Erdoğan ‘son noktayı’ koyacak: Geri dönüş olmayabilir!

Güvenli bölge ve Fırat'ın doğusu tartışması sürerken New York'a giden Cumhurbaşkanı Erdoğan iyimser değil. Türkiye ile Amerika'nın arasının düzelmeyecek şekilde açılabilir.

Sabah yazarı Mehmet Barlas, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretinin esas gündeminin “güvenli bölge” olduğunu iddia etti.

Barlas’ın yazısının satırbaşları şöyle:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan yine New York’ta ve yine Birleşmiş Milletler’de… Bu ziyaretin asıl amacının ABD Başkanı Trump’la bir görüşme yapmak ve “Güvenli Bölge” konusunda nihai adımı atmak için Amerika ile uzlaşmak olduğu biliniyor. Ancak bu tür hayati konularda Trump’ın sözünün önemli olmadığı ve kararları Amerikan derin devletindeki istihbarat örgütlerinin ve generallerin verdikleri de biliniyor…

Evet… Güvenli bölge konusunda Erdoğan’ın Trump’la yapacağı başbaşa görüşmeden ne çıkar bilinmiyor.
Ama bu konuda Erdoğan da çok iyimser değil. Yani New York dönüşü Türkiye ile Amerika’nın arası düzelmeyecek şekilde açılabilir mi? Bunu çok kısa süre içinde göreceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu sözlerini unutmayalım:
“- Sayın Trump, Fırat’ın doğusundan Amerikalı askerlerin çekilmesine yönelik bir açıklamayı yapmıştı. Ama bu gerçekleşti mi? Gerçekleşmedi.
Aylar oldu bu açıklama yapılalı ama uygulamaya gelince bu maalesef olmadı.
Şimdi bu gerçekleri bizim görmemezlikten gelmemiz mümkün değil.”

SON NOKTAYI KOYMA TOPLANTISI

Hürriyet yazarı Fatih Çekirge de Erdoğan ile Trump arasındaki görüşmenin “son noktayı koyma” toplantısı olduğunu söyledi. Çekirge’nin yazısının satır başları şöyle:

“Bu hafta dünya çapında 3 önemli gündem maddesi saysak…

Birisi Erdoğan ve Trump arasında yapılacak görüşmedir.

Ben bu görüşmeye “son nokta konuşması” diyorum.

Yani “son noktayı koyan” bir konuşma.

Çünkü bu konuşmadan sonra Türkiye ya ABD’yle birlikte ya da kendisi Suriye’nin kuzeyinde planlanan “güvenli bölge” için harekât yapacak.

Gerilim var mı?

Elbette var.

O nedenle Erdoğan-Trump görüşmesinin sonunda soru işareti ya da virgül beklemiyorum.

Ankara’dan aldığım izlenim bu.

Cumhurbaşkanı zaten daha havalanmadan ABD’ye ilk mesajı verdi.

Dedi ki: “ABD malum stratejik ortağımız. NATO’da beraberiz, uzun yıllar bu stratejik ortaklığımızı her halükârda devam ettirmişiz. Biz şu anda da aynı noktadayız. ABD ile karşı karşıya gelmek gibi bir arzumuz yok. Ancak ABD’nin de davetli olmadığı bir yerde şu anda terör örgütlerine vermiş olduğu desteği bizim de görmemezlikten gelme gibi bir lüksümüz olamaz.”

Türkiye’nin kendi gerçeği ve beklentisi daha nasıl anlatılır?

Asıl olan Erdoğan’ın Trump’la yapacağı konuşmaya çok kararlı gitmesidir.

Yani…

“Son noktayı koyan” bir konuşma…

Yani…

“Sonunda soru işareti olmayan, virgülü bulunmayan bir konuşma…”

Öyle ya da böyle…

Bu hafta kritik bir haftadır…”

Siyasetcafe.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri