü mesele bütün kadınları ilgilendiriyor.

Fakat bu yazıda daha çok AK Partili başörtülü kadınlara seslenmek istiyorum.

Türkiye’de İslamcılar veyahut kendini dindar olarak tanımlayan kesim geçmişte bir sıkıntı yaşadıysa bu sıkıntıdan en büyük pay size düştü.

Üniversitelerdeki başörtüsü yasakları, kamusal alanda başörtüyle çalışmaya izni verilmemesi, özel sektörde egemen olan dışlayıcı tutum… Tüm bu antidemokratik uygulamaların tek amacı, sizi toplumsal hayatın dışında tutmaktı.

Hakarete uğradınız. Aşağılandınız. Okuldan atıldınız. Peruk takmak gibi onur kırıcı çözümlere mecbur kaldınız. Fakat gene de mücadeleden vazgeçmediniz.

Bütün bu engelleri aşıp okuldan mezun olduysanız bile sonrasında iş bulamadınız.

Esasında bu sadece bir başörtüsü mücadelesi değildi.

Bu, aynı zamanda özgürlük mücadelesiydi. Birey olma, toplumsal ilişkilerde inancıyla, kıyafetiyle var olma mücadelesiydi.

Çünkü yasağı koyanlar size “Evinde, sokakta başörtünü takabilirsin ama bu kıyafetle kamusal alana, yani okula, işe gelemesin” diyordu.

Siz ise “Hayır, bunu kabul etmiyoruz. Başörtümüzle bu hayatın her alanında, birey olarak var olmak istiyoruz” diyordunuz.

İşte tüm bu mücadelenin sonunda yasaklar kalktı.

Şimdi yepyeni bir durumla karşı karşıyayız.

İktidarın kadınlara yaklaşımına dikkat ediyor musunuz?

Başörtülü, başı açık demeden bütün kadınları toplumsal alanın dışına çıkaracak işler yapıyorlar. Fakat sizden en ufak bir itiraz gelmiyor.

İktidar mensuplarının kadına hangi gözle baktığını, size nasıl bir rol biçtiğini, sizi nerelerde tutmaya çalıştığını fark edemiyor musunuz?

Mesela hükümette 21 bakan var. Sadece biri kadın. Bunun niçin böyle olduğunu dert etmeyecek misiniz?

21 bakan yardımcısı var. Aralarında tek bir kadın yok. Üstelik kadın bakanın yardımcısı bile erkek. Bunun niçin böyle olduğunu sormayacak mısınız?

AK Parti’nin iktidar olmasında, bu günlere gelmesinde en büyük pay size ait. Fakat 315 vekilin sadece 32’si kadın.

Müsteşarlıklar, daire başkanlıkları… Üst düzey makamlarda kadın yok denecek kadar az.

Geçmiş iktidarlar başörtülü kadınlara sadece okullarda, hastanelerde müstahdem olmayı reva görüyordu.

Bu iktidar döneminde ise kadınlara şimdilik asistan düzeyinde işler reva görülüyor.

‘Şimdilik’ diyorum çünkü TÜİK işsizlik verilerindeki rakamlar çok ilginç.

2000’de 20-24 yaş aralığındaki kadın işsizlik oranı yüzde 13.1 iken bu oran 2016’da yüzde 23.9’a çıkıyor. 2000’de 25-29 yaş aralığındaki kadınlarda işsizlik oranı yüzde 7.5 iken 2016’da bu oran yüzde 17.1’e çıkıyor.

Bu süre zarfında erkeklerin işsizlik oranında ise bir düşüş var.

Bu rakamlar bize gösteriyor ki bir el inceden inceye kadını eve mahkum edecek bir politika uyguluyor.

‘Kadının yeri evidir’ mantığıyla uygulanan bu politikalara sessiz mi kalacaksınız?

Kadını sorun olarak gören bu problemli yaklaşıma boyun mu eğeceksiniz?

Kadını eve hapsederek aileyi kurtaracağını, sorunları çözeceğini sanan bu cehalete teslim mi olacaksınız?

Geçmişte verdiğiniz mücadele neyin mücadelesiydi? Toplumsal hayatın içinde var olma çabası değil miydi?

Peki, bugünkü iktidar sizi yeniden benzer bir şekilde hayatın dışına çıkarmaya çalışıyor. Buna niçin sessiz kalıyorsunuz?

Sizi eve hapsetmeye çalışanlar ‘dindar’ olunca sorun olmuyor mu? Geçmişteki tek sorun size yasağı koyanın kimliğinde miydi?

Mesele sadece rakamlar değil. Bir de yapılan bazı çalışmalar var.

Mesela geçtiğimiz ay aile kurumunu güçlendirme amaçlı bir komisyon kuruldu. Komisyonun önerileri arasında sizi de ilgilendiren, hayatınızı derinden etkileyecek konular var. Tecavüze uğrayan kız çocuğuna tecavüzcüsüyle evlenme mecburiyeti getirmeyi düşünüyorlar. Eğer evlenip beş yıl ‘mutlu’ yaşarlarsa tecavüzcünün cezası kaldırılacak.

Kız çocuklarına reva görülen bu insanlık dışı muameleye destek mi olacaksınız?

Kadınların, kocası öldükten sonra kalan mirastan yüzde 50 pay alma hakkı vardı. Bunu kaldırmayı düşünüyorlar. Bunu niçin yaptıklarını sormayacak mısınız?

‘Aileyi korumak’ denince akıllarına erkeği korumak, hakimiyeti ona vermek, onu tek söz sahibi yapmak geliyor. Bundan hiç rahatsız olmayacak mısınız?

 

İslam’ın ilk yıllardaki anlamıyla başörtüsü özgürlüğün, onurun, haysiyetli olmanın sembolüydü, köleliğin değil. Bir el, dindarlık adına sizi itaate zorluyor ve etkisiz kılıyor. Saygınlığınızı elinizden alıyor. Bu kimselere pabuç mu bırakacaksınız?

Sizi birey olarak değil, cinsiyetten ibaret gören bu hastalıklı kafaya bir sözünüz olmayacak mı?

Bu politikaları bugün belki yeterince hissetmiyorsunuz. Fakat yedi yaşındaki çocuklara harem-selamlık uygulayan bu anlayış yaygınlaştığında çocuklarınız nefes alamaz duruma gelecek.

Tüm bunları sadece sizi düşündüğüm için yazmadım. Yazdım, çünkü bu durum hepimizi etkiliyor.

Kadının toplumsal alanın dışına çıkarıldığı ülkelerde kabalık, vahşilik, zevksizlik, savaşlar, kavgalar bütün yaşamı etkisi altına alıyor.

Çünkü kadın ile erkek arasında bir etkileşim var. Biz erkekler kadınlarla ilişkimiz neticesinde kadınlardan merhameti, zarafeti, inceliği, meselelere daha insani bakmayı öğreniriz. Kadınlar ise erkeklerleden farklı duygular edinirler. İşte bu karşılıklı etkileşim, bizi sağlıklı bir topluma götürür.

Bugün Ortadoğu’daki diktatörlüklerin, vahşetin, kavgaların, nobranlığın altında yatan nedenlerden biri de kadın ile erkeğin arasındaki bu etkileşimin bütünüyle ortadan kaldırılmış olmasıdır.

Eğer bu gidişata sesinizi yükseltmezseniz sizin, bizim, çocuklarımızın… hepimizin hayatını daha da yaşanmaz hale getirecekler.

Gerçekten iktidar uğruna kadın hakları konusunda kat etilen onca mesafeyi gözden çıkarıp yüzlerce yıl geriye gidilmesine razı mı olacaksınız?

Hakikaten her şeyden mi vazgeçtiniz?

Onca mücadele, onca sıkıntı, onca çile… Hepsi sonunda size köleliği reva gören bu siyasete teslim olmak için miydi?

siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.