Hocacıların Kürdistan aşkı!

Hocacıların Kürdistan aşkı!

Türkiye'deki 'Kürdistan' kampanyasını Davutoğlu ekibi yürütüyor. Kampanyanın merkezi ise Başbakanlığın örtülü ödeneğinden finans ettiği iddia edilen 'Hocacılar' diye bilinen isimlerin yazdığı Karar gazetesi.

Bölge ülkelerinin ana gündem maddesi haline gelen Barzani'nin "Kürdistan" referandumu girişiminin Türkiye'deki kampanya sahibi, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ekibi. Kampanyanın propaganda aracı da Karar gazetesi. "Hocacılar" olarak bilinen bu çevre, Davutoğlu'nun başbakanlık ve dışişleri bakanlığı döneminde uygulanan yanlış Suriye ve Irak politikasında ısrar ediyor ve referanduma karşı çıkılmaması gerektiğini savunuyor. Daha da ileri giderek referandumun desteklenmesi, Barzani'nin güçlendirilmesi, hatta Kerkük'te Barzani ağırlığının sağlanması görüşünü açıkca ifade ediyorlar. İşte Karar gazetesindeki "Hocacı" yazarların kaleminden "Kürdistan" yazıları...

Bağımsızlık referandumu Irak'ın iç meselesi mi değil mi? (Elif Çakır)

(...) Peki, ne oldu da dün “Irak’ın iç meselesi” olarak baktığımız meseleye bugün “beka” sorunu olarak bakıyoruz. Ya da Irak’ın iç meselesine bu kadar tepki duyuyoruz?

Sorun şu: Bizim devlet olarak köklü politikalarımız yok. Dün neden destek veriyorduk bunun da net bir cevabı yok. Bugün neden bu kadar sert tepki gösteriyoruzun cevabı da yok. Çünkü günübirlik politikalarımızın ötesinde, esaslı ve kalıcı politikalarımız yok. Öngörümüz yok. 10 yıl sonra sınırımızda gelişmelere karşı öngörülü stratejilerimiz yok.

Dün hangi saikle ‘bizim meselemiz değil’ diyorduk. Bugün neden karşı çıkıyoruz? Bilmiyoruz.

Benim görüşüm mü:

Ben Kürdistan’ın kurulup kurulmayacağına, Irak’lı Kürtlerin karar vermesi gerektiğini düşünüyorum. Bizim de buna karışma hakkımızın olmadığına inanıyorum. (19 Eylül 2017)

Referanduma tepki (Mansur Akgün)

(...) Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması için çaba harcamamız gerekir, fakat ayrılık kaçınılmaz hale gelirse buna ilk itiraz eden, bağımsızlık sürecini durdurmaya çalışan Türkiye olmamalıdır. Türkiye soruna taraf olmaktan çok hakem olmalı, taraflar arasında arabuluculuk, kolaylaştırıcılık gibi işlevler üstlenmelidir. Alacağı kararların, yapacağı müdahalelerin sonuçlarını, yeteneklerinin sınırlarını ve tabii ki ekonomik çıkarlarını iyi düşünmelidir. (13 Eylül 2017)

Barzani gerçekten Türkiye'yi savaşla tehdit etti mi? (Hakan Albayrak)

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) bağımsızlık referandumu konusunda yalnız kaldı. İsrail, bu yalnızlıktan siyasi rant devşirmeye çalışıyor. Referandum ve genel olarak bağımsızlık yanlısı beyanlarda bulunan İsrailli yetkililer, bölgenin geleceğine yatırım yapıyorlar. Kürdistan’ın İsrail’den başka dostu olmadığı algısını yayarak, IKBY hükümeti ve halkında İsrail’e derin bir minnet duygusu oluşturmayı hedefliyorlar. Böylece IKBY veya duruma göre bağımsız Kürdistan devletinin ayrıcalıklı ortağı olabileceklerini düşünüyorlar. Ben İsrail’in tavrını böyle okuyorum.

İsrail’in tavrını böyle okuyunca, IKBY ve mutasavver Kürdistan devletini “İsrail uşağı” yahut “İkinci İsrail” diye yaftalayarak Türkiye’yi IKBY’ye karşı seferber etme gayretini Siyonist propagandaya hizmet gibi görmek kaçınılmaz oluyor. Bu gayreti sergileyenler herhalde İsrail’in çarkına çomak soktuklarını sanıyorlar ama aslında Kürdistan’ın İsrail’den başka dostu olmadığı algısını besleyerek İsrail’in değirmenine su taşıyorlar.

(...) Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin İsrail’le stratejik ittifak kurmasını makul karşılayıp da ‘Barzani Siyonistlerle iş tutuyor’ feryadıyla Türkiye’yi ayağa kaldırmak, IKBY ile düşmanlığı kışkırtmak, savaş çığırtkanlığı yapmak ne acayip şey. 18 Eylül 2017 Irak Kürdistan Bölge Yönetimi (IKBY), bağımsızlık referandumuna hazırlanıyor.

Bu referandumla ilgili endişeleri olan siyasetçilerimiz ve gazeteci-yazarlarımız, endişelerini elbette ifade edecekler. Bunda sıkıntı yok. Bazılarının kullandığı dilde ise sıkıntı çok. “Savaş sebebi” diyen bile oldu, tövbe estağfirullah. IKBY Başkanı Mesud Barzani’yi PKK ile aynı kefeye koymak zaten vaka-yı adiye. Öte yandan PKK, Barzani’yi Erdoğan’la aynı kefeye koyuyor. Hadi bakalım!

Iraklı Kürtler bizim can ciğer kardeşlerimiz, dostlarımız. Barzani bizim müttefikimiz. Kürdistan Bölge Yönetimi sahası, bize ardına kadar açılan ve ekonomimizin selametine hizmet eden bir pazar… Dostluğumuzu, ittifakımızı, karşılıklı menfaatlerimizi koruyalım, tehlikeye atmayalım, ne olur!

Referandumun yapılacağı varsa yapılır; Ankara bunu yaptıranlardan olmak istemiyorsa olmasın. Ama engelleneceği varsa da engellenir; Ankara bunu engelleyenlerden de olmasın. Ret cephesinin önde gidenleri arasında yer almasın Ankara. Endişelerini kırıp dökmeden paylaşsın. Referandum yapılsa da yapılmasa da Erbil’le yüz yüze bakmaya yüzü olsun. MHP ve bir kısım medya -maalesef bazı iktidar taraftarı medya organları da- korkunç bir düşmanlık pompalıyor. Aman hükümet bu tuzağa düşmesin!

Ya bu gidişle orada bağımsız Kürdistan devleti kurulursa?”

Olabilir. Kurulacağı varsa kurulur; Ankara o devleti kurduranlardan olmak istemiyorsa olmasın. Ama kurulmayacaksa da kurulmaz; Ankara o devleti kurdurmayanlardan da olmasın. Ya ne yapsın?

Kuzey Irak’ta er veya geç bağımsız bir Kürdistan devletinin kurulacağını farz ederek o devleti şimdiden müttefik olarak kazanmaya baksın.

(...) Kerkük’ün kendine mahsus bir statüsünün olması gerektiği söyleniyor. Doğrudur. Peki bu özel statü niye IKBY yahut duruma göre bağımsız Kürdistan dahilinde olmasın? Burada daha hatırı sayılır bir nüfus oranını teşkil etmez mi Türkmenler? Daha güçlü bir varlık sergilemezler mi? Yardıma ihtiyaçları olduğunda Türkiye’nin onlara yardım etmesi daha kolay olmaz mı? (16 Eylül 2017)

Irak Kürdistanı'ndaki referandumun sordurduğu sorular (Galip Dalay)

(...) Referandum yapılamaz ve Barzani buradan siyaseten çok hırpalanarak çıkarsa, bunun kime yarayacağı kime de yaramayacağı belli. İran, Irak Merkezi Hükümeti ve PKK bu resimden kazançlı çıkacaklardır. Buna karşılık, Türkiye'nin hem bölgesel Kürt siyasetindeki hem de genel Irak siyasetindeki konumu daha da zayıflamış olacak. Dolayısıyla, referandumun tehirinin Barzani'nin siyasal hayatına mal olmaması için ona anlamlı bir çıkış planı veya taviz listesi sunulması gerekiyor(...) Peki nasıl oldu da kısa bir süre içinde Türkiye eliyle ve Türkiye güdümünde bir Kürdistan kuruluyor tartışmaları birden Ortadoğu'da ikinci bir İsrail kuruluyor komploculuğuna yerini bıraktı? (18 Eylül 2017)

Federalizm geçikirse bağımsızlık kaçınılmaz (Etyen Mahçupyan)

(...) Türkiye Irak bağlamında tam aksi konumda yer alıyor. Kuzey Irak’ın bağımsızlık ‘alternatifine’ sahip olması, Şia yayılmacılığını dizginleme, siyasi ve iktisadi açıdan sağlam bir partner yaratma ve böylece tüm bölgede pazarlık gücünü artırma açısından Türkiye’nin lehine. Çünkü böyle bir alternatifin varlığı, Türkiye’nin süreklilik arz eden bir arabulucu konumuna oturmasına neden olacak. Ayrıca demokratik bir federasyonun oluşması, Irak’ın toprak bütünlüğünün sağlanması için elde kalan tek yol ve söz konusu ‘alternatif’ sonuçta federatif bir çözümün kapısını açabilir. (15 Eylül 2017)

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.