LANETLENMİŞ KAVİM, YAHUDİLER!

Tevfik Fikret TAŞKIN

LANETLENMİŞ KAVİM, YAHUDİLER!

 

Yahudilerin M.Ö. iki bininci yıla kadar giden bir geçmişi olduğu; köklerinin İbrahim, İshak ve Yakup peygamberlere dayandığı kabul edilir.

 

Başta Kuran-ı Kerim olmak üzere kutsal kitaplarda, Yahudilerden çeşitli şekillerde bahsedilmiş. Yakın Doğu’da, Antik dönemde, Hz. İbrahim’in kavminden gelen insanlara veya dini topluma yahudi denmiştir.

 

Bu topluma, Hz. İbrahim’den dolayı İbraniler; yerleştikleri bölgeden dolayı İsrailoğulları denmiştir.

 

Antik zamanda, millî toprakları olan İsrail Diyarı’nda iki defa devlet kurmuşlar fakat daha sonra sürgüne gönderilmişlerdir.

 

Sürgündeki yani diyasporadaki Yahudiler, dünyanın dört bir tarafına dağılmışlar. Bazen, çeşitli nedenlerden dolayı kendi kimliklerini ve inançlarını saklamışlar. Gizli örgütler şeklinde varlıklarını sürdürmüşlerdir.

 

Bazı dönemlerde ise yöneticilerle iyi anlaşmışlar. İçinde bulundukları devletin en üst makamlarına kadar yükselip hizmette bulunmuşlardır.

 

Osmanlı İmparatorluğu’nun son zamanlarında tezgahlanan çeşitli oyunların devamında, 1948 yılında bugünkü topraklarının bulunduğu yerde, küçük bir bölgede modern İsrail Devleti kurulmuştur.

 

İngiltere, Amerika, Rusya, Fransa gibi büyük dünya devletlerinin kışkırtması ve desteğiyle çevresine saldırmış ve bugünkü sınırlarına kadar genişlemiş bir İsrail Devleti  ortaya çıkmıştır.

 

Tarihte olduğu gibi bugün de Orta Doğu’da bir çıban başı olarak durmakta; başta yakın coğrafyası olmak üzere bütün dünyaya mikrop yaymakta, pervasızca Müslümanları katletmektedir.

 

Peki, bu cesareti nereden alıyor, kime güveniyor?

 

Bu soruların cevabını daha iyi ve doğru verebilmek için geçmişe biraz daha yakından bakmak gerekir.

 

Yahudilerle ilgili en eski bilgileri, kutsal kitaplardan öğrendiğimizi bir kez daha vurgulayıp Yahudilerin ilk devletini Kral olan Hz. Davud, on iki İsrailoğlu Kabilesi’nin de dahil olduğu İsrail ve Yehuda Birleşik Krallığı’nı yönetmiş ve Kudüs’ü başkent yaptığını (M.Ö. 1200) hatırlatayım.

 

Daha sonra, M.Ö. 970 yılında Davud’un oğlu Hz. Süleyman, krallık yapmış. Kutsal olarak bilinen Birinci Tapınak, Kudüste inşa edilmiş. Süleyman’ın ölümünden sonra bu krallık parçalanmıştır.

 

Asurlular, M.Ö. 722’de İsrail Krallığı’nı fethetmiş ve burada yaşayan Yahudileri sürgüne göndermişlerdir.

 

Bu tarihten itibaren Yahudiler, dünyanın dört bir yanına dağılmışlar. Pers Kralı Büyük Kiros, 70 yıl sonra Yahudilerin Kudüs’e dönmesine izin vermiştir.

 

Yıkılan Birinci Tapınak’ın yerine İkinci Tapınak yaptırılmıştır. Haşmonayim Krallığı kurulmuş fakat Romalıların saldırıları sonucunda yıkılmıştır. Romalılar, Yahudileri köle olarak satmış, sürgüne yollamış ve çeşitli baskılar uygulayarak eziyet etmişlerdir.

 

Dünyaya dağılan Yahudiler, bulundukları topraklarda da sakin durmamış, içinde yaşadıkları toplumları karıştırmışlar. Bu yüzden, Babil’den, İspanya’dan, ,Polonya’dan ve son olarak da Almanya’dan   kovulmuşlardır.

 

Dinî metinlerde, Yahudilerin Allah tarafından seçilmiş, nimetlendirilmiş bir kavim olduğu fakat her seferinde doğru yoldan saptıkları, kendi peygamberlerini bile öldürdükleri için Allah tarafından sonsuza dek lanetlendikleri anlatılmıştır.

 

Buna göre Yahudiler, Kıyamete kadar hep zülmün, eziyetin, savaşın ve her türlü kötülüğün içinde yer alacak ve kan ve gözyaşı ile anılacaktır.

 

Geçmişe ve günümüze bakarsak bu görüşü destekleyen olayların yaşandığını görürüz. Bugün Orta Doğu’da masum insanların akan kanından yine Yahudilerin sorumlu olduğunu ve devlet terörü uyguladığına şahit olmaktayız.

 

Burnumuzun dibinde, her an bir savaş çıkarma gücüne sahip olan Yahudi devleti İsrail, Amerika gibi dev ülkeleri arkasına almış, istediği gibi at koşturmaktadır.

 

Tarihteki misyonunu bugün de yerine getirmekte, Müslüman dünyasını birbirine düşürerek barış, dostluk ve kardeşlik duygularını bin bir oyunla yok etmektedir. Böylece, kirli emellerini rahatça uygulamaya devam etmektedir.

 

Sanmayın ki bu devran hep böyle sürüp gidecektir. Yüce Allah, dünyadaki tüm Müslümanları koruyacak, kan, gözyaşı ve savaş demek olan Yahudilere gereken cezayı hem bu dünyada hem öbür dünyada verecektir.

 

Bu dünyadaki cezalarını da bizzat Türk milletinin elleri ile verecektir. Bunu bilen Yahudiler, Türklere, Türkiye’ye karşı çok dikkatli davranmakta, Türk aleminin aleyhine olan her harekete açık veya gizli destek vermektedir.

 

Türk aleminin büyük bir bölümü de bunu bilmekte ve dualarında, bu zalim kavmi ıslah edip fırsat vermemesi için samimi olarak dua etmektedir.

 

Yahudiler gibi Müslümanlara eziyet eden tüm zalim kavimleri Allah’a havale ederek Türk milleti olarak olarak her zaman mazlumların yanında olduğumuzu ve sonsuza kadar da yanlarında olacağımızı belirtiyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.