Kibir eken düşmanlık biçer

Özgür UYANIK

Berat Albayrak’ın İnstagram’dan “Kamuoyuna” yazdığı mektubu okuduğumda herkes gibi ben de şaşırdım. Ama beni asıl şaşırtan şey istifasından ziyade o mektupta bunu ifade ediş biçimiydi.

Berat beyin her satırından umursamazlık ve kibir akıyordu. 

Cumhurbaşkanlığı makamına bir istifa dilekçesi bile göndermediği anlaşılan bakan bey sanki vahiyle bu göreve gelmiş gibi “Rabbime hamdolsun” diyordu. 

İyi de Berat beyi bu göreve Cumhurbaşkanı atamadı mı? O bu görevi bir bakandan devralmadı mı? 

Bu davranışla ne halka ne de Cumhurbaşkanına karşı bir sorumluluk hissetmediği anlaşılıyor.

Daha da kötüsü sayın bakan iradeyi verenin ümmet değil Türk Milleti olduğunun farkında bile değil. 

Siz bu makamlara ümmete değil millete hizmet etmek için seçildiniz. Sizi Pakistan’daki bir Müslüman seçmedi. Türkiye’deki Türk vatandaşları seçti. 

Üstelik siyasi sorumluluğunun da bilincinde değil. Sadece kendine dua edenlerden helallik istiyor.  Oysa bakanın uyguladığı ekonomi politikaları onu seven sevmeyen tüm milleti etkiliyor.  

Ne yazık ki ülkemizde bir bakanın millete ve devlete karşı sorumlu olduğunu hatırlatacak ne kanun ne de bir irade mevcut.

Hepimiz biliyoruz ki sağlığı değil ekonominin gidişatıdır onu görevi bırakmaya sürükleyen. Her şey biraz yolunda gitseydi bu tuhaf istifayla karşılaşmayacaktık. Belli ki iktidar içerisinde diyalog yolları kapanmış ve Berat beye yol gösterilmişti. 

Derler ya “Şüyuu vukuundan beter”. Berat Albayrak gidişinden çok bunu yapış biçimiyle infial yarattı.

Bir de “Allah sonumuzu hayır eylesin” diyor. 

Yahu işimiz Allah’a kaldıysa o zaman siyasetçiye ne gerek var? İyi o zaman her ekonomi kötü olduğunda, demokrasi işlemediğinde, kurumlar, kanunlar, anayasa devre dışı kaldığında “Allah sonumuzu hayreylesin” diyip gitsin siyasetçiler. 

Hayret verici bir anlayış! Biz İslamcıların haktan, hukuktan, idareden, tarihten, etikten, siyasetten, iktidardan bu kadar bihaber olduklarını bilmiyorduk. Daha da fenası bunu yapan Sadık Albayrak gibi kalemi kuvvetli İslamcı bir aydının oğlu. 

Ekonomi güncel derdimiz. Cumhuriyetin çağdaş bir devlet olarak bekası, milletimizin özgürce ortak bir geleceği hep beraber inşa etmesi, insanımızın çağa uygun biçimde donanması ihtiyacımız. Fakat tüm bunları bir tarafa bırakıyorum. En başta şu mektuptaki anlayışla sorunumuz var. Ve ne yazık ki bu anlayış Berat beyle sınırlı değil.

Şimdi suçlamak kolay. Ama takkeyi önünüze koyup bir düşünün: AKP iktidara geldiğinde Berat Albayrak daha 24 yaşındaydı. 

Analar, babalar, ağabeyler, hocalar bu çocuğu siz yetiştirdiniz. 

Bu kibir tohumlarını siz ektiniz. 

Beğenmediğiniz Hıristiyan ahlakında bile “Hiçbir şeyi bencil tutkularla ya da boş övünmeyle yapmayın. Her biriniz alçakgönüllülükle öbürünü kendinden üstün saysın.” (Filipililer3) diye öğütleniyor. 

Şu başarısız tabloda birbirinizin yüzüne bakamayacak halde giderken bile övünmeyi ihmal etmiyorsunuz. 

Bana düşmez bunu söylemek ama hakikaten bu mu sizin Müslümanlığınız?

Madem öyle Araf Suresiyle bitirelim (48) : 

“Burcun üstündeki adamlar, ileri gelen adamlara seslenerek derler ki: Ne güç ve servet toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız size bir yarar sağlamadı."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.