İran'ın Etnik Yapısı ve TÜRKLER

İran'ın Etnik Yapısı ve TÜRKLER

Giriş

 

1979 İran devriminden sonra o yıla kadar padişahlık sistemi ile idare olunan İran’da temel değişiklikler gerçekleşti. İslami devrimin gerçekleşmesinde İran’ın son padişahı Mehmet Rıza Şah’a karşı çeşitli fikir akımları mücadele etmiştiler. Marksist-Leninist guruplardan ta radikal İslamcı gurupları birleştiren tek bir amaç olmuştur; Mehmet Rıza şahın devrilmesi. Devrim sonrasında yaşanan iktidar savaşında Şii mollalar iktidarı ele geçirdiler. İktidarı ele geçiren molla kesimine Ayetullah Seyit Ruhullah Humeyni öncülük etmiştir. Devrimden sonra Şii mollaların isteklerini temel ilke olarak hesap eden ilk yasal parti “İslam Cumhuriyeti Partisi”olmuştur ve geçmiş 30 yıl zarfında İran’da bütün rakip düşünceleri devre dışı bırakıp tek düşünce hâkimiyetine doğru hareket etmeği başarmıştır. 
Bu siyasi eğilimin düşünsel temeli İran tarihinde Hasan Sebbah hareketine dayanırdı ve merkezinde siyasi Şiilik ile Fars milliyetçiliği duruyordu. Devrimden hemen sonra yeni yönetim tarzına ilk itiraz İran Türkleri (Güney Azerbaycan) tarafından geldi. Tebriz merkezli İran Türklerinin itirazına Humeyni’yi idamdan kurtaran Ayetullah Seyit Kazım Şeriatmedari liderlik etmiştir. İran Türklerinin devrim sonrası Humeyni otoritesine karşı isyanı sert bir şekilde bugün Devrim Muhafızları bildiğimiz silahlı teşkilat tarafından bastırıldı. 
 
1979 İran devriminden sonra Humeyni taraftarlarından oluşan bu milis gurup giderek İran’ın bütün iktisadi, siyasi ve kültürel sahalarını ele geçirdi. Gurubun oluşum felsefesi ilk başta eski rejim dönemine ait klasik orduya güvensizlikten doğmuştur. Fakat devrimin geçtiği süreç ve iç ile dış dinamikler bu oluşumun genişleştirilmesini gerektirdi. İran Devrim Muhafızları ana yapısı devlet kariyerini bireylerden üstün tutan ideolojik devletler gibidir. Devrim Muhafızlarına benzer askeri oluşumlar daha önce Sovyetler Birliği, Hitler dönemi Almanya ve Mussolini dönemi İtalya’da tecrübe edilmiştir. Devrim Muhafızları çizgesi bu oluşumların Şu’ubiye-Şii sürümüdür. Devrim Muhafızları askeri yönde savaş koşulları nedeniyle İran-Irak savaşı esnasında güçlendi ve savaştan sonra ilk başta kültürel alan daha sonra İktisadi alana dâhil oldu.

İran’ın Etnik Yapısı
 
Bugün İran’ın resmi dili Farsça olduğuna rağmen ülkenin nerdeyse yarı nüfusu Fars olmayan etniklerden oluşmaktadır. Ülke etnikleri genel olarak Türk, Kürt, Beluç, Lor, Arap ve Türkmen’den ibarettir.
 
İran’da etnikler konusunda istatistik araştırmalar kamuoyuna açıklanmamaktadır ve devletin özel kurumlarına sınırlıdır. Bu sebepten bugüne kadar İran’ın etnik yapısı hakkında resmi bilgiler mevcut açıklanmamış ve mevcut istatistikler bir sıra araştırmalara dayanmaktadır.
 
 
İran’ın etnik gurupları:

Farslar:
 
İran’ın resmi dili Farsça olarak geçiyor. Bütün resmi kurumlar ve idari birimlerde bu dil kullanılmaktadır. Eğitim dili ise zorunlu olarak Farsça olmuş ve İran’ın dünyaya İran kültürü olarak tanıtmak istediği Kültür Fars kültürüdür. Fakat Farslar, nüfus bakımından İran’da çoğunluğu teşkil etmiyorlar. 1925 yılından itibaren siyasi iktidarı kapsamakla bu dil İran’ın resmi dili olmuştur. 1925 yılından itibaren uluslararası girişimlerde siyasi amaçları ön plana alınmış ve Fars aydınları Farsların nüfus sayınsı yüksek oranda göstermeğe gayret etmişler. Bu sebepten dolayı İran’ın etnik nüfusu hakkındaki istatistik veriler 13% varan bir farklılıka verilmektedir.( Persian Gulf in Figures, s, 13; Ümit Özdağ, Değişen Dünya Dengeleri ve Basra Körfezi Krizi, İstanbul, Hikmet, 1991, s. 88). Etnoloji web sitesine müracaat ettiğimiz zaman İran’da Farsların nüfusu 45 milyon olarak geçiyor. Yani İran nüfusunun 50% yakın bir oranını teşkil etmektedir. (http://www.ethnologue.com/language/pes)

Türkler:
 
İran’ın yüksek oranda nüfusunu teşkil eden diğer önemli etnik gurup Türklerdir. Türkler İran’da çeşitli bölgelerde dağınık halde yaşamaktalar. Fakat yoğun olarak İran’ın kuzeybatısında ve siyasi söylemde Güney Azerbaycan (İran Azerbaycan’ı) geçen bölgede mesken kılmışlar. Bu Türkler tarih boyunca onlarca imparatorluk ve devlet kuran büyük ve kadim Türk medeniyetinin önemli bir parçası olmuşlar. Azerbaycan Türkleri Gazneli, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Harezmşahlar, Atabaylar (Atabekler), İlhanlı, Akkoyunlu, Karakoyunlu, Safevi, Afşar ve Kaçar devletleri içinde kurucu unsur olarak yer almışlar. İran’da etnik köken ve inanca göre hiçbir resmi sayım yapılmadığı için veriler genelde tahmin ve çıkarımlardan ibarettir. Bazı bu veriler İran’da Türklerin nüfusunu 30 milyon civarında söylemektedirler. Bu nüfus Güney Azerbaycan coğrafyasında yaşayan Türkleri ile beraber Kaşkay Türkleri, Horasan Türkleri, Halaç Türkleri ve İran’ın diğer bölgelerinde yaşayan Türkleri kapsıyor. (İran’ın İçindeki Zayıf Kaleler – Etnik Sorunlar I: Güney Azerbaycan, Gün TAŞ, Akademik Perspektif Enstitüsü.)

Kürtler:
 
Nüfus bakımından az olsalar bile siyasi mücadele bakımından etkin faktör hesap edilen diğer etnik grup İran Kürtleridir. Kürtlerin İran’da toplam nüfus oranı %9-13’ü kadardır. Bazı kaynaklar bu rakamı %3-6 olarak verirken, bazıları da %16’ya kadar çıkarır. (A Glance at the İslamic Republic of İran, s. 16; İran Yearbook’93.) Kürtlerin İran’da siyasi özelliği çağdaş tarihte milliyetçilik duyguları doğrultusunda devam ettirdikleri silahlı mücadeledir.

Beluçlar:
 
İran’ın “Sistan ve Beluçestan” eyaletinde yaşayan bu etnik grup nerdeyse ülke nüfusunun %1-2%’sini oluşturur. (A Glance at the İslamic Republic of İran, s. 15; İran Yearbook’93.) Bu etnik gurubu İran siyasetinde önemli kılan özellik Sünni oldukları kenarında mezhep savaşında bulunmalarıdır. Beluçi dili Peştuca’ya yakın bir dildir ve hatta onun lehçesi bile hesap edile bilir.

Araplar:
 
İran-Irak savaşının önemli faktörlerinden biri İran’ın güneybatısında yaşayan Arap etniği olmuştur. Yoğunlukla Ahvaz kenti ve çevresinde yaşamaktalar. İran Araplarının nüfusu 1,5 milyon tahmin ediliyor. (Nazile Ghanea-Hercock. “Ethnic and Religious Groups in The Islamic Republic Of Iran” United Nations Ofice Of The High Commissioner For Human Rights, Sub-Regional Seminar. Cultural Diversity and Development in Central Asia. Bishkek. Ekim 2004. S. 2.)

Diğer Etnik Gruplar:
 
Yukarda sıraladığımız etnikler dışında İran coğrafyasında başka etnik gurupları mevcuttur ki Hint-Avrupa dilli dalına mensubiyetten dolayı kendilerini İranlı bilip siyasi tehlike teşkil etmemekteler. Bazı bu etnik gruplar bunlardan ibarettir: Lorlar, Gilekler, Maziler, Talişler ve Tatlar.

1979 İran Devriminden Sonra Etniklerin Siyasi Durumu 
 
İran’da 1925 yılında Fars dili temelinde oluşan ulus-devlet anlayışı bu tarihten itibaren çeşitli etniksel hareketleri karşısında görmüştür. İran’da etniksel hareketler Fars ırkçılığına karşı tepkisel olarak başlamış ve toplumsal devinim haline gelmiştir. 1979 Devrimi ülkenin siyasi hayatında önemli değişikliklere neden olduysa da Fars olmayan halklar için etniksel yönde bir yenilik getirdiği söylenemez. Rıza Şah döneminde şahçılık adı altında yürütülen asimilasyon ve ayrımcılık politikaları İslam Devrimi sonrası imamcılık adı altında yürütülmüştür. Devrimin başarı kazanması ile birlikte özerklik alabileceği umuduna kapılan İran’ın Fars olmayan halkları, 1979 Anayasası’nda umduklarını bulamamışlardır. İran İslam Cumhuriyeti Anayasası’nın 15. maddesi Fars olmayan halklara kendi dillerinde eğitim hakkı vermiş olsa da anayasanın bu maddesinin uygulanmadığını görmekteyiz. İran’da 90’nın üzerinde dil ve lehçe konuşulmaktadır. İran’da konuşulan dilleri üç ana gruba ayrılmaktadırlar: Türk dili grubu, Fars dili grubu ve Sami dili grubu. Çok konuşulan diller Türkçe (Azerbaycan ve Türkmen), Farsça, Arapça, Lor, Lek, Beluç, Gilek ve Mazendaran ve birçok küçük milletlerin dilleri. Bütün dillerin içinde Türk dili (Azerbaycan Türkçesi) oran olarak çoğunluğa sahiptir. İran coğrafyasında yaşayan halkların çok dilli olmasına rağmen Anayasasının 15. maddesi resmi dilin Farsça olduğunu öngörmektedir. Çok uluslu bir devletin anayasasında ülkenin % 50’ni bile oluşturmayan halkın dilinin resmi dil olarak belirlenmesi ülkede yaşayan diğer halklara yönelik asimilasyon ve ayrımcılık politikalarının meşru zeminini hazırlamaktadır. Bu düzenleme aynı zamanda İran’ın demokratik ve adil bir yönetime sahip olmadığını göstermektedir. Bu halkların ülkenin resmi organlarında kendi dillerini kullanamamaları farklı etnik kökenden olan bireylerin ülkenin siyasi, kültürel ve ekonomik hayatında etkinliğini kısıtlamakta ve kendi dillerini geliştirmesine engel olmaktadır. Nüfusunun yarıdan çoğu farklı etnik gruplardan oluşan bir devletin birden fazla resmi dilinin olması gerektiğini öngören herhangi bir uluslararası hukuk düzenlemesi veya anlaşma olmasa da bu uygulamayı yasaklayacak da herhangi bir düzenleme veya anlaşma da bulunmamaktadır. Nitekim çok uluslu yapıya sahip devletlerden bazılarının birden fazla resmi dilinin olduğunu görmekteyiz. Örneğin; İsviçre, Belçika ve Kanada’da birden fazla resmi dil bulunmaktadır. Anayasanın 15. Maddesi Fars olmayan ulusların kendi dillerinde eğitim hakkı vermiş olsa da bu düzenleme uygulamada sadece dilsel kurslar açabilme ve eğitimi alma şeklinde kendini bulmaktadır. (İslam Kılıfında Fars Asimilasyon Aygıtı: İran İslam Cumhuriyeti, Cavid VELİEV, Güney Azerbaycan Sosyo-Kültürel Araştırmalar Merkezi web sitesi.) 
 
Fars milliyetçiliğinin dini-milli boyutu, 1979 devriminden sonra İran İslam devleti tarafından resmi ideoloji olarak benimsenmiştir. Kurulan yeni rejim İslam’da etnik gurupların eşitliğinden bahsetse de Farslığını korumaktadır. Din ve millet ilişkilerine farklı boyutlar kazandırarak İranlılık ve Şialık üzerinde durulmaktadır. Bu nedenle İran’ın içyapısı her an özellikle merkezi iktidarın zayıfladığı zaman bir saatli bomba gibi patlaya bilir.
 
 Tablo etnik

Tablo etnikEtniklerİran’ın Etnik Yapısı- Babek Şahit

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum