Malazgirt Zaferi'nin bilinmeyenleri: Bozkurtlar ordusu geçti hücuma!

Malazgirt Zaferi'nin bilinmeyenleri: Bozkurtlar ordusu geçti hücuma!

Selçuklu Hükümdarı Sultan Muhammed Alparslan'ın, Türklere Anadolu'nun kapılarını açtığı 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi'nin 948'inci yıl dönümünde Malazgirt Zaferi tarihine dair bilinmeyenleri sizler için derledik:

Türk ve dünya tarihinin dönüm noktalarından biri olan Malazgirt Muharebesi'nin sonunda Bizans ordusu dağıtıldı ve Türkler bu zaferin ardından Anadolu içlerine akarak, Ege ve Marmara kıyılarına kadar ilerledi.

Selçuklu Hükümdarı Sultan Muhammed Alparslan'ın, Türklere Anadolu'nun kapılarını açtığı 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi'nin 948'inci yıl dönümünde Malazgirt Zaferi tarihine dair bilinmeyenleri sizler için derledik:

Malazgirt Meydan Muharebesi olarak da bilinen Malazgirt Savaşı, tarihinde, bugünkü Muş ilinin Malazgirt ilçesinin yakınlarında Selçuklu İmparatorluğu ile Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu arasında gerçekleşti. Bizans İmparatorluğu'nun yenilgisi ve İmparator 4. Romen Diyojen'in esir düşmesiyle sona erdi.

selcuk-siyasetcafe-001.jpg

26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi Bizans'ın mukavemetini çökerterek Anadolu'nun kapılarını sonuna kadar Türkler'e açtı. Malazgirt'ten sonra Türkler'in akın akın Anadolu'ya gelmeleri sonucu Avrupa'da burası Türkiye diye anılmaya başlandı.

Türklere Anadolu'nun kapılarını açan büyük zaferin komutanı Sultan Muhammed Alparslan, Selçuklu hükümdarı Çağrı Bey'in ikinci oğlu olarak 20 Ocak 1029'da dünyaya geldi. Babası ile amcası Tuğrul Bey'in vefatının ardından ortaya çıkan saltanat mücadelesinden gelip gelerek 27 Nisan 1064'te Selçuk Devleti'nin tahtına çıktı. Yönünü batıya çeviren Alparslan'ın ilk hedefi Bizans'ın idare ettiği Anadolu coğrafyası oldu. Bu amaçla ilk olarak kuzey sınır hattı olan Gürcistan ve batı sınır hattı olan Anadolu'ya seferler düzenledi. Kars ve Ani şehirlerini ele geçirerek Bizans'tan ilk toprağını aldı.

Kazandığı topraklar ve sahip olduğu güçlü ordusuyla İslam dünyasında önemli bir yer edinen Sultan Alparslan, hilafet makamını taşıyan Abbasilerin de koruyuculuğunu üstlendi. Abbasi Halifesinin Fatımilere karşı 1070'te yardım talep etmesi üzerine Sultan Alparslan, ordusuyla Fatımilerin üzerine yürüdü. Alparslan'ın Mısır'a yöneleceği haberi üzerine Bizans ordusu, yaklaşık üç yıldır hazırlıklarını yaptığı doğu seferini başlattı.

selcuk-siyasetcafe7.jpg

Bizans ordusunun taarruzunu öğrenen Alparslan, geri dönerek Suriye hattına doğru ilerleyişe geçti. Rey şehrinde konuşlanacağı duyumunu yayan Alparslan, Rey yerine Muş'a doğru hareket etti.

Bizans ordusu Rey şehrine doğru ilerlerken, Sultan Alparslan Malazgirt Ovası'nda karargahını kurdu. Alparslan, mahiyetindeki din alimlerinin de tavsiyesiyle muharebeyi cuma günü yapmaya karar verdi. Ordusuyla birlikte 26 Ağustos Cuma günü namaz kılıp dua eden Alparslan, namazın ardından Romen Diyojen komutasındaki Bizans ordusunun üzerine yürüdü.

Anadolu'daki Selçuklu istilâ ve fetih hareketlerinin hızla devam ettiği sıralarda Bizans'ta imparator olan IV. Romanos Diogenes, gittikçe artan Türk fetihlerini durdurmak amacıyla çeşitli milletlerden meydana getirdiği bir orduyla Mart 1068'de Anadolu'da Selçuklu kuvvetlerine karşı harekâta başladı ve Maraş'a kadar gitti.

selcuk-siyasetcafe44.jpg

Ancak kesin bir başarı kazanamadan geri döndü. Yeniden başlayan Selçuklu akınlarına karşı sevkettiği kuvvetlerin yenilmesi üzerine imparator, Sivas ve Malatya'ya iki ordu gönderdiği gibi kendisi de üçüncü bir orduyla bizzat harekete geçerek Harput yörelerine kadar ilerledi. Fakat Selçuklu kuvvetlerinin Orta Anadolu'nun merkezi durumundaki Konya başta olmak üzere birçok şehir ve kasabayı fethetmeleri karşısında hiçbir başarı elde edemeden İstanbul'a dönmek zorunda kaldı (1069).

İmparatorun 1070 yılında saraydaki muhalefet sebebiyle başşehirden ayrılamadığı için en güvenilir kumandanları emrinde gönderdiği ordular da başarılı olamadı. Bunun üzerine Romanos Diogenes, doğrudan İran'a ulaşıp merkezlerini ele geçirmek suretiyle Selçuklu problemini kökünden halletmek için Ayasofya Kilisesi'nde düzenlenen büyük bir törene katıldıktan sonra 13 Mart 1071 günü öncekilerden daha güçlü bir orduyla yola çıktı.

Çeşitli kaynaklarda 600.000'e varan rakamlar verilmekle birlikte 200.000 kişi civarında olduğu tahmin edilen bu ordu Balkanlar'daki Peçenek, Uz, Kıpçak ve Hazar Türkleri ile İslav, Alman, Bulgar, Frank, Ermeni ve Gürcüler'den oluşturulmuş ve en güçlü silâhlarla donatılmıştı.

selcuk-siyasetcafe77.jpg

Çeşitli milletlerden oluşması sebebiyle birlikten mahrum 200.000 kişilik Bizans ordusuna karşılık Selçuklu ordusu hepsi aynı ideale hizmet eden yaklaşık 50.000 kişiden ibaretti. Alparslan'ın beraberinde Gevherâyin, Afşin, Savtegin, Sunduk ve Ay Tegin gibi Anadolu'yu ve Bizanslılar'ı iyi tanıyan tecrübeli akıncı beyleriyle Artuk, Tutak, Dânişmend, Saltuk, Mengücük, Çavlı, Çavuldur ve Porsuk gibi Selçuklu devletinin en değerli emîrleri bulunuyordu.

Bizans imparatoru Romanos Diogenes, 1068'den sonra Anadolu'ya yayılan Türkmenler'e karşı harekete geçti. Ancak bir türlü istediği başarıyı sağlayamadı. Bunun üzerine büyük bir ordu hazırlayarak 13 Mart 1071'de Ayasofya'daki törenden sonra 200 bin askerle yola çıktı. Bu orduda farklı milletlerden savaşçıların yanısıra Hristiyanlaşmış Uz, Kıpçak ve Peçenek Türkleri de vardı. Bu sırada Alparslan da Mısır seferine çıkmıştı. Alpaslan, Bizans ordusunun harekâtını haber alınca Mısır seferini yarıda keserek Anadolu'ya doğru hareket etti.

Alparslan'ın ordusuna farklı milletlerden binlerce Müslüman asker katılmıştı. Bunların içinde Selçuklular'a tâbi olan Mervânî Emirliği'nin Kürt birlikleri de vardı. İki ordu Malazgirt-Ahlat arasında Selçuklu Sultanı Alparslan, 26 Ağustos 1071'de Buharalı Ebû Nasr Muhammed'in bütün Müslümanlar'ın İslâm'ın zaferi için dua ettikleri cuma günü öğle vaktinde düşmana saldırması tavsiyesine uyup, ordusuyla birlikte cuma namazını kıldıktan sonra "Ölürsem kefenim olsun" dediği beyaz bir elbiseyle ordusunun karşısına çıkıp "Ben, Müslümanlar'ın camilerde bizim için dua etmekte oldukları bu saatlerde düşmanın üzerine atılmak istiyorum. Galip gelirsek arzu ettiğimiz sonuç gerçekleşmiş olur, yenilirsek şehit olarak cennete gideriz. Bugün burada ne emreden bir sultan ne de emir alan bir asker var; ben de içinizden biri olarak sizinle birlikte savaşacağım; benimle gelmek isteyenler peşime düşsünler, istemeyenler serbestçe geri dönebilirler" 

Öğleden geceye kadar devam eden  Bizanslılar ağır bir yenilgiye uğradı. Ordunun büyük bir kısmı kılıçtan geçirilmiş, imparator ve çok sayıda general esir alınmış, askerlerin ancak bir bölümü kaçarak canlarını kurtarabilmişti. 

malazgirt-zaferi-tarihi-hakkindaselcuk-siyasetcafe77.jpg

Selçukluların Turan taktiğinin en başarılı örneğini uyguladığı savaşın ardından, Romen Diyojen daha fazla dayanamayıp yenilgiyi kabul etti ve bazı askerleriyle yaralı olarak esir alındı. Esir aldığı Diyojen'e gösterdiği hoşgörüyle de nam salan Alparslan, Barzam Kalesi kumandanı Yusuf Harizmi'nin bıçaklı saldırısına uğramasının ardından 24 Kasım 1072'de hayatını kaybetti. Sultan Alparslan, Türkmenistan'daki Merv şehrine defnedildi. Vasiyeti üzerine yerine oğlu Melikşah tahta geçti. Tarihe "Anadolu'nun kapılarını Türklere açan sultan" olarak geçen Alparslan, tahtta kaldığı yıllar boyunca önemli seferlere imza attı. Büyük bir devlet adamı ve komutan olan Sultan Muhammed Alparslan, Abbasilerin de yardımına koşarak İslam dünyasının hamiliğini üstlendi.

TURAN TAKTİĞİ NEDİR?

Büyük çoğunlukla okçu süvarilerden kurulu olan Türk savaş birlikleri, at sayesinde sağlanan sürat vasıtasıyla, ağır hareketli ve sıkı saflar halinde kütle muharebesi yapan yabancı ordular karşısında üstünlük sağlıyorlardı. Kendi taktiklerini uygulamak için ordularını daima hücum esasına göre düzenleyen ve eğiten Türkler'in savaşında en belirgin özellik, düşman cephesinde şaşkınlık yaratan "baskın" şeklindeki hücumlardır.

Malazgirt Savaşı nedenleri:

– Tuğrul Bey'in ve Alp Arslan'ın Anadolu'ya sürekli akınlar yapması ve bu durumu devlet politikası haline getirmeleri;

– Göçebe olarak yaşayan Oğuzları Selçukluların Anadolu'dan atmak istemesi,

– Romen Diyojen'in Türkleri Anadolu'dan çıkararak İslam ülkeleri üzerinde hüküm sürmek istemesi,

– Türklerin Anadolu'yu yurt edinmeyi amaçladıkları,

– Pasinler savaşında mağlup olan Bizansların bu mağlubiyetinin hıncını almak istemeleri,

– Türkmenlerin baskılarının daha da artması.

Malazgirt Savaşı sonuçları:

– Bizans imparatoru Romen Diyojen ve ordusu savaşta yenilgiye uğratıldı.

– Anadolu'nun kapısı Türklere tamamen açılmış oldu.

– Çok fazla yorulmayan Türkler, Marmara kıyılarına kadar ilerleme şansı buldular.

– Bugünkü Türkiye devletinin temelleri atılmış oldu.

– Anadolu'daki gücünü kaybeden Bizans, Balkanlardan elini ayağını çekti.

– Bizans'ın Abbasiler ve İslam ülkeleri üzerindeki etkileri sona erdi.

– Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ilk Türk beylikleri meydana gelmeye başlamıştır.

YAHYA KEMAL'İN MALAZGİRT HAYALİ

Yahya Kemal, Türklerin Anadolu'ya gelişlerini öğrenmek amacıyla Fransa'da bulunduğu süreçte, elindeki yabancı kaynaklara şüphe ile yaklaştığını belirtiyor ve yeni Türkçe eserler yazmanın gerekliliğini vurguluyordu. Bu hedef için Selçuklu ve Osmanlı asırlarını incelediğinde, Malazgirt'in Türkler için bir başlangıç olduğu konusunda netleşmişti.

Malazgirt Zaferi'nin 900'üncü yıldönümü yaklaşırken, Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal ile bu büyük zafer hakkında konuştuğunu ve hayal kurduğunu anlatır. Yahya Kemal, savaşın gerçekleştiği Malazgirt meydanında, koşu halinde bulunan yüzlerce at heykelinden bir abide hayal etmiştir. Bu abidenin de, devlet bütçesiyle değil, halkın desteğiyle yapılması için bir Malazgirt Zafer Cemiyeti kurulması gerektiğini savunmuştur.

ERDOĞAN MESAJ YAYIMLADI

selcuk-siyasetcafe774.jpg

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26 Ağustos Malazgirt Zaferi'nin yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı.

Mesajında, Malazgirt Zaferi'nin, aziz milletin kaderini değiştiren, tarihin akışına yeni bir yön veren, Anadolu'da asırlar boyunca devam edecek kardeşlik, hoşgörü ve dayanışmaya dayalı medeniyetin ilk adımı olduğunu vurgulayan Erdoğan,  değerlendirmesinde bulundu.

"Adaletli ve merhametli yönetimiyle kendisinden sonraki devlet adamlarına da örnek olan Sultan Alparslan, asırlar boyu Anadolu topraklarında egemen olan barış, hoşgörü ve sevgiyi esas alan anlayışın öncüsü olmuştur."

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu kutlu zaferle Anadolu'yu ebedi yurdumuz yapan kahraman ecdadımız, dünya tarihine damga vurmuş, büyük bir medeniyet kurmuş, Türkiye Cumhuriyeti bu sağlam temeller üzerinde yükselmiştir. Kahraman ecdadımızdan aldığımız ilhamla bizler de geleceğe emin adımlarla yürürken adaleti, barışı ve hoşgörüyü her şeyin üstünde gören bir anlayışı benimsedik. Cumhuriyetimizi daha aydınlık yarınlara taşırken Malazgirt ruhu her zaman yol göstericimiz olacaktır.

Bu düşüncelerle Malazgirt Zaferi'nin yıl dönümünde büyük komutan Sultan Alparslan'ı ve aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyor, tüm vatandaşlarımı en kalbi duygularımla selamlıyorum."

 

 

 

 

 

SİYASETCAFE.COM

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.