DÜNYA YENİDEN ŞEKİLLENİRLEKEN!

Selçuk DÜZGÜN

NATO niye özür diledi?

ABD başkanı YPG`ye desteklerinden niye saçmaladıklarını kabul etti?

ASTANA`nın SOÇİ`nin batılı devletlere mesajı neydi?

Kobani’nin DEAŞ kuşatması altında olduğu Eylül 2014’te, ABD Türkiye’ye bir plan sundu.

Plan ; Türkiye’deki üslerin DEAŞ’a karşı saldırı uçuşlarına da açılması karşılığı Türkiye sınırını DEAŞ`dan tamamen temizlemek üzere bir Suriyeli silahlı isyancı gücü kurulmasını içeriyordu.

Hatta, Türk özel kuvvetlerinin bu güce danışmanlık yapması da konuşulmuştu..

Ancak bu plan Erdoğan’ın uçuşa yasak bölge ısrarına takıldı.

Kasım 2014’te dönemin ABD başkan yardımcısı Joe Biden’la İstanbul’a da Erdoğan’la biraraya geldi.

Beş saat süren görüşmede, Biden Erdoğan’ın Kobani’de YPG’ye verilen Amerikan desteğine dair endişelerini kabul ederken, karşı tez olarak Türkiye’nin de El Kaide bağlantılı bazı örgütlere destek verdiğini de söyledi.

ABD Türkiye`ye sunduğu DEAŞ`dan kurtulma önerisini kabul ettirmek için bu farklılıkları bir kenara bırakmayı önerdi.

ABD ayrıca Erdoğan`ın YPG’ye dair kaygılarını ortadan kaldırmak için DEAŞ karşıtı ortak bir güç oluşturacağı sözünü verdi.

Erdoğan bu öneriye açıktı ama bir şartı vardı: ABD’nin önce Halep dahil, bütün kuzey Suriye üzerinde bir uçuşa yasak bölge kurmasını istiyordu.

Türkiye ulusal güvenliği için sunduğu bu şartlar aradaki anlaşmayı bozdu müttefikliği zedeledi.

ABD biliyordu ki, Erdoğan`ın uçuşa yasak bölge önerisi ülkelerini Beşar Esad yönetimiyle doğrudan karşı karşıya getirecek ve Suriye`yi iyice İran ve Rusya`nın kucağına atacaktı.

Bundan sonra ABD, kuzey ve doğu Suriye’de DEAŞ`le savaşmaya istekli ve bunu yapabilecek tek güç olan YPG ve Suriyeli Arap milisleri destekledi.

Derken… Türkiye Fırat Kalkanı başlatarak, ABD`ye buradayız dedi.
Bu hareketin başarısı için DEAŞ`lae mücadele adına havadan destek vermesine rağmen ABD bence sonuçtan rahatsız olmuştu.

Bu rahatsızlık onların iyice YPG `ye destek vermesini sağladı.

Obama döneminde ABD`ile yapılan bu Suriye satrançını Türkiye kazanmış oldu.

Bu duruma canı sıkılan OBAMA Suriye`deki başarısızlığına giderayak bir yenisini ekledi ve YPG`ye silah verilmesi için elinden geleni yaptı.

Seçim öncesi YPG`ye karşı olduğunu söyleyen Donald Trump ise göreve gelir gelmez bugün itibariyle yaklaşık 30 bin kişilik bir ordu kuracak şekilde YPG`ye önemli silah yardımları yaptı ve bunu yaparken Türkiye`yi üstü kapalı tehdit etti.

Yine seçim sürecinde Ortadoğu ile ilgili vaatlerde bulunan Donalt Trump maalesef tıpkı Barack Obama dönemindeki gibi bölgeye ABD askerini tekrar gönderme konusunda isteksiz davrandı ama PKK uzantısı YPG`li güçlerle kendisine bir karasal güç oluşturmaktan vaz geçmedi.

ABD YPG`ye verdiği bu destekte çok büyük hata yaptı.

Türk hükümeti defalarca sınırlarının dibinde bir PKK devletinin kurulmasına müsaade etmeyeceğini ifade etti ancak ABD YPG'ye silah ve eğitim vermeye devam ettikçe Türkiye`nin kaygılarından haklılığını ispatladı.

ABD bu hatayı yaptıkça Türkiye ABD ile müttefikliği rafa kaldırdı.

Bundan sonra Türkiye yönünü Rusya ve İran`a çevirdi.

Bu çevrilme DEAŞ'ın yenilmesi ile sonuçlandı.
Türkiye`nin İran ve Rusya ile Astana ve Soçi görüşmeleri bölgede işlerin ABD`nin lehine gelişmeyeceğinin göstergesi oldu.

Derken ABD başkanı Cumhurbaşkanımız aradı ve adeta “ saçmalamışız, artık YPG`ye silah milah yok “ dedi.

Bunu bizi çok sevdiğinden mi dedi?

Ebetteki hayır.

SOÇİ görüşmelerinden Türk devletinin masadaki gücünü, Cumhurbaşkanının en son konuşmasında Türk Ordusuna övgü dolu söylemlerini gördü ve hükümeti ile ordunun aynı çizgide buluştuğunu anladı.

NATO krizinde ülkenin bir bütün olduğunu da görünce üç beş teröriste destek verip bölgeyi karıştıracağına Türkiye gibi güçlü müttefiğine tekrar dönüş yaptı.

Yer mi?

Yemez.

Niye mi?

Çünkü sorun “Saçmalık” tan öte bir sorun.

ABD sadece PKK/YPG’ye verilen silahlardan değil; bir terör örgütünü ortak olarak kabul edip, ona sağladığı himaye ve eğitimlerden dolayı suçludur.

Teröristlere verdiği destekle dünyadaki terörün hamisi olduğunu kabul etmiştir.

Ayrıca saçmalık net ise; 4000 tırlık yığınağı gerimi alacak? 30 bin kişilik askeri yapılanmayı tatile mi çıkaracak?

ABD geç kaldı, eksik kaldı, yetersiz kadı.

ABD artık kıvırtmalarla bir yere varamaz bölgenin kaderini bölge devletlerinin tayin edeceğini de er veya geç kabul edecek.

NATO krizinde ki özür demeçlerine ve ABD başkanının saçmalıklarını kabul etmesine kısaca bakarsak; İnanın bana Dünya tarihi yeniden şekilleniyor ve bunu da bir kez daha yine Türkler başarıyor.


 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.