3 Kasım 2020 Seçimleri ve sonrasında yaşanan olaylar tüm dünya tarafından ilgi ile izlenirken, çok tepede küçük bir azınlığın elinde olan küresel medya, gerçeği yansıtmak yerine insanların düşüncelerini yönlendirmek amacı ile çeşitli oyun ve yalanlar ile tamamen yapay bir gerçeklik üzerinden baskı yaparak propagandalarını sürdürüyor.
Kendilerine karşı söylem geliştiren seslerin sosyal medyada dijital olarak ortadan kaldırılıyor ve "demokrasi ve kardeşlik, birliktelik" adına çok ağır bir sansür uygulanıyor. Seçim sonuçlarının en erken 14 Aralık 2020 tarihinde ilan edilmesi yasal bir gerçeklik olsa da buna rağmen medya şimdiden ABD Başkanının kim olacağına karar vermiş ve bunun propagandasını yapıyor.
Seçim kampanyası süresince kilometrelerce karada, denizde konvoylar oluşturan, büyük stadyumları dolduran coşkulu halk görmezden gelinerek, küçük bir alanı bile dolduramayan, boş salonlara çeşitli teknolojik destek sayesinde önüne konulanı okuyan ve normalde bazen kendi adını bile unutan Alzheimer hastası bunak Demokrat aday Biden kazanmış gibi gösterilmeye devam ediliyor.
Bundan 4 yıl önce gene çok olaylı bir şekilde hiç beklenilmediği şekilde seçimleri kazanan Trump'a karşı ülke içinde ve dışında bir grup tarafından şiddetli ve sürekli pompalanan bir karşıtlık söz konusu. 3 Kasım 2016 tarihinde ABD içerisinde bir grup askerin ve askeri istihbaratın iddiası 11 Eylül 2001 tarihinde bir darbe ile ele geçirilmiş ABD devletini geri almak için kansız ve sessiz bir karşı darbe yaptıklarını anlatmışlardı ve bunu o zaman haber yapmıştım. İlgili yazı : Bknz dip not (1).
O tarihten bu yana Trump'ı Beyaz saraydan çıkartmak için yaptıkları ve her seferinde sahteliği ortaya çıkan birbiri ardına gelen davalar, bir çok suikast girişimleri, hiç biri işe yaramadı. Seçimlerden önce bile Trump'ı Beyaz Saraydan nasıl sokup atacaklarını halka açık şekilde konuştular. Çok büyük kanlı bir savaş var.
ABD devleti üzerinde egemen olup, bunu küresel egemenliklerini perçinlemek için kullanan " Derin Devlet" denilen bu grup can havli ile Trump ve ekibini, ABD ordusu içerisinde Pentagon'dan bağımsız hareket eden bu karşıt vatansever milli gruptan kurtulmak için önünde hiç bir engel tanımıyor.
Ne ahlak ne insanı değerler. 1783 de bağımsızlığını kazanıldığı söylenip Masonlar tarafından anayasası ve alt yapısı hazırlanıp kurulmuş olan Amerika Birleşik Devletlerinin aslında İngilizlerden hiç bir zaman bağımsızlığını kazanmadığı, bilakis derine inmiş olan İngiliz Birleşik krallığı tarafından CFR, Pilgrim Society gibi sivil görünümlü örgütlerce idare edildiği bir çok vatansever tarafından anlaşıldı ve bu uğurda vatanseverler Milli mücadele savaşı başlattılar. « Bu ikinci kurtuluş savaşımız aslında ilkini hiç kazanamamışız. Bizi kandırmışlar» diyorlar.
Derin Devlet kavramını dünya politik sahnesinde ilk kez kullanmaya başlayan değerli Profesör Peter Dale Scott 'un tanımlamasına göre, bu kavram dünya siyasi tarihine ilk kez Türkiye tarafından kazandırıldı.
Karanlık Susurluk olayı sonucunda medyaya ilk kez düşen bu terim, bundan böyle devletler içerisinde saklanmış, dış güçler adına devletten bağımsız hareket eden derin yapılanmayı betimlemek için kullanılıyor.
ABD'de demokratik gibi gösterilen fakat aslında iki parti zorbalığı olan sistem, Derin Devletin her ikisini de kontrol edip sürekli gücü elinde bulundurduğu gerçeği, 2016 Kasım'ından itibaren, bu süreç içerisinde halkın bilgilendirilerek farkına varmasıyla büyük çoğunluk halk kitleleri istemleri dışında yönetiliyor olduklarını anladılar.
24 Eylül 2019 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısında ABD başkanı Trump'ın 'Küreselcilerin artık bir gelecekleri yok' diyerek tarafını Milliyetçi bir devletten yana koyması bu altta gizli süren çatışmanın küresel çapta görünen ilk yüzü oldu. (2)
Bu nedenle Trump ABD'yi (içi boş) Paris İklim Anlaşmasından çekti ve diğer Küresel organizasyonlardan yavaş yavaş çekiyor.
Ana hedefazınlığın kontrol ettiği Merkez bankalarından kurtulmak. Trump Şubat 2020 de yaptığı bir hamle ile aslında özel olan Federal Reserv'in kontrolünü eline geçirdi.
Bu nedenle Merkez Bankası sahipleri karşı saldırıdalar. Dünya genelinde birçok ülkenin « Derin Devletleri» Merkez bankaları ile iç içeler. Görünmeyen düşman her zaman merkez bankalarını elinde tutanlardan ve hatta Rotschild'lere kadar uzanan bir gruptan oluşuyor. Savaş bu görünmeyen düşmana karşı veriliyor.
Dünya egemenliğine soyunup Tek Dünya Devleti ile zihnini ve yaşantısını kontrol ettikleri esirleşmiş insanları yönetmek isteyen azınlık bir grubun varlığı çok uzun yıllardır biliniyor. Bu yönetim şekline de Küreselcilik yapısını kullanarak varmayı hedefledikleri de.
Küresel sermayeyi elinde tutan bu grup her türlü bilim ve teknolojiyi insanlar ve canlıların yararı için değil, onları daha çok nasıl kendi çıkarları ve istemleri doğrultusunda yönlendirmek, düşüncelerine ve fiziksel bedenlerine hakimiyeti hedefledikleri artık genele yayılmış bir bilgi.
Küresel jandarma olarak kullandıkları Amerikan İmparatorluğu artık kendisini kullandırmak istemiyor. Bu nedenle Küreselci ekipe karşı olan savaşın bayrağını elinde tutuyor.
Önümüzdeki yıllarda bu, en azından 1960'lardan beri dünya genelinde birçok ülkedeki kanlı ve vahşi yaptırımlarından dolayı ABD' ye karşı kuşaklar boyu biriken kin ve nefretin de bir ölçüde yumuşatılmasını sağlayacak.ABD seçim sonuçları bu nedenle Tek Kutupluluktan, Çok Kutuplu düzene geçmeye çabalayan ve ileride Küresel bir güç olarak ABD'nin yerine gelecekteki dünya jandarmalığa soyunan Çin'in gücünün önünün kesilmesi bakımından da dünyanın yeniden şekillenmesi belirleyecek önemli bir olay olarak her ülkenin gündeminde ön planda.
3 Kasım 2020 seçimleri süresince yapılmış olan yasa dışı işlemleri ve sahtekarlıkları sayacak olursak; Uygunsuz imzalar, Kendi nüfusundan çok oy çıkan kasabalar, Ölülerin ve hatta bir köpeğin oy kullanması, Zorla ya da ücret karşılığı oy pusulası toplama, Seçim merkezi dışında arabadan inmeden akıbeti belirsiz belli noktalarda oy verme, Oy verme gününün sonradan uzatılması, Beş eyalette toplam 22 milyon yasa dışı göçmenin, vatandaş olmadan sadece sürücü ehliyeti ile oy kullanabilmeleri, Oy pusulalarının yok edilmesi, yırtılıp çöpe atılması, Bir isim altında birden çok oy kullanılması, Çalınan ve savrulan oy pusulaları , Mahkeme manipülasyonları , Yazılım ve data makinası hileleri ve en son olarak Dijital markasız oy pusulası kullanımı. Tüm bunlar belgeli, kanıtlı. Özellikle seçim öncesi kullanılacak her oy pusulasının dijital bir izleme sistemi ile işaretlendiği (block chaine water mark) (3) ve kontrol dahilinde olduğunun açıklanması bilgisi kitlelerden saklanarak medyada asla yer verilmemesi de son derece garip.
2016 seçimlerinde demokrat parti adayı Hillary Clinton'un kazanması için 1 milyar $ harcayarak (4) Mor Devrim gerçekleştirmeye çalışan Soros ve kuruluşları bu seçimleri kaybettikten sonra 2020 seçimleri için Joe Biden'i destekleyerek 50 milyon $ yatırım yaptılar (5) .
Soros ve ona bağlı Sırbistan merkezli OTPOR ve CANVAS adlı kuruluşları seçim öncesi ve seçim sırasındaki çalışmalarda ön planda görüyoruz. Dominion ve diğer bazı seçim makinalarının internete bağlanarak Sırbistan'dan dijital kontrol edilerek sonuçları değiştirdikleri ortaya çıktı ve Soros'un da efendisi sayılan, onu ortaya çıkartıp kullanan ve destekleyen Birleşik Krallık parlemento üyesi Lord Mark Malloch Brown da şu an da Trump'ı devirmek için çalışan en önemli isimler arasında hedef tahtasında.
Britanya İmparatorluğu tarafından kontrol edildiği kanıtlanan, Amerikan Merkezi İstihbarat Acentasının (CIA) Trump'ı azletme sürecindeki büyük çaptaki sahtekarca girişimleri ve yalanlarından sonra yurt dışında bulunan Almanya Frankfurt şehrindeki CIA yerleşkesinden Dominion oy kullanma makinalarına müdahale yapıldığı gerekçesi ile CIA yı tamamen devre dışı bırakarak14 Kasım 2020debir grup özel yetiştirilmiş Amerikan askeri birimi Alman askeri birimi ile ortak olarak bu yerleşkeye baskın yaparak, delilleri ele geçirdikleri söyleniyor.
Bu haber büyük çabalarla yalanlansa bile çok yerde konuşuluyor (6).Söz konusu merkezin seçim makinalarına müdahalesi 2017 yılında Wikileaks belgeleri tarafından da kanıtlanmıştı (7). Aynı şekilde İspanya ve Venezuelada da internete bağlanan bu oy makinalarına uzaktan müdahale edildiği söz konusu.
Bu kadar yalan, dolan, sahtekarlık ve karmaşa, toz bulutunun ardında acımasız ölümüne bir savaş sürüyor. Sis perdesi ardındaki gerçek ise gün yüzüne çıkacağı günü bekliyor.Seçim sonuçlarının yasal olarak 12 Aralık tarihinde ilan edilmesi bekleniyor. 20 Ocak tarihinde Trump'ın görev süresi bitiyor. İkinci görev süresinin gerçekleşip başladığı temizlik işini bitirmesi beklenirken bilek güreşi sürüyor.
Kaynaklar:
(1)2016 yazısı linki : https://serapbalaman.com/blog/clintonlar-ve-cevresine-karsi-darbe.html
http://www.sonbilgihaber.com/dunya/5402-clintonlar-ve-cevresi-sivil-bir-darbe-yapti.html fbclid=IwAR25gZ4We9Rcb86lKtlMxnqFqxn0XZfSt9a0VViLwJf4mlkMpsv1_0oKHao
(2) Trump tells U.N.: "The future does not belong to globalists" https://www.youtube.com/watch?v=7wJ8tdxDVgI
(3) Trump Set Up Democrats In Sophisticated Sting Operation – Caught Stealing Election Red-Handed https://www.youtube.com/watch?v=oR4mgg9cm70
(4) https://www.businessinsider.com/george-soros-lost-1-billion-after-trump-election-2017-1?IR=T
(5) https://rmx.news/article/article/george-soros-pours-record-50-million-into-2020-us-presidential-elections-to-take-down-donald-trum
(6) https://gnews.org/557307/
(7) https://www.dw.com/en/frankfurt-used-as-remote-hacking-base-for-the-cia-wikileaks/a-37841830
Serap Balaman Morel
YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN!
Siyasetcafe.com