Son yıllarda akran zorbalığı, masum gibi görünen alaycı yorumlardan fiziksel saldırganlıklara kadar uzanan bir yelpazede hem Türkiye'de hem de küresel ölçekte alarm verici bir artış gösteriyor.
Sosyal medya platformlarının etkisiyle okul bahçelerinden dijital dünyaya sıçrayan bu sorun, çocukların ruhsal ve fiziksel sağlığını derinden sarsıyor.
Uzman Psikolog Sena Sivri, empati yoksunluğunun ve aile içi çatışmaların bu yayılmada kilit rol oynadığını belirtiyor. Peki, bu tehdidi nasıl durdurabiliriz? Bu haberimizde, akran zorbalığının boyutlarını ve etkili mücadele stratejilerini inceliyoruz.
AKRAN ZORBALIĞININ YÜKSELİŞİ: İSTATİSTİKLER KORKUTUCU
Türkiye'de 6-17 yaş arası çocukların yaklaşık %30'u ayda birkaç kez zorbalığa maruz kalırken, okullarda her iki çocuktan biri saldırgan rolü üstleniyor, dört çocuktan üçü ise mağdur konumunda.
TÜİK verilerine göre bu oran özellikle ortaokul ve lise dönemlerinde zirve yapıyor; erkeklerde fiziksel, kızlarda ise duygusal tacizler ön planda.
Küresel çapta ise UNICEF'in 2025 raporuna göre, 13-15 yaş arası öğrencilerin %33'ü son 30 günde en az bir kez zorbalık yaşıyor ve dünya genelinde 150 milyon genç bu şiddetin pençesinde.
Dijital çağın getirdiği siber zorbalık ise cabası: ABD'de %59 oranında genç, Instagram gibi platformlarda tacize uğruyor.
Türkiye'de de benzer bir tablo var; Milli Eğitim Bakanlığı, 2024-2025 eğitim yılında 551 bin öğrenciye zorbalık eğitimi vererek önlem almaya çalışıyor.
Sivri, "Medyanın şiddeti normalleştirmesi ve sosyal beceri eksiklikleri, bu salgını körüklüyor" diyor.
ZORBALIĞIN GÖRÜNMEYEN YARALARI: KISA VE UZUN VADELİ ETKİLER
Akran zorbalığı, sadece anlık acılar değil, kalıcı izler bırakıyor. Kısa vadede mağdurlarda özgüven erozyonu, okul notlarında düşüş, uykusuzluk, baş ağrısı ve mide bulantısı gibi semptomlar baş gösteriyor. Uzun vadede ise depresyon, anksiyete bozuklukları ve sosyal fobi gibi ciddi ruhsal travmalar devreye giriyor.
Araştırmalar, zorbalığa uğrayan gençlerin depresyon riskinin iki katına çıktığını doğruluyor.
Sivri'ye göre, "Fiziksel şiddet kadar, 'Farklısın, oyuna katılamazsın' gibi dışlayıcı sözler de derin yaralar açıyor."
Siber tacizlerde ise utanç dolu paylaşımlar, mağdurların intihar eğilimini %20 artırıyor.
Erken müdahale edilmezse, bu çocuklar yetişkinlikte ilişki sorunları ve düşük akademik başarıyla boğuşuyor.
OKULLARDA ETKİLİ MÜCADELE: 7 KRİTİK ÖNLEM
Okul ortamı, zorbalığın en sıcak yuvası. Sivri, aile-okul-birey iş birliğinin vazgeçilmez olduğunu vurguluyor.
İşte bilimsel temelli 7 strateji:
Aile Modellemesi: Evde saygılı iletişim kurun; bağırma veya küçümsemeden kaçının. Araştırmalar, ebeveyn tutumlarının %70 oranında çocuklara yansıdığını gösteriyor.
Açık İletişim Köprüsü: "Okulda seni rahatsız eden bir şey var mı?" diye sorun. Düzenli sohbetler, mağdurların %50'sinin erken yardım almasını sağlıyor.
Kurumsal İş Birliği: Sıfır Tolerans Politikası gibi programlar, zorbalık vakalarını %20 azaltıyor. Veliler öğretmenlerle düzenli görüşsün.
Güvenli Alanlar Oluşturma: Rehberlik odaları ve denetimli teneffüsler, olayları %30 düşürüyor. Gözetim eksikliği riski katlıyor.
Empati Eğitimi: Finlandiya KiVa modeli gibi programlar, empatiyi artırarak zorbalığı %25 azaltıyor.
Dijital Koruma Eğitimi: "Paylaşmadan önce dur ve düşün" kuralını öğretin. Siber riskler, gençlerin %16'sını etkiliyor.
Erken Müdahale ve Destek: Gizli gözlemle sorunları yakalayın; psikolog desteğiyle travmayı önleyin. Her iki taraf da (mağdur ve zorba) yardım alsın.
Bu önlemler, Milli Eğitim Bakanlığı'nın şiddet önleme genelgesine de uyumlu; okullarda farkındalık etkinlikleri zorunlu hale geliyor.
TOPLUMSAL SORUMLULUK: BİRLİKTE DEĞİŞİM ZAMANI
Akran zorbalığı bireysel bir mesele değil, toplumsal bir kriz. Sivri, "Herkes sorumlu: Aileler, okullar ve medya şiddeti normalleştirmemeli" diyor.
2025'te UNICEF'in #ENDviolence kampanyası gibi küresel girişimler, okullarda empati odaklı eğitimleri teşvik ediyor. Ebeveynler, çocuklarını hobilerle meşgul ederek sosyal becerilerini güçlendirebilir; öğretmenler ise disiplin yerine empatiyi ön plana çıkarsın.
Eğer çocuğunuzda okul korkusu veya sosyal çekilme belirtileri görüyorsanız, derhal bir uzmana başvurun. Erken adım, yarınların sağlıklı nesillerini kurtarır.
Siyasetcafe.com