Kılıçdaroğlu “yeni anayasa” istedi, Bahçeli’yi suçladı

HDP'nin yeni anayasa çıkışının ardından CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da, 'Biz darbe hukukundan arınmış bir anayasa istiyoruz. Biz arınma istiyoruz' dedi.

CHP’de 23 Haziran’daki İstanbul seçimlerinin ardından gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmeler ve bundan sonra atılacak adımlara ilişkin görüşler dile getirildi. Edinilen bilgiye göre Kılıçdaroğlu, toplantının başında bütün MYK üyelerini kutladı ve çalışmalarından dolayı teşekkür etti. Kılıçdaroğlu’nun “Herkese teşekkür ediyorum. Ama önemli olan bunun devamında yaşayacağımız süreci yönetmektir” dediği öğrenildi.

'ARINMA İSTİYORUZ'

Yeni bir anayasa çağrısı yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, “Biz darbe hukukundan arınmış bir anayasa istiyoruz. Biz arınma istiyoruz. Onlar Saray’a sadakatte diretiyorlar. Bugün yaşadığımız felaketin nedeni budur” dediği öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı’nın tarafsızlığı konusunda referandum çağrısını MYK toplantısında da vurguladığı belirtildi. MYK toplantısında 1 Temmuz’da genişletilmiş Parti Meclisi (PM) toplantısı yapılarak 23 Haziran seçim sonuçlarının mercek altına alınması ve Silivri Cezaevi’nde tutuklu olan PM üyesi Eren Erdem ile ilgili bir izleme komisyonu kurularak sürecin komisyon tarafından takip edilmesi de benimsendi.

Dış politika milli olmaktan çıktı: Ülkemiz bölgenin etkili bir oyuncusu olmayı bırakmıştır. Ülkemiz yedek kulübesinden maçı seyretmektedir. Dış politika milli olmaktan çıkarılmıştır. Saray’ın odalarından açılan telefonlarda al ver pazarlığına dönüştürülmüştür. Bugün sınırlarımızda ve sınırlarımızın ötesinde yaşadığımız pek çok sıkıntının arkasında da maalesef bu durum vardır.

Tam bir kibir örneği: (Devlet Bahçeli’nin ‘İstanbul ehline verilmemiştir’ sözlerinin anımsatılması üzerine) İstanbul’da milli irade kararını vermiştir. Şimdi Sayın Bahçeli’nin çıkıp milletin iradesini beğenmemesi tam bir kibir örneğidir.

Teröristlerin himmetine sığındılar: (AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in açıklamaları üzerine) Allah kimseyi ne Sayın Çelik’in, ne de Sayın Bahçeli’nin durumuna düşürmesin. Sayın Çelik’i dün dikkatle izledim. Efendim dilekçe verilmiş de, kim olursa olsun, TRT ’ye dilekçe veren çıkıyormuş da Osman Öcalan’ın TRT ’ye çıkması sonucu gerçekler ortaya çıkmış da... Arkadaşlar açık söyleyeyim; 31 Mart’tan önce ülkenin her yerinde ‘beka beka’ diye dolaşanlar, 31 Mart’tan sonra terörist dediklerinin himmetine sığınmak durumunda kalmışlardır.

'BELEDİYELER ÜZERİNDE VESAYET YARATILMAMALI'

CHP Sözcüsü Faik Öztrak da partisinin MYK toplantısına ilişkin şu açıklamaları yaptı:

Altın harfler: Giderek otoriterleşen bir rejime İstanbullular sandıkta dur diyerek, dünya tarihine altın harflerle geçtiler. ‘İstediğimiz durağa geldik demokrasi tramvayından inelim’ diyenler, indikleri durakta yapayalnız kalmaya mahkum olacaklardır. 23 Haziran seçimleri bunu açık seçik bir şekilde ortaya koymuştur.

7 ilkeyle yönetim: CHP’li belediyeler halkçı belediyeciliğin omurgasını oluşturan 7 temel ilke çerçevesinde hizmetlerini hizmetlerini yönetecekler, biz de genel merkezden bunun takipçisi olacağız. Belediyelerimiz tüm hemşehrilerini kucaklayacak, hizmet tüm halk için yapılacaktır. Yoksul ve dezavantajlı yurttaşlarımız daha fazla gözetilecektir. Yoksullara yapılan yardımlarda sağ elin verdiğini sol el görmeyecektir. Belediyelerimiz harcadıkları her kuruşun hesabını millete verecektir. CHP’li belediyelerde her iş ehline verilecektir. CHP’li belediyelerde adaletli bir yönetim anlayış hakim olacaktır.

Başkanların yetkisi alınmamalı: Belediyeler üzerinde iktidarın bir takım vesayet makamları oluşturmaya çalıştıklarını görüyoruz. 25 yıldır AK Parti belediye başkanlarının kullandığı yetkiler, bakanlık genelgeleriyle bizim başkanlarımızın elinden alınmamalıdır. Bugüne kadar genelgelerle, tüzüklerle çarpışarak buralara geldik diye övünenler bugün bizim belediye başkanlarımızın önüne genelge engelleri çıkarmamalıdırlar. Belediye başkanlığı yalnızca bir temsil makamı değil, aynı zamanda bir hizmet makamıdır. Belediye başkanlarımızı çalıştırmamak için atılacak her adım millete yapılacak saygısızlıktır.

Zam yağmuru başladı: Seçimlerin bitmesiyle zamların da yağmur gibi yağmaya başladığını görüyoruz. Motorine 22 kuruş, çaya yüzde 15, şekere yüzde 16 zam gelmiştir. Seçim meydanlarında milletin kafasına keyif çayı diye atılan paketler şimdi zamlarla millette ne keyif ne de ağızlarda tat bırakmıştır.

Endekslerle oynamak hak yemektir: Damada ve TÜİK’e sorduğumuz sorulara henüz yanıt alamadık. TÜİK, mayıs ve nisan ayının enflasyon rakamlarının doğruluğuna yönelik kuşkulara henüz bir cevap vermemiştir. Fiyatlara telefonla müdahale edildiğine yönelik haberler yalanlanmadı. TÜİK’te çalışanlara yönelik çok ciddi baskıların olduğuna ilişkin telefonlar alıyoruz. Elini TÜİK verilerine uzatanlara şunları söylemek istiyorum: Ne yaparsanız yapın, hakikatlerin ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Hakikatlar ortaya çıktığında tıpkı Brezilya, Arjantin’de olduğu gibi bunun sorumluları yasa önünde, mahkemelerde hesap verirler. Fiyat endeksleriyle oynamak, emeklinin, işçinin, memurun hakkını yemektir. Bu hakkı yiyenler ne bu dünyada ne de öbür dünyada hesap veremezler.

Siyasetcafe.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri