Sana darbe yaparlarsa gel bana söyle

Sana darbe yaparlarsa gel bana söyle

Konya'da konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Hükümete bir darbe yapılıyorsa gelip bize söylesinler, 'şu darbe yapıldı'. Emin olun önce ben itiraz edeceğim" dedi.

 

Konya'da konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Hükümete bir darbe yapılıyorsa gelip bize söylesinler, 'şu darbe yapıldı'. Emin olun önce ben itiraz edeceğim" dedi.

Bazı ziyaretlerde bulunmak üzere Konya’da bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu , Konya Sanayi Odası'na (KSO) partili ve işadamlarına seslendi.

Huzurlu bir Türkiye inşa etmek istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Kendi içinde kavga eden bir siyaseti istemiyoruz. Siyaset, ülkenin başarısı için yarışmalı; siyaset, yolsuzluktan beslenmemeli. Siyaset, kurumsal olarak ahlaki temeller üzerine inşa edilmeli. İngiltere'de hızlı giden bir bakana, trafik polisi ceza kesiyor mu, kesiyor. O trafik polisinin başına bir şey geliyor mu, hayır! Tam tersine adam, 'ben görevimi yaptım' diyor. 'Hız sınırı var, geçersen ceza yazarım' diyor. Yasa bunu öngörüyor. Bizde bu mümkün mü, ne mümkünü efendim! Trafik polisi vallahi Fizan'a sürülür. O nedenle biz yeni bir anlayışı egemen kılmalıyız. Hoşgörüyü egemen kılmalıyız. Hoşgörüyü önce siyasetçi gönlünde, yüreğinde taşımalı. Eleştiriye tahammül etmeli siyasetçi… Biz bunu yaparsak, emin olun bu ülkede huzuru sağlarız."

Kılıçdaroğlu, gazetecilerin "Sayın Başbakanın açıklamaları var, cemaatin şantaj yaptığına dair. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?" sorusuna, "Şantaj yaptı demek yetmiyor, neyi yaptıysa açıklasın" şeklinde yanıt verdi.

"Bakın Hükümet diyor ki; 'bize darbe yapıldı, bize karşı.' Yine CHP'nin Genel Başkanı olarak söylüyorum" diyerek açıklamalarını sürdüren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Her türlü darbeye karşıyız. Hükümete bir darbe yapılıyorsa gelip bize söylesinler, 'şu darbe yapıldı'. Emin olun önce ben itiraz edeceğim. Emin olun önce ben diyeceğim ki; biz bu darbeye karşıyız. Siyaset kurumuna birisinin vesayet kurmasını istemeyiz. O ayrı bir şey. Hiçbir siyasi iktidar, hiçbir siyasal parti, hiçbir siyasal organ, hiçbir kurum şantaja boyun eğmemeli, onu da söyleyeyim. Şantaj olmaz, doğru olmaz. Şimdi Sanayi Odasındayız. Sayın Başkan, benim size şantaj yapma hakkım var mı? Olur mu, olmaz? Olursa en başta siz itiraz edersiniz, ben de itiraz ederim. Hiç kimsenin, demokratik bir kurumu, bir sivil toplum örgütünü şantajla yolundan çevirmesi, şantaj kurarak doğruları yapmasına engel olmasını sağlamamalı... Biz her türlü şantaja karşıyız."

SURİYE'DE SAVAŞ SUÇU BELGELERİ

"Suriye'deki fotoğraflarla ilgili özellikle Hükümet cephesinden eleştiriler var, CHP'den şu saate kadar bir açıklama gelmediğiyle ilgili" şeklindeki bir başka soru üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye'deki vahşeti kınadıklarını, CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu'nun bu konuda açıklama yaptığını vurguladı.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün parti sözcümüz açıklama yapacak. Vahşeti kim yaparsa yapsın, Esed mi yapıyor, karşı taraf mı yapıyor, hepsini şiddetle kınıyoruz. Suriye'de kan akmasını istemiyoruz. Suriye'nin iç işlerine Türkiye'nin müdahale etmesini istemiyoruz. Suriye'ye barışın gelmesini istiyoruz ve bunun mücadelesini veriyoruz. Esed rejiminin kendi halkına bomba yağdırması, işkence yapması affedilecek, savunulacak bir tutum değildir. Bunun şiddetle kınanması gerektiğini defalarca, defalarca söyledik. Bir kez daha Konya Sanayi Odası'nda söylüyorum. Ne söyleyeyim ben başka?"

Kılıçdaroğlu, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın İstanbul merkezli operasyonla ilgili AB temsilcilerini ikna ettiği" yönündeki açıklamasının olduğunun hatırlatılması üzerine, şu cevabı verdi:

"İkna olup olmadığını AB yetkilileri açıklar arkadaşlar. 'Ben orayı ikna ettim ama onların hiç sesi çıkmıyor'. Olur mu öyle şey arkadaşlar. Halka doğruları söylemeliyiz. AB'nin de endişeleri var. HSYK düzenlemesiyle ilgili endişeleri var. Bakın bir gazetede sayın Erdoğan, 'Onları sanki ikna ettim' diyor. Oradaki deyim çok önemli. Emin değil yüzde yüz. Biz şunu isteriz; yargı bağımsızlığı, yargıcın güvencesi, yargının tarafsızlığı bizim için çok önemlidir. Hiçbir yargıç, siyasi baskı altında olmamalıdır. Hakim vicdanı ile karar vermelidir. Savunduğumuz nokta bu. Ben geçen gün bir tutanak açıkladım; İzmir Cumhuriyet Başsavcısının tutanağı… Ne diyor, Adalet Bakanlığı Müsteşarı gece saat 22.31'de, 'gideceksin, şimdi o savcıyı görevden alacaksın' diyor. 'Dosyayı kapatacaksın. Bunu yapmazsan sonuçlarına katlanacaksın.' Bana bir tane demokratik ülke gösterin ki; adalet bakanlığı müsteşarı bir yolsuzluk dosyasının kapatılmasıyla ilgili başsavcıya böyle bir talimat versin. Bunlar doğru değil. Biz çağdaş uygarlığın bir parçası olmak istiyoruz. Avrupalı kendi halkına hangi demokrasiyi getiriyorsa, ölçüt olarak aynı demokrasi bize de gelsin, biz bunu isteriz." 


 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.