Maddeleşme ve Ölüm

Cengiz Han GÜVEN

Küresel Sermayenin Kurumsallaşmış Devlet yapılarıyla olan evliliğinden oluşan sistemde, Üretime katkı açısından hepimiz potansiyel birer işçiyiz,
Karşılıklı menfaatlerimizin temini açısından tüccarız, esnafız, 
Sisteme olan koşulsuz bağlılığımız açısından Memuruz...

Din, Kültür, İdeoloji gibi öğelerin de içselleştirilmeden birer kalıp gibi insana giydirilmesini isteyen bu Sistemde İnsanoğlundan;


-Maddenin gücünü, 
-Sermayenin egemenliğini, 
-Paranın Tanrısallığını kabul  etmesi istenmektedir.

Kısaca bu sistem, İnsanoğlunun Ruhani/Manevi yönünü öldürüp maddesel bir form haline getirmek istemektedir, böylece tüm duyguların/iyilik hissiyatlarının törpülenmiş olduğu bir insanlık büyük savaşlar/çatışmalar yaşayacaktır. 

Maddesel bir form dışında niteliği kalmamış bir insan topluluğu nerede huzurlu ve sessiz durabilir?


Tabiki mezarlıklarda,
Çünkü orada farklı birçok dinden,
görüşten insanlar hiçbir çatışma yaşamadan aynı toprağa karışmanın birlikteliğini sağlıyorlardır, peki ya henüz yaşarken onları insan yapan özleri/bilinçleri nereye gidiyor?

İnsanoğlunu maddeleştiren ve ardında çatıştıran temel unsur "Nefs" olgusudur, işte bu sebeple İnsan bedenin en zararsız ve masum kaldığı dönem Nefsinin üzerinde hakimiyet sağladığı dönemdir, bunu başaramazsa Nefsin Bedenden ayrıldığı dönem yani ölümde bunu tadacaktır,

Bedeninin ötesinde bir özvarlığı olduğunu unutmaya başlayanlar için ölüm bir yokoluştur,
Özvarlığının idrakine varanlar içinse ölüm sadece bir form değiştirmedir,

Tasavvufta sıkça kullanılan  "Ölmeden önce ölünüz" sözünün ne anlama geldiğini şimdi yeniden düşünelim...!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.