Volkan Kemal Ergenekon

Volkan Kemal Ergenekon

Sadece Sayın Soylu'nun gayreti ile sonuçlanmaz bu iş! Çözüm şu...

Sadece Sayın Soylu'nun gayreti ile sonuçlanmaz bu iş! Çözüm şu...

Öncelikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, göreve gelmiş olduğu 31 Ağustos 2016 tarihindeki tabloya bir bakmak gerekiyor...

Türkiye 2015-2016 Hendek/ barikat dönemi ve fetö 15 Temmuz darbe girişimini yeni atlatmış ve sonrasındaki sürecin nasıl olacağı ve nasıl yürütüleceği ile ilgili kafalarda soru işaretleri bulunuyordu.

Bu dönemde Türkiye içerisinde faaliyet gösteren PKK'lı sayısı 3000 civarıydı.

Tabii ki PKK boşluk olarak gördüğü bu dönemi çok iyi kullanmak istiyordu. Nitekim 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 4 gün içinde Trabzon'un Maçka ilçesinde polis ekibine yapılan saldırıda 3 polisin şehit oldu. 5 yaralının bulunduğu olay gerçekleştiriliyordu.

O günleri hatırlayınız ,bir taraftan fetö ile mücadele Diğer taraftan saldırıları tekrar hızlanan PKK ...

İşte bu dönemde ,belki de terörle mücadele için en kritik karar alındı ve İçişleri Bakanlığı'na Süleyman Soylu getirildi. Bu tayinle birlikte yeni bir konsept oluştu.

Terörle mücadele kararlılıkla ve birlik beraberlik içerisinde yürütülmeye başlandı. özellikle terörle mücadele de görevli Güvenlik güçleri ile direkt  dirsek temasına girildi,aynı hava solundu ,aynı psikolojiye, aynı mevziye girildi ..

Bir bakanın işin içerisine bu kadar girmesi elbette beraberindeki jandarma ve polis tarafından karşılıksız bırakılmadı. Bu dönem aynı zamanda iha'ların sihaların da etkin kullanıldığı dönem oldu.

Terörle mücadeledeki kurumlar koordineli çalışmaya başladılar.. Biz burada terörle mücadeleyi daha çok PKK açısından ele alıyoruz ..

2016 yılında jandarmanın başlatmış olduğu MEB da desteğiyle yaygınlaştıran ikna faaliyeti kapsamında bu zamana kadar 700 civarında PKK'lı örgütten kopartılarak ailelerine kavuşturuldu.

Bu ,üzerinde biraz düşünüldüğünde çok büyük bir başarıdır. 2016 yılında Türkiye içerisindeki PKK'lı sayısı 3000 civarında iken bugün 500 sayısının altına düşmüştür.

Yurtiçindeki örgüt mensuplarının bundan 35 yıl önce ödevleri; karakol basmak ,eylem yapmak ,belge altında propaganda yapmak, katılım sağlamak ,şehir merkezlerinde faaliyetleri yürütmek iken bugün tek ödevleri hayatta kalabilmektir..

Bu ,kendi beyanlarında ve Kandil'den verilen talimatlar da artık bu şekilde geçmektedir.

Sadece yurt içinde değil yurt dışında da PKK'ya darbe indirici faaliyetler yapılmıştır. Zannetmeyiniz ki bugün Irak'ta sınırdan 20-30 kilometre içeride PKK istediği gibi rahatlıkla hareket edebiliyor. Buradaki köylere istediği gibi rahatlıkla girebiliyor...

Daha bundan 3-5 yıl önce buralarda 300-500 kişilik gruplar ile toplantılar yapan ,halaylar çeken örgüt mensupları artık kazdıkları mağara deliklerinden çıkamayacak pozisyona sokulmuştur...

Günümüzde PKK için en rahat yer Suriye'nin belli bir kısmıdır ..Örgüt mensupları artık Türkiye'de faaliyet yürütmek istememektedir. Çünkü sonunun orada olacağını biliyor ...

2016 yılından bu yana Türkiye'de örgütün tüm bölgelerde bulunan sözde komutanları etkisiz hale getirilmiştir . Katılım konusuna gelecek olursak maalesef sözde barış süreci safsatası terörle mücadeleye çok zarar vermiştir ve en çok katılım da bu dönemde olmuştur..

Bu safsatanın  verdiği zararlar ayrı bir yazı konusudur ki ileride bunlara İnşallah temas edeceğiz kıymetli arkadaşlarım... 2016 yılından  bugüne etkin mücadele örgüte katılımı bitirme noktasına getirmiştir..

Şimdi PKK adeta katılımın azalması ile birlikte yakıtı bitmek üzere olan bir kamyon gibi teklemektedir ve bu kamyonun yolu eskiden olduğu gibi düz değil son derece dik ve sarptır.

Terörle mücadele de kararlılık gerekir ve karşı tarafın bunu görmesi gerekir..

Bu kararlılık da her fırsatta gösterilmektedir.. Geçtiğimiz günlerde evimizde kutladığımız Ramazan Bayramını, İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu ,Hakkari'nin ulaşılması zor dağlarına, üs bölgelerine giderek aynı mevziden omuz omuza olmak suretiyle kutlamıştır ..

Bu çalışkanlık ,koordine ve kararlılığın tüm alanlara yayılarak başarıların sağlanması temennimizdir. Ancak bu kadar büyük gayrete rağmen sadece sinekler azami yok edilmekte, nihai sonuç, yani bataklığın kurutulması bir türlü gerçekleşememektedir ve gerçekleşemez..

Nihai çözüm şudur: Terör örgütü ile bağlantısı tespit edilen tüm parti yönetici ve üyeleri vatandaşlıktan çıkartılmalı ve malları müsadere edilmelidir..Fetö ye uygulanan ağır cezai müeyyide pkk/ ypg üyelerine de uygulanmalıdır...

Almanyanın Baider Mainhoff a , İngilterenin IRA ya , İspanyanın Katalanlara uyguladığı gibi...Ki bizde sosyolojik durum çok çok farklıdır..

Çünkü bizim savaştığımız aynı kan ve dinden olduğumuz şerefli müslüman Kürt halkı değil, onların bir kısmını kandırabilmiş, Ermenistan, Yunanistan, İsrail , İngiltere , ABD ve Almanyadır..

Istihbarat kaynakları bunu defalarca da teyid etmiştir..

Saygı ve selamlarımla...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Volkan Kemal Ergenekon Arşivi