FEN/A VE '' GIDI GIDI DAM DUM''

Tevfik Fikret TAŞKIN

10- FEN/A VE '' GIDI GIDI DAM DUM''

 

Niksar'ın dar ve dik olan, taşla döşeli ara sokaklarından ağır ağır yürüyerek liseye, okuluma gidiyorum. Hava, çok soğuk değil ama ceket yine de üşütüyor.

 

Yolun köşesinden en yakın arkadaşlarımdan Mustafa ve Zeki, önüme çıktı. Selam ve sabahtan sonra birlikte okula doğru yürümeye başladık.

 

Çok geçmeden okula ulaştık. Öğrenciler henüz toplanmamıştı. Biz de bahçeye girdik ve bir köşeye sindik. Başladık sohbete, şakalaşmaya.

 

Sevdiğimiz ve iyi anlaştığımız arkadaşlarımız geldikçe grubumuz oluşmaya başladı. Hepimiz, 10-Fen/A sınıfındaydık ve iyi anlaşıyorduk.

 

Çalışkanlar sınıfı olarak biliniyorduk. Arkadaşlarımın hemen hepsi çok iyi insandı. Erkekler, futbol takımı oluşturmuştu.

 

Zaman zaman derslerden sonra bir araya gelir, top oynardık. Üst sınıfları bile yenerdik. Sınıfımızın kızları ise sakin, akıllı sayılacak öğrenci grubunu oluştururdu. Aramızda belirgin bir yakınlık, dostluk oluşmuştu.

 

İçlerinden doktor kızı olan Berna ile daha iyi anlaşırdım. Çok çalışkan, zeki bir insandı. Bana karşı da iyi davranırdı. Ben de kendisini sayar ve severdim.

 

Özellikle matematikte anlayamadığım konuları Berna’ya sorardım. Sağ olsun, o da beni kırmaz, elinden geldiğince anlatır, örnek sorular çözerdi.

 

Matematik öğretmenimiz Ümit Hocam, kızmasın ama Berna konuları daha iyi anlatırdı veya bana öyle gelirdi.

 

Ders dışında ortaklaşa “Toto” oynardık. Aramızda para toplar, “Toto”yu daha fazla oynamaya çalışırdık. Erkek arkadaşların dışında Berna da kupon parası verirdi.

 

Niksar Lisesi’nin küçük ama hayal dünyası çok büyük olan öğrencilerinden birkaçıydık. Hayatımızdan memnun sayılırdık.

 

Hepimiz ergenlik döneminde olduğumuz için garip davrananlarımız da vardı, normal davrananlarımız da…

 

O sabah, arkadaşlarla toplanıp sınıf sıramızda yerimizi aldık. Öğretmenlerimizin önünden sırayla geçip sınıflara geçtik. Kılık kıyafet, saç kontrolü yapılırdı. Öyle herkes o sıradan geçemez, geri dönmek zorunda kalırdı.

 

Sınıfta, Alptekin yanıma geldi ve hangi derslerimizin olduğunu sordu. Ben de söyledim. O sırada diğer doktorun kızı olan Sema sınıfa girdi ve okulda tören yapılacağını, görev almak isteyenin olup olmadığını sordu.

 

Tören, galiba 24 Kasım öğretmenler günü ile ilgiliydi. Yaşar ve Halil arkadaşlarım benim adımı söyledi. Ben de sesimi çıkarmadım.

 

Öğleden sonra beni çağırdılar. Boş bir odada, birkaç hoca bizleri dinledi. Kimimize şiir okuma, kimimize koro, kimimize de yazı okuma görevi verdiler.

 

Biz törene hazırlanırken, resim öğretmenimiz, sınıf olarak yıl sonu için tiyatro ağırlıklı bir eğlence programı yapabileceğimizi söyledi.

 

Biz de bütün 10-Fen/A sınıfı olarak bu töreni yapmaya karar verdik. Hafta sonları okulda toplanıp görev dağılımlarını yapıp provalara başladık.

 

Sınıfta, sessiz sedasız duran arkadaşlarımızdan bazıları gerçek birer yetenek çıktı. Mesela, Hüseyin, gerçek bir tiyatrocu, Talip çok iyi bir türkücü çıktı.

 

Patırtılı gürültülü bir çalışma sonunda, “Gıdı gıdı Dam Dum” ismini verdiğimiz bir tiyatro gösterisi hazırladık.

 

Benim de birkaç oyunda görevim vardı. Zevk alarak koşturduk, çalıştık.

 

Otuz kişiden oluşan10-Fen/A olarak “Gıdı Gıdı Dam Dum”u yıl sonunda, Niksar Belediyesi’nin Düğün Salonu’nda sergiledik. Çok ama çok güzel oldu.

Birkaç akşam okula, velilere ve Niksarlılara sergiledik. Çok başarılı olduk, çok güzel övgüler aldık. Yüzümüzün akıyla bu işten çıktık.

 

“Gıdı Gıdı Dam Dum”un asıl yıldızı ise afişte de resmini kullandığımız; yeteneğiyle, pratik zekasıyla can arkadaşım olan “Mustafa (N)AVŞAR” oldu. Oyunculuğuyla insanları gülmekten kırdı geçirdi.

 

Geride, o delilik zamanımıza, gençliğimize ait unutulmaz, yeri doldurulamaz dostluklar, kardeşlikler, anılar ve acı tatlı olaylar kaldı.

 

Benim için hepsinden önemlisi bir daha yaşama fırsatı bulamadığım tiyatro denemesi ve candan, vefakar arkadaşlarım kaldı.

 

Ne güzel yıllar, ne güzel insanlardı. Tüm Niksar’a selam olsun… Dünyanın dört bir yanına dağılmış olan okul arkadaşlarıma kucak dolusu saygı ve sevgiler yolluyorum…

 

İyi ki vardınız ama benim için hâlâ varsınız…  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.