Resti çeken Erdoğan, AB'yi 'dize' getirdi

Resti çeken Erdoğan, AB'yi 'dize' getirdi

15 Temmuz darbe girişiminin ardından sessizliğe gömülen, arkasından da alınan önlemleri bahane ederek Türkiye ile müzakereleri dondurma kararı alabileceğini ifade eden Avrupa Birliği, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'terbiyesizlik' diyerek ortaya koyduğu s

15 Temmuz darbe girişiminin ardından sessizliğe gömülen, arkasından da alınan önlemleri bahane ederek Türkiye ile müzakereleri dondurma kararı alabileceğini ifade eden Avrupa Birliği, Türkiye’nin sert karşılığı ardından çark etti.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz’un “İdam geri gelirse AB müzakereleri durur” sözlerine karşılık,  “Kimsin sen ya, kimsin? Orada bir parlamentonun başkanı, nesin sen? Şu terbiyesize bak ya, ‘Yaptırım uygularız’ diyor. Ya senin her yerin yaptırım olsa ne yazar” demesinin ardından Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier apar topar Türkiye’ye geldi.

 

Steinmeier, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile basına kapalı olarak görüştü. Başbakan Binali Yıldırım ile de görüşen Steinmeier Türkiye’de tabiri caizse “buz” gibi karşılandı. Başbakan Yıldırım, Steinmeier’e AB çevrelerinden gelen haksız eleştirileri esefle karşıladığını ancak diyaloğun sürdürülmesine önem verdiklerini de belirterek AB kapısını kendilerinin kapatmadıklarına vurgu yaptı.

 

Türkiye’den kaçan Can Dündar’a Mandela muamelesi yapan, HDP milletvekillerinin tutuklanmasına karşı büyük bir tepki koyan Almanya ve diğer AB ülkelerine karşı Türkiye’den “açık bir rest” gelmesiyle AB’nin etekleri tutuştu. Almanya hemen Dışişleri Bakanı Steinmeier’i Türkiye’ye göndererek, Türkiye’nin “terör ile mücadelesine destek verdiği ve  diyaloğun muhafaza edilmesine önem atfettiklerini, gelecek süreçte Türkiye ve Almanya'nın her alanda iş birliği içinde olmasının önem arz ettiği” mesajını gönderdi.

 

Bu arada Türkiye’ye karşı olan yayınlarıyla dikkati çeken Almanya’nın Bild Gazetesi’nde çıkan bir değerlendirme yazısında, AB’nin Türkiye’de çuvalladığına gönderme yapılarak, “Kızgın, hem de çok kızgın” olduğu yazıldı.


Bu gelişmelerin öncesinde Türkiye ile müzakerelerin kapatılması gündemiyle bir araya gelen AB Dışişleri Bakanları’nın toplantısından Avusturya dışındaki tüm ülkelerin “üyelik müzakerelerine devam edilmesi” yönünde görüş çıkması da, Türkiye’nin en üst düzeydeki kararlı restinin AB tarafından görülemediği sonucunu ortaya koydu.

 

Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanlarının Türkiye'yi görüştüğü toplantıda, Avusturya hariç tüm ülkelerin, Türkiye'nin üyelik müzakerelerinin devam etmesi gerektiğini savunduğu, "Türkiye üzerinde ancak bu yolla etkili olabiliriz"  değerlendirmesinde bulunuldu.



AB ortak savunması, Suriye, Irak, Yemen, Irak ve Libya konularının da ele alındığı konsey toplantısının ardından konuşan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Türkiye konusunda AB'nin birleşik bir tutum almasında mutabık kaldıklarını söyledi. 


AB'nin en etkili üyelerinden Almanya ve Fransa ile birlikten çıkmaya karar veren İngiltere, üyelik müzakerelerinin devam etmesi gerektiğini savundu. Bu ülkeler, müzakereleri durdurmanın yarardan çok zarar getireceğini dile getirdi. 


Almanya, "Üyelik müzakerelerinin hızını korumak Türkiye üzerinde etkili olabilmek için tek yol" değerlendirmesinde bulunurken, Fransa, "Üyelik müzakerelerini askıya alarak Türkiye'yle ilişkileri kötüleştirmenin zamanı değil" şeklinde görüş bildirdi.



İngiltere'den ise, "Türkiye'yi ne izole etmeli ne de köşeye sıkıştırmalıyız. Üyelik müzakerelerinin devamı ve Türkiye'nin AB'yle ilişkili kalması bizim çıkarımıza" değerlendirmesi geldi. 



İspanya, Türkiye'deki durumun endişeye yol açtığını ancak üyelik müzakerelerinin devam etmesi gerektiğini kaydetti. İtalya, idam cezası konusunda AB'nin sessiz kalamayacağını, ancak üyelik görüşmelerinin diyalogun sürmesi açısından önem taşıdığını beyan etti.


Macaristan ise AB'nin güvenliğinin Türkiye'deki istikrara bağlı olduğunu vurgulayarak, "Eğer müzakereleri askıya alırsak, Türkiye'yle olan diyalogu da askıya alır ve Geri Kabul Anlaşmasını tehlikeye atarız" görüşünü dile getirdi. 



Bulgaristan üyelik müzakerelerinin devam etmesini isterken, Çekya kamuoyu önünde Türkiye'ye karşı sert söylemlerde bulunulmaması gerektiğini savundu. 


AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Mogherini ise "AB'nin tek kırmızı çizgisi, idam cezasının geri getirilmesi olmalı" dedi. 



Sonuç olarak, Türkiye’de yaşanan gelişmeleri olumsuz olarak değerlendirip, Türkiye’ye baskı yapmaya çalışan AB’nin uyguladığı tüm politikaların ters teptiği görüp ardından çark etmeye başlaması, diplomatik çevrelerce Türkiye’nin AB’yi dize getirdiği şeklinde yorumlandı.


Dünyada yaşanan tüm gelişmelerin sonucunda Türkiye’nin AB’ye değil, AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu diplomatik çevrelerce vurgulanırken, Türkiye’nin AB’ye yönelik kararlı tutumunu devam ettirmesi halinde istediğini alabilecek noktaya hızla gelebileceği söyleniyor.



Hakan Sönmez           siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.