İsrail-İran Çatışmasının Stratejik Analizi ve Gelecek Perspektifleri
İsrail'in 12 Haziran 2025'te İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırısı, üst düzey komutanların kaybı ve balistik füze hasarı... İşte İsrail-İran çatışmasının stratejik analizi...
İsrail'in 12 Haziran 2025 akşamı İran'a yönelik başlattığı operasyon, uzun süredir devam eden İran-İsrail geriliminin doğrudan bir çatışmaya dönüşmesi olarak değerlendiriliyor.
Operasyon, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu tarafından "Operation Rising Lion" (Yükselen Aslan Operasyonu) olarak adlandırıldı ve İran'ın nükleer tesisleri, balistik füze üretim merkezleri ile üst düzey askeri liderlerin hedef alındığı açıklandı.
13 Haziran sabahı erken saatlerde başlayan saldırılar, Tahran, Natanz, Isfahan ve Khorramabad gibi stratejik bölgelerde yoğunlaştı.
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), 200'den fazla savaş uçağının katıldığı ve 100'den fazla hedefin vurulduğu bir kampanya yürüttüğünü belirtti.
İran devlet medyası, Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Salami ve Silahlı Kuvvetler Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Mohammad Bagheri gibi üst düzey komutanların öldürüldüğünü doğruladı.
Bu saldırı, İran'ın nükleer programına yönelik en büyük doğrudan müdahale olarak tarihe geçti.
Arka planda, İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından Haziran 2025'te nükleer yükümlülüklerini ihlal ettiği yönündeki raporu ve ABD ile İran arasında devam eden ancak sonuçsuz kalan nükleer müzakereler etkili oldu.
İsrail, İran'ın uranyum zenginleştirme oranını %60'a çıkarmasını ve Natanz gibi tesislerde ileri teknoloji santrifüjler kullanmasını, nükleer silah geliştirme çabalarının kanıtı olarak gördü.
Öte yandan, İran bu faaliyetlerin sivil amaçlı olduğunu savunmaya devam etti.
STRATEJİK BOYUTLAR
Netanyahu, İran'ı "İsrail'in varoluşsal tehdidi" olarak tanımladı ve operasyonu, İran'ın nükleer kapasitesini kalıcı olarak sekteye uğratmak için bir fırsat olarak sundu.
Ayrıca, İsrail'in son yıllarda İran'ın hava savunma sistemlerini (örneğin S-300 sistemleri) ve balistik füze üretim kapasitesini zayıflatacak şekilde düzenlediği önceki saldırılar (Ekim 2024'te olduğu gibi), bu operasyonun altyapısını hazırladı.
İRAN'IN DURUMU
İran, saldırıya anında yanıt vermedi ve bu durum, stratejik bir bekleme ya da askeri kapasitenin yeniden değerlendirilmesi olarak yorumlanabilir.
İran'ın daha önce (örneğin, 2020'de Kasımi Süleymani suikastına yanıt olarak) misilleme için zaman aldığı biliniyor. Ancak, üst düzey komutanların kaybı ve nükleer tesislerdeki hasar, İran'ın caydırıcılık kapasitesini sorgulatıyor.
İran, balistik füze stoklarının bir kısmının hedef alındığını doğruladı ve bu, gelecekteki misilleme gücünü sınırlayabilir.
Öte yandan, İran'ın Hizbullah, Huti gibi vekil güçleri üzerinden dolaylı bir yanıt verme olasılığı yüksek.
ABD'NİN ROLÜ
ABD, operasyona doğrudan katılmadığını açıkladı, ancak istihbarat paylaşımı, lojistik destek ve elektronik harp kapasitesiyle dolaylı olarak katkı sağladığına dair spekülasyonlar var.
Başkan Donald Trump, İran'a nükleer programını sınırlaması için son bir uyarıda bulundu ve müzakerelerin başarısızlığı durumunda askeri seçeneğin masada olduğunu ima etti.
Ancak, ABD'nin diplomatlarını Irak'tan çekmesi ve bölgedeki askeri varlıklarını artırması, bir çatışmanın genişlemesinden duyulan endişeyi yansıtıyor.
Trump yönetimi, İran ile diplomatik bir çözüm arayışını sürdürmek istiyor gibi görünse de, İsrail'in bağımsız hareketine engel olamadığı anlaşılıyor.
BÖLGESEL VE KÜRESEL ETKİLER
Saldırı, Ortadoğu'da zaten hassas olan dengeleri daha da karmaşık hale getirdi.
Lübnan'daki Hizbullah ve Yemen'deki Huti milislerinin İran'a destek verme olasılığı, çatışmanın Lübnan-İsrail sınırına ve Kızıldeniz'e yayılma riskini artırıyor.
Suriye'de ise yeni yönetimin İsrail ile diyalog arayışı, İran'ın bölgedeki nüfuzunu kaybetmesiyle sekteye uğrayabilir. Irak, İran'ın vekil güçlerinin faaliyet alanı olarak bir cephe haline gelebilir, ki bu da ABD üslerini hedef alma riskini doğurur.
Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkeler, İran'ın zayıflamasını bir fırsat olarak görebilir, ancak bu durum Şii-Sünni gerilimini körükleyebilir.
KÜRESEL EKONOMİK VE DİPLOMATİK ETKİLER
Operasyon, küresel piyasalarda hemen yankı buldu; petrol fiyatları %12'ye varan bir artış gösterdi ve uçuşlar İran, Irak ve İsrail hava sahasında askıya alındı. Bu, küresel tedarik zincirlerini ve enerji fiyatlarını etkileyebilir.
BM Güvenlik Konseyi'nin acil toplanması bekleniyor, ancak Rusya ve Çin'in İran'ı destekleyen tutumu, herhangi bir yaptırım ya da ateşkes kararını zorlaştırabilir.
Avrupa Birliği, çatışmanın yayılmasından endişe duyduğunu belirtti ve diplomasiye çağrı yaptı.
OLASI SENARYOLAR
İran'ın Misillemesi: İran, balistik füze ve İHA saldırılarıyla yanıt verebilir, ancak komuta yapısındaki kayıplar bu tepkinin koordinasyonunu zorlaştırabilir. Vekil güçler üzerinden dolaylı saldırılar daha olası görünüyor.
Çatışmanın Genişlemesi: Hizbullah ve Huti'lerin devreye girmesiyle çok cepheli bir savaş riski artar. ABD ve NATO'nun müdahalesi, durumu küresel bir krize dönüştürebilir.
Diplomatik Çözüm: Trump'ın müzakereleri yeniden canlandırma çabası, İran'ın zarar gören pozisyonunu masaya getirebilir, ancak bu, İsrail'in vetosuyla karşılaşabilir.
Durum Kilitlenmesi: İran'ın sınırlı bir tepkiyle yetinmesi ve tarafların mevcut pozisyonlarını koruması, gerilimi dondurulmuş bir çatışmaya çevirebilir.
Siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.