Seçim sonuçları Milli İradeyi yansıtıyor mu?

Mürteza ÖZTÜRK

Seçim sonuçları Milli İradeyi yansıtıyor mu?


17 Aralık Yolsuzluk operasyonundan sonra Mahalli seçimler başka bir anlam kazanmaya başladı.

 

30 Mart Mahalli seçimlerine “Milli İradeye saygı” ve “Sandıkta hesap veririz” sloganları ile girdik.

 

Sanki Mahalli idarecileri seçeceğimiz bir seçim değil de bir referandum yapılacaktı.

 

Bağımsız mahkemelerin karşısına çıkmayanlar Milet’in karşısına çıkarak aklanmayı tercih edince seçim yerine yolsuzlukların aklanması için yapılan bir referandum dayatması ile karşı karşıya kaldık.

 

Adayların kimlikleri, kişilikleri, projeleri ve yeterlilikleri yerine sürekli 17 Aralık yolsuzluk operasyonu konuşuldu.

 

İktidar bunun bir komplo olduğu, muhalefet ise İktidarın yolsuzluk yaptığı iddialarını seçim meydanlarına taşıyarak Halkı’da bu yönde yönlendirdiler.

 

Sürekli Milli İrade ve Sandık vurgusu yapılarak seçim sandıklarına Mahkeme, halka da yargıç görevi verilerek âdeta bir Halk Mahkemesi kurulmuştur.

 

30 Martta sandıklara giden Halk iki kutba ayrılmış, AKP taraftarı ile AKP karşıtı olan bir blok oluşmuştur.

 

AKP Karşıtı olan seçmen kendi partisine oy vermenin yansıra yakın gördüğü ve seçilmesi muhtemel başka parti adayına da oy vermiştir.

 

Seçim neticelerini bu güne kadar açıklanan oy oranları ve AKP’nin referandum tezi çerçevesinde değerlendirirsek AKP bu referandumu kaybetmiştir.

 

Halkın yaklaşık % 55 lik kesimi AKP’yi Halk mahkemesinde mahkûm etmiştir.

 

Birinci parti olmak aklanmak için yeterli değildir.

 

AKP dışındaki bütün partiler 17 Aralık operasyonunda ki iddiaların doğru olduğunu ve AKP’nin yolsuzluk bataklığına saplandığını beyan etmiş ve bu anlayışa dur demek için sandığa gitmiştir.

 

Ve AKP’ye oy vermeyen % 55, AKP’nin yolsuzluk ve rüşvet çarkının bir parçası olduğu yönünde oy kullanmıştır.

 

Eğer bu bir referandumsa ve AKP bu referandumda gerekli olan % 51 oyu alamamışsa Milli İrade tarafından nasıl aklanmış olur?

 

Milli irade sandığa tamamen yansımışımdır, bu da şaibelidir.

 

Öncelikle seçim hiç de adil olmayan şartlarda yapılmıştır.

 

Hükümet Devlet’in bütün imkânlarını kullanmıştır.

 

TRT dâhil basın yayın organları hükümet lehine yayın yaparak tarafsızlığını yitirmiştir.

 

Seçim yasakları bile bizzat iktidar partisi tarafından ihlal edilmiştir.

 

Tarafsız olması gereken Bakan’lar bile seçimlerde siyasi kimliklerini kullanarak Milli İradeyi etkilemiştir.

 

Seçim gecesi aynı anda yaklaşık 40 bölgede elektriklerin kesilmesi bile şaibe için yeterli sebeptir.

 

Çalınan, yakılan, iptal edilen, yazılmayan oyların olduğu iddiası bile seçimlerin halkın tercihini yansıtmadığını göstermektedir.

 

Ayrıca AKP’nin ekonomik gücünün seçimlerde ne kadar etkili olduğunu ve bunun bir referandum niteliğinde olan seçimi nasıl etkileyeceğini anlamak zor değil.

 

Yargıç görevi verdiğiniz seçmen oyunu etki altında kalmadan kullanmışımdır acaba?

 

Yozgat/Yerköy’de, AKP’nin 600 seçmene oy karşılığı Umre vaat ettiği iddia edilmektedir.

Bu iddia doğru ise Yerköy’de aldığınız oylar Milli İradenin mi yoksa Umre seyahatinin mi tecellisidir.

 

Eğer adil bir seçim olsaydı AKP bu aldığı oyların yarısını bile alamazdı.

 

Halka sağlıklı ve doğru bilgi verilmemiştir. Birçok şeyden habersiz ve kandırılmış, inandırılmış bir Halk yargıç görevi yapamaz.


Bu Millet Dini ve Kutsal Kitabı ile alay eden birini aklayıp balkona çıkartmaz.


Not:

 

Seçim sonuçları resmi olarak açıklandıktan sonra CHP, MHP taban koalisyonunu ve MHP ile ilgili seçim değerlendirmesini yazacağım.

 

Esen Kalın.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.