Nasıl biliyorsa cehennemin yolunu

Nasıl biliyorsa cehennemin yolunu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya ziyaretiyle ilgili yapılan haberlere tepki göstererek, Hele bir tane kendini bilmez derginin attığı başlık manidardı; şahsımı cehenneme gönderiyordu, nasıl biliyorsa cehennemin yolunu onu da anlamak mümkün değildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Soma’daki maden faciasının ardından düzenlenen eylemlerde eylemlerdeki polisin tavrını eleştiren dış basına ve kendinin Almanya ziyaretiyle ilgili yapılan haberlere tepki göstererek, “Buradaki bir kısım medya ne yazık ki Soma faciasını kendilerini için ranta dönüştürmek üzere Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na farklı şekilde hakaretler ediyorlar. Hele bir tane kendini bilmez derginin attığı başlık manidardı; şahsımı cehenneme gönderiyordu, nasıl biliyorsa cehennemin yolunu onu da anlamak mümkün değildi. Tabi iş sadece bu değil. Ya işin manidar olan yanı şu; ülkemdeki bazı medya ile bunların anında koordine olması çok anlamlıydı” dedi. 


Başbakan Erdoğan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD)10. yılı nedeniyle Almanya Köln Lanxess Arena’da düzenlenen etkinliğe katıldı. Erdoğan programda okunan Kuran’ı Kerim’i ve ilahileri dinledi. Etkinlikte ayrıca namaz vakti girmesi nedeniyle iki kişi tarafından karşılıklı olarak ezan okundu. Ardından Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hasan Kani Yılmaz’ın ettirdiği duaya katıldı. Konuşmaların ardından kürsüye gelen Başbakan Erdoğan, salonda bulunanları selamladı. 

“31 CANIMIZI, KARDEŞİMİZİ, O ELİM KAZADA HAKK’A UĞURLADIK” 

Konuşmasında, Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarının emeğine teşekkür eden Erdoğan, “Onur ve gurur dolu bir 50 yıl bıraktığınız için her birinize teşekkür ediyorum. Rabbim sabrınızı, tahammülünüzü arttırsın. ‘Rabbim hasretinizi hafifletsin’ diye dua ediyorum” dedi. 
Geçen hafta Salı günü Manisa’nın Soma ilçesinde elim bir facia yaşandığını kaydeden Erdoğan, “31 canımızı, kardeşimizi, o elim kazada Hakk’a uğurladık. Bizim Türkiye’de hissettiğimiz acıyı sizler de burada hissettiniz. Bizim kadar, sizin kadar yeryüzündeki tüm dost ve kardeşlerimiz bu acıyı paylaştılar. Sizlere Soma faciasının ardından verdiğiniz maddi destekler için, özellikle de yaptığınız dualar için çok çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. 

DİNLEYENLER YUHALADI ERDOĞAN ŞÜKRANLARINI SUNDU

Soma’dan 10 kişilik bir heyetin ziyaretine geldiğini belirten Erdoğan, o işçilerin sorunlarını dinlediğini belirtti. Erdoğan, işçilerle görüşmesinin ardından Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüştüğünü belirtti. Bu sırada salonda “yuh” sesleri yükselirken Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: 
“Kendisi başsağlığı ve destek mesajlarını iletti. Federal Almanya Cumhuriyeti'ne, Almanya hükümetine, başta Sayın Merkel olmak üzere tüm Alman makamlarına huzurlarınızda, Soma'daki madenlerle geleceğe yönelik ne gibi iş birliği yapabiliriz bunları konuştuk, kendisine şükranlarımı ifade ediyorum.” 
 
UETD, bu organizasyonla hem kendi 10. kuruluş yıl dönümü kutlarken, bir diğer yandan da burada kendilerinin değerler silsilesi içinde bir yaklaşım sergilendiğini belirten Erdoğan, “Burada hatmi şerifler indirildi, Kuran-ı Kerim okundu, dualar edildi, ezan-ı Muhammed'i okundu. Rabbim, inşallah bunları kabul buyursun. 301 şehidimizin ruhunu muazzez etsin. Bir kez de burada, sizlere şu sözü vermek istiyorum; bu elim kazadaki ihmalleri mutlaka ortaya çıkaracak, hangi kademede olursa olsun bunun hesabını mutlaka soracağız. Şu anda hem idari hem adli soruşturmalar devam ediyor. Şehitlerimizin bizlere emaneti olan yetimlerine, ailelerine devlet olarak sahip çıkacak, acılarını hafifletmek adına ne gerekiyorsa yapacağız ve yapıyoruz” diye konuştu. 

“ERDOĞAN’A SALDIRMAKLA BURADAN FARKLI YERLERE OY DEVŞİREMEZSİN” 

Konuşmasında Soma’da meydana gelen faciayı protesto etmek için yapılan eylemlere de değinen Erdoğan şu ifadeleri kullandı: 
“Fakat bir gerçek var. Biz orada elim faciayı yaşarken, ülkemizin içerisinde bu ıstırabı duyamayanlar da oldu. Bunlar Türkiye’nin büyük bir yekunu değildi aslında, bunlar azınlık olan, ama buradan nemalanmaya çalışan kesimlerdi, bunlar illegal örgütlerdi. Maalesef baktık ki anamuhalefetin bazı milletvekilleri de bunlarla beraber bu eylemlere ortak oluyorlar. Bununla da kalmadılar, şurada İstanbul Beyoğlu Okmeydanı’nda, Şişli Okmeydanı’nda burada birçok illegal eylemlere girdiler ve bir gencimiz orada maalesef öldü, ardından bir gencimiz daha o da öldü. Ölenlerden bir tanesinin kız kardeşi şöyle söylüyordu, ‘siz bu eylemleri yapmasaydınız benim kardeşim ölmeyecekti’ diyor. Bakıyorsun hemen buraya yansıması olmuş ve burada bazı bu tür örgütler ve buradaki bir kısım medya ne yazık ki Soma faciasını kendilerini için ranta dönüştürmek üzere Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na farklı şekilde hakaretler ediyorlar. Hele bir tane kendini bilmez derginin attığı başlık manidardı; şahsımı cehenneme gönderiyordu, nasıl biliyorsa cehennemin yolunu onu da anlamak mümkün değildi. Tabi iş sadece bu değil. Ya işin manidar olan yanı şu; ülkemdeki bazı medya ile bunların anında koordine olması çok anlamlıydı. Şunu tabi gönül rahatlığıyla, huzur içinde söyleyebilirim. Yarın Almanya’da Avrupa Parlamentosuyla ilgili seçimler var, Tayyip Erdoğan’a saldırmakla buradan farklı yerlere oy devşiremezsin, böyle bir şey olmaz. Veyahut da Türkiye’deki Gezi olaylarında hopladınız oturdunuz, 17 Aralık’ta hopladınız oturdunuz, 25 Aralık’ta hopladınız oturdunuz. Benim milletim size en güzel dersi 30 Mart’ta verdi. 
Eğer demokrasiye inancımız varsa, eğer sandığa inanıyorsak, sandıktan çıkan neticeye saygımız varsa o zaman Türk milletinin verdiği karara da saygınız olacak. Benim ülkemin halkının verdiği kararı bir yerlerin onaylamasına ihtiyacımız yok. Sadece milletimizin onayıdır.” 

“TAYİP ERDOĞAN, O KÖMÜR OCAKLARININ HAVASINI BİLİR”

Kendilerinin herhangi bir ülkedeki seçime müdahale etmediklerini belirtene Erdoğan, “Dışarıdan izliyoruz, telefon açıp tebrik ediyoruz. Öyleyse yapmanız gereken Türk milletinin o sandıklarda çıkardığı neticeye saygı duymanızdır, olay budur. Ne Soma’da 301 şehidimizle alakalı, bizim içimiz yanıyor, canımız yanıyor, birileri de kalkıp burada onu suiistimal etmeye kalkıyor, aynen ülkemdekiler gibi” dedi. 
 
Bu oyunların tutmayacağını kaydeden Erdoğan, “Biz dertliyiz be. Bizim derdimiz var. Bunlar benim o kömür ocaklarına giren kardeşlerime ‘bidon kafalı’ dediler, ‘göbeğini kaşıyan adam’ dediler, ‘bunlar bir şey bilmez’ dediler ama onlar bir şey bilmediklerini anlattılar. Şu anda Tayip Erdoğan, o kömür ocaklarının havasını bilir. Ben masada oturarak kömür ocağını tanımadım, kömür ocağına indim. Kömür ocağının derinliklerinde 4-5 kilometre gittik, orada kömür çıkardım, kömür çıkardıktan sonra da kömür madenindeki kardeşlerimle orada oturup yemeğimizi de yedik. Ama bunlar Boğaz’ın o güzel sularına bakarak demlenenlerden, benim bakanım, Enerji Bakanım Soma’da bu ocaklara girdi. O da girdi oraya. O da orada çalışanlarla beraber iftar sofrasına oturdu, iftarını onlarla yaptı. Siz, kimlerle neyi değerlendiriyorsunuz ya? Batı, bunu sen iyi anlaman lazım. Ülkemdekiler ne yazarsa yazsın, ne çizerse çizsin 30 Mart’ta zaten cevaplarını aldılar, bundan sonra da alacaklar” ifadelerini kullandı. 

“BU İŞ DE ÇÖZÜLECEK. AMA ÖYLE AMA BÖYLE”

Soma’daki faciayı protesto etmek amacıyla düzenlenen eylemlerde ortamın terörize edildiğini ve 2 kişinin bu olaylarda hayatını kaybettiğini anlatan Erdoğan, “Batı, hala polisimize fatura kesmeye çalışıyor. Molotof kokteyliyle Şortland’ın camı kırılarak içeri Molotof düştü. 2 polisimiz yandı. Şuanda hala tedavideler. Şimdi bütün bu terör eylemlerine karşı ne yapacaktı bizim polisimiz? ‘Gel bizi yak, yık mı?’ diyecekti. Emniyet amirini nasıl dövüyorlar, belki televizyonlarda izlediniz. Bunlar illegal örgütler, bunlar toplumu terörize etmeye çalışanlar, ortada herhangi bir şey yok. O semt benim semtim, çok iyi bilirim oraları. Ama bunların görevi sürekli terör estirmek. Başaramayacaklar, bu iş de çözülecek. Ama öyle ama böyle” diye konuştu. 
 
10 yıl önce Avrupa’da sayıları 6 milyona yaklaşan Türklerin hakları için mücadele etmek üzere bir çatı örgüt olarak Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin kurulduğunu kaydeden Erdoğan, kuruluşunda ve geride kalan 10 yılda olduğu gibi bundan sonra da UETD’yi başarılarla dolu bir gelecekte izlemeye ve yanlarında olmaya devam edeceklerini belirtti. 

"ENTEGRASYONA DEVAM EDECEĞİZ"

Birlikten kuvvet doğacağını kaydeden Erdoğan, “Referansımız her zaman demokrasi olacak, hukuk olacak, barış olacak. Nefes alıp verdiğimiz her yerde uyumu savunduk, uyumlu bir toplum olmak suretiyle geleceğe yürümeyi savunduk. Asimile olmadan özünden, öz kültüründen, öz dilinden taviz vermeden entegrasyonu teşvik etmeyi savunduk. Entegrasyona devam edeceğiz. Ama bunu bazı medya unsurları Almanya’dan farklı yerlere çektiler. Bakın, entegrasyon noktasında inanıyorum ki sizler hiçbir zaman zorluk çıkarmadınız, bundan sonra da çıkarmayacaksınız. Ama asimilasyon dersek, asimilasyon konusunda hayır. Ben, aynısını söylemiştim yine aynısını söylüyorum, çünkü biz dinimizden, dilimizden, kültürümüzden bunlardan taviz veremeyiz. Değişimden taviz veremeyiz” diye konuştu. 

“NE ZAMAN Kİ MİLLETİN SESİ YÜKSELDİYSE, DARBE YAPTILAR”

Türkiye’de çok zor zamanlar yaşadıklarını kaydeden Erdoğan, siyasi tercihleri, dini inançları ve ırkları nedeniyle bazı vatandaşların mağduriyet yaşadığını kaydeden Erdoğan, “Ne dediler, ‘işçisin sen, hep işçi kal’ dediler. ‘Yoksulsun, hep yoksul kal’ dediler. ‘Senin başörtün var öyle mi, senden ancak kapıcı olur’ dediler. ‘Senden ancak hizmetçi olur’ dediler. ‘Sen doktor olamazsın’ dediler. ‘Sen öğretmen olamazsın’ dediler. ‘Sen herhangi bir kurumda yönetici olamazsın’ dediler. ‘Avukat olamazsın’ dediler. ‘Parlamentoya giremezsin’ dediler ve biliyorsunuz parlamentoda ne dediler, unutmayın, ‘atın şu kadını dışarı’ dediler. Nicelerinin varlığını dahi inkar ettiler, sorunlarını reddettiler, onları asimile etmek istediler. ‘Siyasete yaklaşma’ dediler, ‘bürokrasiye yaklaşma’ dediler, ‘sorunlarını dile getirme, sorunların için mücadele verme’ dediler. Sandıkta, kendi irademizle seçtiğimiz, çok da sevdiğimiz Başbakanımız, merhum Adnan Menderes'i bir 27 Mayıs günü iktidardan indirdiler, idam ettiler. Bu unutulur mu? Adnan Menderes unutulmuyor. Fatin Rüştü Zorlu unutulmuyor. Hasan Polatkan unutulmuyor. Ama o kararı verenler unutuldu onları kimse hatırlamıyor. Tabi onlar hesabı o büyük hesap gününde verecek. Öyle geçiştirmek yok. Ne zaman ki Anadolu’nun, ne zaman ki milletin sesi yükseldiyse, darbe yaptılar, o sesleri susturmak istediler. İktidarları sınırladılar, milli iradeye sınır çizdiler, ne dediler, ‘sandık her şey değildir’ diyerek milletin tercihleri önüne engeller koydular” diye konuştu (ANKA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.