CAHİLLİK VE ZARARLARI-1

Mehdi AKSU

Müslüman'ım söyleyen bir insan Allah'ın emir ve yasaklarına uymuyor ve ilahi değerlere aykırı bir yaşam tarzını benimsiyorsa bilsin ki, kafasının içinde şeytanın çalışma odasını hazırlamış ve kalbini şeytana mesken yurdu haline getirmiş demektir. Çünkü Kuran değerlerine aykırı bir kafa şeytanın çalışma odası ve aykırı bir kalp de şeytanın meskenidir.

İnsanlar ilimde, teknolojide, sanatta, kültürde, ne kadar yüksek seviyeye ulaşırlarsa ulaşsınlar, eğer Allah'ın emir ve nehiylerine uymuyorsa cahilin ta kendisidirler.

Kavram olarak cahiliye; ilkel ve çağdaş olarak iki ayrı kategoride ele alınır. Cahiliye denilince sadece İslâm'dan önceki dönem akla gelmemelidir. Bir takım özelliklerin bulunuşu her zamanı cahiliye çağı, cahiliye özelliklerine sahip olan her insanı da cahiliye insanı eder.

Şu özelliklere sahip olan her devir cahiliye çağı ve her insan da cahiliye insanıdır: 

1- İhlâslı, samimi ve doğru bir iman yokluğu.

2- Allah'ın hükümleriyle hükmetmemek.

3- Allah'ın hükümlerine göre yaşamamak.

4- Nefse kul olmak.

5- İlahi değerleri hiçe saymak ve onlara karşı alaylı olmak.

6- Hizmete, hizmet ehline kadir şinas olmayıp, takım tutma ruhuna sahip olmak.

7- Adalet kavramı, emeğe değer verme ve saygının olmadığı, haksızlık ve zulmün kol gezdiği zamanlar.

İslâm'a göre insanın en büyük düşmanlarından bir tanesi cehalettir.

Cahillik farklı farklı kategorilerde, şekillerde ve unvanlarda kendisini dışa yansıtır.

Cahillik kimi zaman bilgide, kimi zaman inançta, kimi zaman amelde ve kimi zaman da güzellikte kendisini gösterir.

Cahil eğitimi, tahsili ve diploması olmayan adam değildir. Dünyanın en büyük okullarından, mekteplerinden diplomalı olan kişi de pekâlâ cahil olabilir.

Mağrur, kibirli, kendisini beğenen, başkalarını küçük gören, kendisi gibi düşünmeyen ve inanmayanları öteki gören, öteki gördüklerini dinsiz, sapık, batıl varsayan, gösteriş budalası kişiler cahildir. 

İlmine göre amel etmeyenler, Kuran ve ilahi değerlere kendi pencerelerinden bakanlar, her düşündüklerini ve kendilerini alternatifsiz görenler, din, diyanet, sosyal ve siyasal alanlarda kendilerini eşsiz kabul edenler cahilin ta kendisidirler.

Adam tıp, hukuk, fizik... alanında eğitim almış, ihtisas yapmış ancak dini konulara yabancı olduğu halde inanç konularını inkar doğrultusunda eleştiriyorsa cahildir bu adam.

Bir diğeri profesör olmuş hem de İlâhiyat profesörü ancak kendi sahih kaynaklarını işine gelmediği zaman inkâr ediyorsa, dini konuları kendi meşrebine göre yorumluyorsa bu da cahildir.

İnsanın sorduğu sorular iki sebepten kaynaklanır. Bilmediği için öğrenmek istemesi ve itiraz etmek istemesinden; Şöyle ki insan bildiğinden dolayı ve duyduklarının da doğrulara aykırı olduğundan dolayı itiraz etmek ister. Dolayısıyla itiraz insanın bilgisinin olduğu alanlarda yapılır. İnsanın bilgisinin olmadığı konularda itiraz etmesi cehaletin sonucudur. 

Dini konular etrafında üretilen itirazlar genelde bilgisizlik alanlarında cehaletle yapılan itirazlardır. İnsan bilmediği alanlarda itiraz etme yerine soru sorma ve öğrenme yoluna gitmelidir. 
 

Devam Edecek...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.