HDP’nin yürüyüş provokasyonu ve CHP'nin HDP ile imtihanı!

Selçuk DÜZGÜN

Ve nihayet KILIÇDAROĞLU’nun alt yapısını hazırladığı yancı ve dağcı ekibi sokaklara iniyor?

Muhtemelen sokakta kendilerini bu ülkenin “zencisi” ilan edecekler ve “sarı yelekliler” eylemleri başlatacakları.

Sokağa inme ve eylemlerini bitirme zamanlamaları da çok ilginç 15 Haziran’da başlayacak 1 Eylül’e kadar sürecek bir süreç bu.

15 Haziran neyi temsil ediyor?

1 5-16 Haziran 1970’de Türkiye’deki işçi eylemlerine mesaj gönderiyor.

Onlara göre o eylemler tarihinin en büyük işçi direnişiydi ve bu direnişi devlet güçleri “demokratik” direnişe geçen işçilere şiddet kulladı ve 5 kişi yaşamını yitirdi.

Oysa tarihe kirli ellerle yazılan o kara gün aslında bu ülkenin birliğine, dirliğine sıkılmış bir kurşundu.

Şimdi de aynı planlar yapılıyor

Hedef şu;

Biz demokrasi yürüyüşü yapıyoruz, siz yaşayacaklarımızı kaydedin demek istiyorlar.

Yaşayacakları ne peki?

Görünen yüzünü biz görüyoruz, planladıkları yüzünü onlar.

Yürüyüş planlarına resmi çizelge yapmışlar.

Bir yol güzergahları var.

İki koldan hareket ediyorlar.

Biri Edirne, diğeri Hakkari.

Yani ülkemizi bir uçtan diğer uca kat edecekler.

Peki yolda neler yapacaklar?

Yol güzergahındaki kentlerde buluşmalar yapacaklar, her kentten açıklamalar yapacaklar.

Bu yürüyüşü 20 Haziran’da Ankara’da tamamlanmayı planlıyorlar.

Evet işte bu işin görünen yüzü, bir de derin yapılarının planları var!

Bu planları çözümlemek için Abdullah Öcalan'ın kitaplarının okumak, öğretilerini iyi bilmek lazım.

O kitaplarından psikolojik harp ve 5. Kol faaliyetlerinin ne kadar acımasız, ne kadar teröristçe olması gerektiğini tek tek anlatıyor.

Ve özelikle amaçlarına ulaşmak için KÜRT HALKINI nasıl kullanmaları gerektiğini.

Öcalan verdiği eğitimlerde tebaasına gerekirse Kürt halkını uyandırmak için bölgelerinde katliam yapmasını emretmiştir

Yine tespit edilmiştir ki, militanlarına TÜRK ASKERİ formaları giydirerek Kürt köylerine baskın yapık katliamlar yapmıştır.

Yani KÜRTÇÜLÜK yapmak için KÜRT katliamlarının bizzat kendileri yapmışlardır.

Ve bu taktiklerini her sıkıştıklarında devreye sokmuşlardır.

Şimdilerde belki de tarihlerinin sonunu yaşayacak zamanlardan geçiyorlar.

Devlet bir yandan dağda, diğer yandan ovada olan teröristlere aman vermiyor.

Gerek hukuksal, gerek savaş taktiği ile bu amansız terör örgütü ve Kürt katillerinin sonunu getirmek üzere.

İşte böyle bir anda bu yürüyüş kararını aldılar.

Sloganları ‘İrademe dokunma’

Hangi irade?

-Senin iraden kapının önünde aylardır yavrularını PKK’ya pazarladığın o anların sesini duymaya yetmiyor mu?

-Senin iraden mecliste kravatlı, sokakta Molotoflu mu olma iradesi mi?

Millet senin o hain iradenin yıllardır farkında ama lanet olsun ki, o iradene müdahale edecek adam gibi devletle bir türlü karşılaşamadı.

O devlet yavaş yavaş kendini gösteriyorken sen kalmışsa iraden bence günah çıkarmaya ayır.

İki koldan başlatılan yürüyüş yapacaklarmış!

Hayır kırk yoldan provokasyon yapacaklar.

Milleti galeyana getirmeye çalışacaklar.

Başaramazlarsa kendi konvoylarına karanlık maskeleri ile eylem yapacaklar.

Ve hedefleri 20 Haziran’da Ankara’ya ulaşmadan Ankara’ya baş kaldırmak.

Gazi de denediler olmadı.

Hendek kazdılar kendi kazdıkları hendeğe düştüler.

Bu taktiği en son Selahattin Demirtaş’ın ‘kanlı’ tarihi olan 6-7 Ekim olayları ile denediler.

Yine HDP'nin çağrısı üzerine 6-7 Ekim 2014'te YPG/PKK mensuplarının eğitildiği Kobani (Ayn el Arap) bahane edilerek Türkiye genelinde 35 ilde PKK/PYD yandaşları ülke çapında şiddet olaylarının yaşanmasına sebep oldu.

Sonuç; muhatabı içeride saz çalıyor şimdi, dışarıda ise CAN yoldaşı CAN DÜNDAR’ı Alamayandan ahkam kesiyor.

50 yıldır bu milleti bu taktikle ayırmaya çalışıyorlar.

İnanın bana sonları geldi bunlar 2023’ü göremeyecekler.

Çünkü bu ülkenin Türkleri ve Kürtleri helal süt emmiş insanlardır.

Onların mayasına bu hain senaryolar tutmadı tutmayacaktır da.

Bu yürüyüşler olduğunda kadim devlet nere de ne yapması gerektiğini iyi bilecektir ondan şüphemiz yok.

Biz asıl ilgilendiren Cumhuriyetin kurucu partisi üzerinde kara bulutlar gibi dolaşan “terör taşeronluğu” yakıştırmasına CHP uyacak mı, yoksa HDP’ye “dur yolcu” diyecek mi?

Bunun cevabını “bizi sokağa zorluyorlar” diyen Kılıçdaroğlu’nun tavrı verecektir.

Kılıçdaroğlu alacağı tavır ile ya girişte kullandığım cümlem için beni utandıracaktır, ya da haklı kılacaktır.

Bekleyeyim göreceğiz.

Yoksa biz zaten CHP tabanının bu işten rahatsızlığının farkındayız.

CHP HDP ile imtihanında kendine gelmese, kendi sonunu hazırlayacaktır. Demedi demeyin.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.