İKİ FARKLI 15 TEMMUZ DARBESİ ve AB!

Selçuk DÜZGÜN

15 Temmuz tarihi tarihte iki önemli ve alçak darbeye  ev sahipliği yapmıştır.

Birisi Türkiye`de , diğeri Kıbrıs`ta.

Türkiye'dekinin üzerinden 3 yıl, Kıbrıs'takinin üzerinden 45 yıl geçmiştir.

Her iki darbe aynı güne denk gelip, aralarında 42 yıl fark olsa da özünde her ikisi de Türk Milletine ve onun şanlı devletine karşı yapılmış darbelerdi.

Ülkemiz de yapılan darbeyi sıcağı sıcağına herkes biliyor, ozaman Kıbrıs`ta yapılan darbeyi bir hatırlatalım!

Bundan  45 yıl önce bir  15 Temmuz`da Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanması yani Enosis idealinin yaşama geçirilmesini amaçlayan faşist Yunan darbesi Kıbrıs`ta gerçekleştirildi.

Darbe, Ada’yı Yunanistan’a bağlamak amacıyla Yunan generaller öncülüğünde Başpiskopos Makarios’a karşı yapılmış ve katliama dönüşmüştü.  

45 yıl önce, 15 Temmuz 1974’te, Ada’nın Yunanistan’a bağlanmasının (Enosis) daha fazla geciktirilmesine karşı olan EOKA’cı Rumlar ile Yunanistan’daki Albaylar Cuntası’nın Kıbrıs’taki subay ve askerleri, Kıbrıslı Türklerin direnişi yüzünden ertelemek zorunda kaldıkları Enosis’i bir an önce hayata geçirmek için, bu hedefi daha uzun vadede gerçekleştirme amacında olan Makarios’a karşı darbe yaptı.

Makarios’a göre  Enosis’in gerçekleşmesi için konjektür ve  zaman uygun değildi. 

Kıbrıs Türkleri  yavaş yavaş yok edilmeliydi. 

Nitekim  darbe, Türkiye’nin 1960 Garanti Antlaşması’ndan kaynaklanan haklarını kullanarak 20 Temmuz’da Ada’ya çıkmasıyla başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Her bakıma şer gibi görünen bu darbe sonucunda Türk Devleti 1974 çıkartmasını yapmış ve Cumhuriyetin kuruluşundan beri özgürlük mücadelesini her alanda veren Türkiye için yeniden bir diriliş olmuştu.

Bana göre 1974 Mutlu Barış hareketi bizim için bir Ergenekon’dan çıkış olmuş ve ecdat topraklarımıza seferlerimizin yeniden başlamasını sağlamıştır.

Bu tarihten sonra ülkemizin başına ne gelmişse 1974 çıkartması yüzünden gelmiştir.

PKK-ASALA örgütlenmesinden, sağ-sol çatışmalarından tutun ülkemizdeki ekonomik buhranlardan, darbelere kadar bütün olaylar Türkiye`nin bütün dünyaya karşı `ben varım` dediği 1974 çıkartmasıdır.

1974 Çıkartması Türk Devleti`nin Ergenekon`dan çıkışı oldu ama Vatikan şövalyeleri boş durmayıp yıllar sonra Türk Ordusuna balyoz indirircesine `Ergenekon Terör Örgütü`   diyerek tutuklamalar başlattı…

Kıbrıs pazarlık masasında kurban edilirken, `çözüm planı` adı altında askeriyenin terörle mücadelesi baskı altına alınmışken, Ülkenin Cumhurbaşkanı Ermeni liderlerle TV ekranlarından dostluk göstergesi yapıyorken, pkk terör örgütüne `demokratikleşme` adı altında güney bölgemizde bir korsan devlet kurduruluyorken Türk Ordusunun başkumandanına kelepçe takılıp,` terör örgütü lideri` olarak hapisse atılıyordu.

Tüm bunları kim yapıyordu?

Seçilmiş iradeyi efsunlamış, yarım yüzyıldır ülkeyi ele geçirmek için her türlü dış mihraklara namusunu satmış bir cemaat görünümlü ajan tayfası.

Ve tüm bunlar olurken bir musibetler daha karşılaştık!

O musibet 15 Temmuz 2015 hain darbe girişimiydi.

Bakın işte bu darbe girişiminde Türk Milleti ve devleti bir kez daha Ergenekon`dan çıktı.

1974`de egemenlik zincirini kıran Türkiye 2015`de devletin yeniden dizaynı için kendine geldi.

15 Temmuz 2015 hain darbesinin acıları çok olsa da sonrası ülkemiz için hayırlı oldu.

-Kumpas Ergenekon-balyoz davaları çöktü,

-Türkiye terörle müzakereden, mücadeleye geri döndü,

-APO`nun heykelini dikme planları yapanlar, hücrelerden seslenmeye başladılar,

-Kıbrıs`ta, Akdeniz`de kısacası Ortadoğu`da hakları gasledilmiş Türkiye haklarını geri almak için mücadeleye başladı,

 -S-400`leri alamasın dediler seve seve aldı, Akdeniz`de sondaj yapamasın dediler, yine seve seve yapıyor…

Evet, her iki darbenin acılarını Türk Milleti çekti ama sonuçları yine Türk Milletinin ve onun şanlı Türkiye devletinin kendine gelmesini sağladı.

Diyebilirsiniz ki, `kardeşim dediğin hataları aynı hükümet yaptı, sen şimdi onlarda hiç suç bulmuyor musun?`

Evet, haklı olabilirseniz ama şunu asla unutmayın,  Türk Devlet geleneğidir hata yapanlara yaptıkları hatalarını düzeltmeden asla sen git demez.

Bu açıdan da hükümeti ikiye ayırmada fayda var. 17-25 Aralık öncesi ve sonrası diyerek.

Bu ayrımı başka bir yazımda daha geniş ve net anlatacağım.

Gelelim son söz olarak bu kadar uzun cümleleri niye kurduğuma?

Evet, 15 Temmuz`da Türk Milletinin haklarına yönelik iki hain darbe oldu.

İkisi de başarısız oldu.

Birincisini AB`nin şımarık çocuğu Yunanistan bizzat yaptı,

İkincisini ABD`nin gayri meşru çocukları dolaylı yollarla yaptılar.

Birincisine ses çıkarmayan AB darbeye karşı çıkan, soydaşlarının hakları için adaya çıkan ülkemize 45 yıldır yapmadığı kahpeliği bırakmadı.

O kahpeliği bugün öyle şımarıkça ve alçakla yaptık ki, Avrupa Birliği, Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleri nedeniyle Türkiye’ye “yaptırım” kararını, tam da, 15 Temmuz hain darbe kalkışmasının yıl dönümünde aldı... yani AB`nin kahpeliği, kalleşliği çeşit çeşit...

Oysa aynı AB 45 Yıl önce ENOSİS için darbe yapan Yunanistan`a 15 Temmuz`da teröristlere ev sahipliği yaptığı için hiçbir kınama bile yapmadı.

Kınamayı bırakın bütün kaçak teröristlere başta Almanya olmak üzere AB topraklarında kucak açtı.

AB ve ayakçıları şunu iyi bilsin;

-Akdeniz`de o sondaj çalışmaları yapılacak,

-Kıbrıs Türk halkı ve Türkiye uluslararası bütün haklarını elde edecekler,

-Ve başta AB ülkeleri olmak üzere Türkiye`ye karşı teröre destek veren bütün ülkeler kendi besledikleri akrepler tarafından zamanı gelince zehirleneceklerdir.

15 Temmuz 2015 Türk Devletinin Ergenekon’dan çıkış günüdür.

Bundan sonrasını Vatikan şövalyeleri düşünsün.



 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.