AKP'nin Hayali: 1987

Celal Eren ÇELİK

AKP‌ ‌sadece‌ ‌ “YENİ‌ ‌ANAYASA” ‌ ‌üzerinde‌ ‌çalışmıyor. AKP’nin‌ ‌belki‌ ‌de‌ ‌YENİ‌ ‌ANAYASA’dan‌ ‌çok‌ ‌daha‌ ‌fazla‌ ‌önem‌ ‌verdiği‌ ‌konu‌ ‌ise‌ ‌artık‌ ‌kendisini‌ ‌tamamen‌ ‌kontrolü‌ ‌altına‌ ‌alan‌ ‌MHP’den‌ ‌kurtulacağı‌ ‌hem‌ ‌de‌ ‌en‌ ‌ azından‌ ‌1‌ ‌dönem‌ ‌daha‌ ‌iktidarını‌ ‌garantileyebileceği‌ ‌bir‌ ‌yeni‌ ‌ “SEÇİM‌ ‌KANUNU” ‌ ‌çalışması…‌

Şimdi‌ ‌sizlerle‌ ‌biraz‌ ‌gerilere‌ ‌gideceğiz, bundan‌ ‌tamı‌ ‌tamına‌ ‌34‌ ‌sene‌ ‌öncesine‌ ‌yani‌ ‌1987‌ ‌yılına…‌ ‌

1987‌ ‌yılı‌ ‌Türkiye‌ ‌için‌ ‌önemli‌ ‌bir‌ ‌yıldı…‌ ‌

1983‌ ‌seçimlerinde‌ ‌umulmadık‌ ‌biçimde‌ ‌tek‌ ‌başına‌ ‌iktidar‌ ‌olmuş‌ ‌olan‌ ‌Turgut‌ ‌Özal’ın‌ ‌ANAP’ı‌ ‌aslında‌ ‌12‌ ‌ Eylül‌ ‌1980‌ ‌askeri‌ ‌darbesi‌ ‌ile‌ ‌yasaklanan‌ ‌Bülent‌ ‌Ecevit, Süleyman‌ ‌Demirel, Necmettin‌ ‌Erbakan‌ ‌ve‌ ‌Alparslan‌ ‌Türkeş ‌gibi‌ ‌Türk‌ ‌siyasetinin‌ ‌belirleyici‌ ‌ana‌ ‌aktörleri‌ ‌ve‌ ‌partilerinin‌ ‌olmadığı‌ ‌bir‌ ‌ortamda‌ seçimlere‌ ‌girmenin‌ ‌büyük‌ ‌rahatlığını‌ ‌ve‌ ‌avantajını‌ ‌kullanmıştı. ‌ ‌

Ancak‌ ‌1987’ye‌ ‌gelindiğinde‌ ‌başta‌ ‌Demirel‌ ‌olmak‌ ‌üzere‌ ‌yasaklı‌ ‌siyasilerin‌ ‌yürüttüğü‌ ‌etkili‌ ‌kampanya‌ ‌ve‌ ‌çalışmalar‌ ‌yasaklı‌ ‌siyasetçilerin‌ ‌yasaklarının‌ ‌kaldırılması‌ ‌için‌ ‌ANAP‌ ‌iktidarı‌ ‌ve‌ ‌Özal‌ ‌üzerinde‌ ‌büyük‌ ‌bir‌ ‌baskı‌ ‌oluşturmuş‌ ‌ve‌ ‌Özal‌ ‌da‌ ‌yasakların‌ ‌kalkmasını‌ ‌referanduma‌ ‌taşımıştı. ‌ ‌

 

1987‌ ‌yılında‌ ‌siyasilerin‌ ‌yasaklarının‌ ‌kaldırılması‌ ‌konusunda‌ ‌gerçekleşen‌ ‌bu‌ ‌referandum‌ ‌için‌ ‌Özal‌ ‌adeta‌ ‌ “Kendi‌ ‌ismini‌ ‌ortaya‌ ‌koymuş” ‌ ‌ve‌ ‌çok‌ ‌ciddi‌ ‌bir‌ ‌ “HAYIR” ‌ ‌kampanyası‌ ‌yürütse‌ ‌de‌ ‌çok‌ ‌çok‌ ‌az‌ ‌bir‌ ‌farkla‌ ‌da‌ ‌olsa‌ ‌referandumdan‌ ‌ “EVET” ‌ ‌sonucu‌ ‌çıkmış‌ ‌ve‌ ‌yasaklı‌ ‌siyasetçilerin‌ ‌yasakları‌ ‌kaldırılmıştı. ‌ ‌

Özal‌ ‌referandumdan‌ ‌çıkan‌ ‌ “EVET” ‌ ‌sonucunun‌ ‌ardından‌ ‌ülkeyi‌ ‌erken‌ ‌seçime‌ ‌götüreceğini‌ ‌açıkladı‌ ‌ve‌ ‌Türkiye‌ ‌için‌ ‌1987‌ ‌2.‌ ‌Kez‌ ‌seçmenin‌ ‌karşısına‌ ‌sandığın‌ ‌geleceği‌ ‌bir‌ ‌yıl‌ ‌oldu. ‌ ‌

Ancak‌ ‌Özal‌ ‌karşısında‌ ‌bu‌ ‌kez‌ ‌Demirel, Ecevit‌ ‌gibi‌ ‌siyasetin‌ ‌kurtları‌ ‌ile‌ ‌yarışacaktı‌ ‌ve‌ ‌işi‌ ‌hiç‌ ‌de‌ ‌kolay‌ ‌değildi. ‌ ‌ Ve‌ ‌durumun‌ ‌kritikliğini‌ ‌gören‌ ‌Özal‌ ‌ “Seçim‌ ‌Kanunu” ‌ ‌üzerinden‌ ‌siyaset‌ ‌mühendisliği‌ ‌yaparak‌ ‌istediği‌ ‌sonucu‌ ‌alıp‌ ‌iktidarını‌ ‌korumak‌ ‌adına‌ ‌bir‌ ‌ “Dizayn‌ ‌operasyonuna” ‌ ‌gitti. ‌ ‌

Öncelikle‌ ‌%10‌ ‌seçim‌ ‌barajı‌ ‌ile‌ ‌birlikte‌ ‌tamamen‌ ‌kendi‌ ‌partisi‌ ‌ANAP’a‌ ‌yarayacak‌ ‌şekilde‌ ‌ “Çift‌ ‌barajlı” ‌ ‌ve‌ ‌ “Kontenjan‌ ‌adaylarının” ‌ ‌seçimi‌ ‌konusunda‌ ‌2‌ ‌ayrı‌ ‌sistemin‌ ‌karmasının‌ ‌uygulanacağı‌ ‌bir‌ ‌ “Karma‌ ‌seçim‌ ‌sistemi” ‌ ‌kurgulandı. ‌ ‌

Türkiye‌ ‌tam‌ ‌104‌ ‌ayrı‌ ‌seçim‌ ‌bölgesine‌ ‌bölündü…Özal‌ ‌kalemi‌ ‌kağıdı‌ ‌eline‌ ‌alıp‌ ‌ANAP’ın‌ ‌kazanacağı, muhalefet‌ ‌partilerinin‌ ‌kaybedeceği‌ ‌şekilde‌ ‌seçim‌ ‌bölgelerini‌ ‌tek‌ ‌tek‌ ‌yeniden‌ ‌düzenledi. ‌ ‌

Hatta‌ ‌öyle‌ ‌ki‌ ‌sırf‌ ‌bu‌ ‌nedenle‌ ‌İstanbul‌ ‌Eminönü‌ ‌ile‌ ‌Yalova‌ ‌aynı‌ ‌seçim‌ ‌bölgesine‌ ‌dahil‌ ‌edildi…‌ ‌

Özal‌ ‌yasaklı‌ ‌liderler‌ ‌ile‌ ‌genç‌ ‌kuşağın‌ ‌arasında‌ ‌bir‌ ‌“Bağ”‌ ‌olmadığını‌ ‌ve‌ ‌kendi‌ ‌imajının‌ ‌gençlere‌ ‌daha‌ ‌sempatik‌ ‌geleceğini,1980‌ ‌öncesinin‌ ‌ekonomik‌ ‌sıkıntılarını‌ ‌ve‌ ‌siyasal‌ ‌kaotik‌ ‌ortamını‌ ‌yasakları‌ ‌yeni‌ ‌kalkan‌ ‌eski‌ ‌siyasiler‌ ‌ile‌ ‌irtibatlandırarak‌ ‌gerçekleştireceği‌ ‌bir‌ ‌seçim‌ ‌kampanyasında‌ ‌genç‌ ‌seçmen‌ ‌kitlesinin‌ ‌muhalefet‌ ‌karşısında‌ ‌kendisini‌ ‌tercih‌ ‌edeceğini‌ ‌ve‌ ‌bunun‌ ‌büyük‌ ‌bir‌ ‌güç‌ ‌olacağını‌ ‌hesaplıyordu.‌ ‌

 

İşte‌ ‌tam‌ ‌da‌ ‌bu‌ ‌yüzden‌ ‌Özal‌ ‌1987‌ ‌seçimlerine‌ ‌giderken‌ ‌seçme‌ ‌yaşını‌ ‌20’ye‌ ‌indirdi. ‌ ‌

104‌ ‌seçim‌ ‌çevresine‌ ‌bölünen‌ ‌Türkiye’de‌ ‌genel‌ ‌barajın‌ ‌dışında‌ ‌bir‌ ‌de‌ ‌ “Seçim‌ ‌çevresi‌ ‌barajı” ‌ ‌konuldu…‌ ‌Bu‌ ‌sisteme‌ ‌göre‌ ‌Türkiye‌ ‌genelindeki‌ ‌%10’luk‌ ‌genel‌ ‌barajı‌ ‌aşsanız‌ ‌dahi‌ ‌partiniz‌ ‌seçim‌ ‌bölgesi‌ ‌ “Çevre‌ ‌barajını‌ ‌aşamıyorsa” ‌ ‌o‌ ‌bölgeden‌ ‌milletvekili‌ ‌çıkartamıyordu. ‌ ‌

Böylece‌ ‌bu‌ ‌ “Seçim‌ ‌çevresi‌ ‌barajını” ‌ ‌aşıp‌ ‌1.‌ ‌Olan‌ ‌parti‌ ‌fiili‌ ‌olarak‌ ‌o‌ ‌bölgedeki‌ ‌tüm‌ ‌milletvekillerini kazanıyordu. ‌ ‌

Buna‌ ‌günümüzden‌ ‌örnek‌ ‌verirsek‌ ‌AKP‌ ‌yeni‌ ‌bir‌ ‌düzenleme‌ ‌yaparsa‌ ‌örneğin‌ ‌ülke‌ ‌genelinde‌ ‌%10‌ ‌

Barajını‌ ‌aşan‌ ‌HDP, ‌ ‌İstanbul’da‌ ‌ “Seçim‌ ‌Bölgesi‌ ‌Barajını” ‌ ‌aşamazsa‌ ‌İstanbul’dan‌ ‌milletvekili‌ ‌çıkartamayacak…O‌ ‌ “Seçim‌ ‌bölgesi‌ ‌barajını” ‌ ‌aşarak‌ ‌1.‌ ‌Parti‌ ‌olan‌ ‌AKP‌ ‌HDP’nin‌ ‌vekillerini‌ ‌de‌ ‌kazanacak. ‌ ‌

İşte‌ ‌böylesi‌ ‌bir‌ ‌sistem‌ ‌ile‌ ‌1987‌ ‌seçimlerinde‌ ‌ÖZAL’ın‌ ‌ANAP’ı‌ ‌oyları‌ ‌%8‌ ‌azalmasına‌ ‌rağmen‌ ‌aldığı‌ ‌%36,31‌ ‌oy‌ ‌ile‌ ‌bir‌ ‌önceki‌ ‌seçimde‌ ‌%45‌ ‌oy‌ ‌alarak‌ ‌elde‌ ‌ettiği‌ ‌211‌ ‌milletvekilinden‌ ‌81‌ ‌milletvekili‌ ‌fazla‌ ‌kazanarak‌ ‌TBMM’deki‌ ‌sandalye‌ ‌sayısını‌ ‌292’ye‌ ‌çıkarttı. ‌ ‌

Bununla‌ ‌da‌ ‌kalmadı‌ ‌Meclis’te‌ ‌elde‌ ‌edilen‌ ‌bu‌ ‌vekil‌ ‌çoğunluğu‌ ‌sayesinde‌ ‌Turgut‌ ‌Özal‌ ‌1991‌ ‌yılında‌ ‌kendisini‌ ‌Cumhurbaşkanı‌ ‌olarak‌ ‌Köşk’e‌ ‌taşıdı…‌ ‌

 

///‌ ‌

İşte‌ ‌oyları‌ ‌her‌ ‌geçen‌ ‌gün‌ ‌eriyen, MHP’nin‌ ‌ “İTTİFAK” ‌ ‌formülü‌ ‌ve‌ ‌denklemi‌ ‌içerisinde‌ ‌kendisini‌ ‌her‌ ‌geçen‌ ‌gün‌ ‌biraz‌ ‌daha‌ ‌ “Esir‌ ‌almasından” ‌ ‌bunalan‌ ‌AKP‌ ‌ve‌ ‌Erdoğan‌ ‌şimdilerde‌ ‌hummalı‌ ‌biçimde‌ ‌aynen‌ ‌Özal’ın‌ ‌1987‌ ‌yılında‌ ‌seçim‌ ‌kanunu‌ ‌üzerinde‌ ‌yaptığı‌ ‌dizaynın‌ ‌bir‌ ‌benzerini‌ ‌yapmak‌ ‌ile‌ ‌meşgul…‌ ‌

Bu‌ ‌düzenleme‌ ‌ile‌ ‌MHP’den‌ ‌kurtulmayı‌ ‌da‌ ‌planlayan‌ ‌AKP, özellikle‌ ‌130‌ ‌civarında‌ ‌seçim‌ ‌bölgesine ayıracağı‌ ‌Türkiye’de‌ ‌kurguladığı‌ ‌sistem‌ ‌ile‌ ‌muhalefeti‌ ‌kendisinin‌ ‌oy‌ ‌oranı‌ ‌gücüne‌ ‌göre‌ belirlemek‌ ‌bunu‌ ‌seçim‌ ‌bölgelerine‌ ‌tabiri‌ ‌caizse‌ ‌ “Gömmek” ‌ ‌istemekte. ‌ ‌

Bu‌ ‌sistemin‌ ‌bir‌ ‌kazananı‌ ‌kesinlikle‌ ‌AKP‌ ‌olur‌ ‌orası‌ ‌kesin‌ ‌ama‌ ‌bu‌ ‌sistemin‌ ‌diğer‌ ‌kazanan‌ ‌partisi‌ ‌ise‌ ‌kesinlikle‌ ‌HDP‌ ‌olacaktır‌ ‌ve‌ ‌hatta‌ ‌Türkiye‌ ‌barajının‌ ‌%5-7‌ ‌arasına‌ ‌düşürülmesi‌ ‌planlanan‌ ‌bu‌ ‌sistem‌ ‌ile‌ ‌HDP’nin‌ ‌Türkiye’de‌ ‌ana‌ ‌muhalefet‌ ‌partisi‌ ‌olmasının‌ ‌önü‌ ‌de‌ ‌açılacaktır. ‌ ‌

İşte‌ ‌AKP’nin‌ ‌1987‌ ‌hayali‌ ‌budur‌ ‌ve‌ ‌AKP‌ ‌bu‌ ‌hayaline‌ ‌kavuşmak‌ ‌için‌ ‌tüm‌ ‌şartları‌ ‌deneyecektir. ‌ ‌

Kendisini‌ ‌iktidar‌ ‌ve‌ ‌güç‌ ‌denklemi‌ ‌dışarısına‌ ‌iten‌ ‌bu‌ ‌formüle‌ ‌MHP‌ ‌izin‌ ‌verir‌ ‌mi‌ ‌yoksa‌ ‌AKP‌ ‌kapalı‌ ‌kapılar‌ ‌arkasında‌ ‌MHP’den‌ ‌boşalacak‌ ‌desteği‌ ‌ “Bu‌ ‌sistem‌ ‌sizin‌ ‌de‌ ‌işinize‌ ‌yarıyor” ‌ ‌diyerek‌ ‌HDP‌ ‌ile‌ ‌doldurup‌ ‌MHP’ye‌ ‌resti‌ ‌çeker‌ ‌mi‌ ‌bunu‌ ‌ise‌ ‌bize‌ ‌zaman‌ ‌gösterecek…‌ ‌

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.