Devam...!

Gülbeniz BAYRAMLI

 Devam ...


Uzun zamandır ellerim kaleme, yüreğim kelama dokunamaz olmuştu.
 
Ben miydim kalemimin uzaklığına ve soğukluğuna sebep? Yoksa kelimelerim, düşüncelerim mi buz tutuyordu  bilmiyorum.
 
İşte bu cevapsız sorularıma noktayı koymak için usülce yaklaştım ve dokundum O'na.
 
Neyi yazayım dedi ...
 
Yenilgilerin, hataların, hayal kırıklıklarının verdiği mahcubiyeti mi ?
 
Yoksa geçmişi emin, geleceği meçhul bu günümüzü mü ?
 
Düşündüm ki haklı...
 
Onca Akil adam, keskin kalem durmadan haykırıyorsa ve sonuç doğurmuyorsa bu haykırış , ben ve naciz kalemim ne yapsın .?
 
Ve sonra düşündüm ki ben galiba zafer naraları atmaya susadım ,ondandır kalemime ve kelimelerime susmayı yakıştırmam.
 
Konuşmak gümüşse, susmak altındır düşüncesi  her zaman için geçerli değildir oysa.
 
O zaman dillendirelim kalemi ve ruhumuzu çizelim .

O ruhumuzu ki, eşiyle birlikte Göktürk devletini derleyip, toplayarak "İl"sıfatına layik olan anamız İl Bilge Hatundan, Bilge Kağana ötürülerek Şan Tung ovasından, Demir Kapı'ya kadar her tarafı titretmiştir.
 
O ruhumuz ki, Türk tarihinde ilk kadın Serkerde Tomris Ana'nın nefesinde, kılıcında can bulup ,özgürlük uğruna, şeref, namus adına savaşmıştı.
 
 
Ve o ruhumuz bizi hiç bırakmadı. Nefesten, nefese ötürülerek hep diri kaldı .

Üç aylık bebeğini emizirip,  Allah'a emanet ederek Ermeni çeteleriyle savaşa giden Nine Hatun'da, Çin zulmünün dizini bükemediği Rabiya Ana'da, Ahmet Cevat'ın, "hayat yoldaşına"sürgünde de yoldaşlık eden Şükriye'sinde ve nice Türk kadınlarının bedeninde, kalbinde can bularak onların doğurdukları, Mübariz'lerin, Fırat'ların ve tüm şehitlerin ölümsüzlüğü ile devam etti .
 
Anladım ki, biz bitmeyiz ...
 
Türk'ü yazan söz bitmez, kalem susmaz, kelam tükenmez.
 
Öyleyse Susmak ve Durmak haramdır.!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.