Yumuşak doku ve kemik kaynaklı tümörler, nadir rastlansa da yaşamın her evresinde ortaya çıkabilen oluşumlardır. Bu tümörler, iyi huylu ve kötü huylu olarak sınıflandırılır. İyi huylu olanlar genellikle yavaş büyürken, kötü huylular hızlı yayılıp çevre yapıları tahrip edebilir.
Prof. Dr. Şefik Murat Arıkan, bu tümörlerin erken tanısının hayati önem taşıdığını vurgulamaktadır. Tedavi, hastanın yaşına, tümörün tipine ve yayılımına göre kişiselleştirilir, böylece başarı oranları yükselir.
AĞRI, ŞİŞLİK VE HAREKET KISITLILIĞINI CİDDİYE ALIN
İyi huylu yumuşak doku tümörleri, örneğin lipomlar, sıklıkla ağrısız şişlikler olarak belirir. Bu oluşumlar büyüdükçe kozmetik rahatsızlık veya ağrı yaratabilir; bu durumda cerrahi eksizyon tercih edilir. Öte yandan, kötü huylu varyantlar gibi liposarkomlar, hızlı metastaz yaparak akciğer, kemik veya beyin gibi uzak organları etkileyebilir. Bu durum, hastanın yaşamını tehdit eder. Anahtar nokta, belirtileri hafife almamak ve derhal uzmana danışmaktır. Biyopsi ile doğrulanmış tanı sonrası, geniş cerrahi müdahale şarttır. Ameliyatı takip eden radyoterapi veya kemoterapi, nüks riskini minimize eder.
KEMİK VE YUMUŞAK DOKU TÜMÖRLERİNİN 5 ÖNEMLİ BELİRTİSİ
Bu tümörler, özellikle iyi huylu olanlar, eklem veya kemik ağrısı, hareket sınırlaması ve topallama ile kendini gösterir. Bazıları izlemle yönetilirken, kırık riski taşıyanlar cerrahiyle temizlenir. Kötü huylu kemik kanserleri ise şiddetli, progresif ağrı, patolojik kırıklar ve lokal şişliklerle acil müdahale gerektirir.
Aşağıdaki semptomlar mevcutsa, uzman bir merkeze başvurulmalıdır:
Vücudun herhangi bir yerinde yeni oluşan şişlikler
Eklemlerde kısıtlı hareket
Sürekli süren kemik ağrıları
Ani başlayan topallama veya çocuklarda nedensiz aksama
Gece uykuyu bölen ağrılar
ZAMANINDA MÜDAHALEYLE TEDAVİ MÜMKÜN
Tanı için röntgen, MR, BT ve PET gibi görüntüleme yöntemleri kullanılır. Kötü huylu vakalarda acil geniş cerrahi uygulanır; çıkarılan kemik, protez, plak-vida veya çivilerle rekonstrükte edilir. Bu hastalıklar orta ve ileri yaşlarda yaygındır, ancak osteosarkom ve Ewing sarkomu gibi tipler çocukluk ve ergenlikte sık görülür, acil medikal-cerrahi tedavi ister.
Genel olarak iyi huylu tümörler baskındır; bir malign olguya karşılık 40-50 benign vaka rastlanır. Tek taraflı eklem şişliği, yürüme zorluğu veya sebepsiz topallama varsa hemen doktora gidilmelidir. Erken müdahale, vakaların çoğunda tam iyileşme sağlar.
ERKEN TANI HAYAT KURTARIR, AMPUTASYONU ÖNLER
Bu tümörlerin yönetimi, uzmanlaşmış merkezlerde multidisipliner yaklaşımla yapılmalıdır; gecikme metastazlara yol açabilir. Erken tanı, hayatta kalma oranını artırır. Cerrahi sonrası kemik rekonstrüksiyonunda protez veya hastanın kendi dokusu (biyolojik rekonstrüksiyon) kullanılır. 20-30 yıl öncesine kıyasla amputasyon oranı %40'tan %3-4'e düşmüştür. İleri teknolojiler sayesinde hastalar kısa sürede fonksiyonel iyileşme elde eder. Bu yüzden erken teşhis, uzuv kaybını önlemede kritik rol oynar.
SIKLIKLA 40 YAŞ ÜSTÜNDE GÖRÜLÜYOR
Genetik mutasyonlar ve aile öyküsü risk faktörleridir; önleme mümkün olmasa da erken tarama aile üyeleri için şarttır. Yumuşak doku tümörleri her yaşta çıkabilir, ancak 40 yaş sonrası ve ileri yaş metastazlarla ilişkilidir. Multidisipliner ekip (radyoloji, medikal onkoloji, radyasyon onkolojisi, nükleer tıp, fizik tedavi ve onkolojik ortopedi) tedavinin başarısını belirler. Uzman ekip, gelişmiş teknolojiler ve kişiye özel planlar, kas-iskelet tümörlerinin etkili yönetiminde vazgeçilmezdir.
Siyasetcafe.com