30 yıl önce yıkılan Berlin Duvarı’nın içler acıtan Türk çocuk kurbanlarının öyküleri

Yıkılmasının üzerinden 30 yıl geçen Berlin Duvarı’ndan Yürek Parçalayan Hikayeler; Çetin Mert, Cengaver Katrancı

Doğu ve Batı Almanya’da Berlin şehrini ikiye bölen ve II. Dünya Savaşı'ndan sonra inşa edilen 155 kilometre uzunluğundaki Berlin Duvarı’nın yıkılmasının üzerinden 30 yıl geçti ( 9 Kasım 1991). Berlin Duvarı’nın yıkılması çok büyük anlamlar taşıyordu; Soğuk Savaş dönemi artık bitiyordu ve Doğu Avrupa’da komünizm çökmüştü. Peki Berlin Duvarı neden inşa edildi ve neden yıkıldı?

BERLİN DUVARI NEDEN İNŞA EDİLDİ ?

Diğer bir adı "Utanç Duvarı" olarak da bilinen 46 metre uzunluğundaki Berlin Duvarı; II. Dünya Savaşı’ndan yenik olarak çıkan Almanya’nın Doğu ve Batı diye ikiye ayrılmasından sonra açlık ve sefalet içindeki Doğu Almanya halkının , ekonomik nedenler yüzünden, Batı tarafında kalan akraba özlemi ve tutukluluk hissi yüzünden Batı tarafında kaçmaması için 12-13 Ağustos 1961’de örülmeye başlamıştır. Duvar boyunca 25 demiryolu, karayolu, suyolu sınır kapısı ve 186 yüksek gözetleme kulesi bulunuyordu.

9 Kasım 1989’da Doğu Almanya’nın Batı’ya geçiş yapabileceğini açıklamasıyla tesisler yıkılmıştır.

Sıkı gözetime rağmen resmi kayıtlarda 5000 kişinin kaçtığı görülmüştür Batı tarafına. Başlıca kaçış yöntemleri 150 metrelik tüneller, bavul ve bagajlarda insan taşıma…

 

Genel geçiş sırasında hayatını kaybedenlerin sayısı tam olarak bilinmemekle beraber en az 85 en fazla 238 kişi olduğu tahmin edilmekte.

Elbette kaçma hikayelerinde oldukça trajik ve filmlere konu olacak kadar heyecanlı hikayeler var. Fakat bunların yanı sıra Berlin Duvarı başka başka trajediler de yaşadı. Bir şekilde sadece orada bulunduğu için çeşitli sebepler yüzünden ölenlerin sayısı ise 140.

1966'dan 1975 yılına kadar aşağı yukarı aynı noktada, Oberbaum Köprüsü'nün yakınlarında ölen beş çocuktan ikisi Alman, ikisi Türk, biri de İtalyan göçmen işçi ailelerinin çocuklarıydı. 6 yaşındaki Andreas Senk, 8 yaşındaki Cengâver Katrancı, 6 yaşındaki Giuseppe Savoca , 5 yaşındaki Siegfried Kroboth ve son olarak 11 Mayıs 1975'te yine 5 yaşındaki Çetin Mert.

Kuğuları beslerken, kaçan topu almaya çalışırken, balık tutmaya çalışırken, oynadıkları sırada dengelerini kaybettiklerinde, yanındaki arkadaşı şaka olsun diye itince, suya düştüler. Çocuklardı ve tam da yaşlarının gerektirdiği gibi çocukça şeyler yapıyorlardı.

Spree nehrinde boğulan 5 Kreuzberg’li çocuğun hikayesi en çok yürek acıtanı. Bunlardan 2 si ise Türk çocukları.

Berlin Duvarı'nda boğulan çocuklar: Cengaver, Çetin ve Giuseppe’nin içler acıtan hikayesi

Berlin Duvarı’nın Batı tarafında yaşayan Çetin Mert isimli Türk çocuğu arkadaşları ile top oynarken top suya düştü ve topu almaya çalışan Çetin Mert’te ardından nehrin sularına gömüldü. Aslında kurtarılabilirdi ama kimseye suya atlayamıyordu çünkü nehir sınıra aitti ve kurtarma yapmak yasaktı! Polis ve itfaiye çok çabuk gelmesine rağmen, Doğu Alman sınır muhafızları megafonla” kimse suya atlamasın yoksa ateş açarız” diye bağırıyordu, 2 tane dalgıç dalmaya hazırlanmıştı ama uyarılar yüzünden dalış yapamıyordu. Batı yakasında toplanan kalabalık ise “Çocuğa yardım edin” diye çığlıklar atıyordu.

Batılı yardım birlikleri olayı çaresizce izliyordu ve Çetin Mert boğularak can verdi. Olayın en acı tarafı ise o gün Çetin Mert’in doğum günü idi….

 

Ertesi gün hem doğu hem batı tarafında yaşayan binlerce Türk sokağa döküldü ve olayın gerçekleştiği Spree Nehri’ne çiçekler bırakıldı.

Çetin Mert ölüm sebebi Berlin Duvarı olan 5. Çocuk 2. Türk’tü. Duvarın 5. Kurbanı olan Çetin Mert’in ölümünden sonra Berlin Duvarı’nda çok şey değişecekti.

Çetin'in ölümünden sonra, 1976'da Doğu ve Batı Alman hükümetleri arasında bir “Acil Durum Antlaşması” yapıldı ve bir sistem kuruldu.

Bugün Berlin Duvarı Müzesi'nde sergilenen yaklaşık iki metre boyundaki cihaz da o günlerden kalma. Üzerinde "Wasserunfall- Su kazası" yazıyor. Cihazda Türkçe talimatlar da vardı. Çünkü bu trajik ölümler Spree Nehri'nin yoğun olarak göçmen işçilerin yaşadığı, "Küçük İstanbul" adıyla anılan Kreuzberg semtinden geçtiği bölgede gerçekleşmişti.

 

Üzerindeki bir düğmeye basılıyor ve karşı taraftaki acil durum yetkilileriyle doğrudan sesli iletişim kurulabiliyordu. Bu cihazlardan, Berlin'in ortasından geçen Spree Nehri'nin muhtelif yerlerine 20 adet yerleştirildi. Amaç, nehre düşen olursa, anında müdahale etmekti.

Önlemler işe yaradı ve daha sonra Berlin Duvarı sınırında hiç kimse ölmedi.

 

 

Siyasetcafe.com

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İlgili Haberler

Savaşçı dizisinde işlenen konu "Kanlı Noel" herkes onu merak ediyor
Aphrodisias’daki kazılar sürüyor
Ali Hikmet İnce yazdı: İstanbul’un Son Büyük Depremi 9 Şiddetindeydi!

Tarih Haberleri