Simit Sarayı dediğin nedir ki?

Celal Eren ÇELİK

Efendim malumunuz Varlık Fonu bünyesindeki Ziraat Bankası son olarak kendisine bağlı olarak kurulan Ziraat GYO’nun tamı tamına 500 milyon dolar vererek Simit Sarayı’nın %51’ini satın alması ile gündeme geldi.

Tabii bu satın alma ciddi manada tartışmalara da yol açarken,mali durumunun pek de içaçıcı olmadığı belirtilen Simit Sarayı’nın kamu bankası eli ile “kurtarıldığı” yazıldı çizildi.

Gerek sosyal medya gerekse yazılı ve görsel basında bu haberin üzerine gidince yandaş havuz medyasının “kiralanmış” yağdanlıkları da kendilerine özel tahsisli köşelerinden Simit Sarayı’nın aslında nasıl da bir Dünya markası olduğunu, Ziraat GYO’nun yapmış olduğu bu yatırımın da ne kadar doğal (!) bir iş olduğunu yazarak can siperane bir savunmaya giriştiler.

Aslına bakarsanız bu havuz medyasının kalemşörleri bu konuda haklı zira söz konusu Ziraat Bankası olunca aslında böylesi alımlara,kurtarmalara,haybeye verilen kredilere alışkın olmamız lazım...

Eğer “Kardeşim ne demek alışkın olmak lazım olur mu öyle şey” diyecek olursanız isterseniz sizinle şöyle yakın tarihte kısa bir yolculuğa çıkalım…

***

Sabah –ATV Grubu’nun önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deyimi ile “Bizim Çalık” olan ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın da genç yaşta CEO’luğunu yaptığı Çalık Holding’e satılmasından sonra bir kez daha satılmış ve bu kez bir grup iş adamı tarafından oluşturulan “Havuz” ile satın alınmıştı
hatırlarsanız…

İş adamları talimatla “hisselerine düşen” havuz payını toparlayamayınca hoop Ziraat Bankası’nın kapısı çalındı. İşi bizzat Mehmet Cengiz takip etti,olmayacak iş olduruldu ve bu iş adamlarının “Havuzuna” Ziraat Bankası’ndan tamı tamına 200 milyon dolar aktarılıverdi..

Ziraat Bankası medyaya el atmıştı(!)

***
Artık 2. Lig takımlarının bile yedek takımları ile mücadele edip önemsemediği Türkiye Kupası için kimse yayın sponsoru olmak istemedi.

E tabii prestiji olmayan,izlenmeyen bir spor organizasyonu için kim neden milyonlarca dolarlık yatırım isim sponsoru olsun,milyonlarca dolar versin değil mi?

Ama tabii Ziraat Bankası burada da devreye girdi…

Bakıldı ki kimse para vermeyecek Türkiye Kupası için Ziraat Bankası kupanın isim sponsoru oldu.

Yılda 4,5 milyon dolar verilerek 2009 yılında başlayan sponsorluk hala devam ediyor…

Ama Ziraat Bankası’nın “Futbol sevdası” Türkiye sınırlarını aşıyor…

Ziraat Bankası, Bosna-Hersek’te de futbola sponsor oluyor.

2012 yılından beri Bosna –Hersek Futbol Federasyonu’nun en büyük
“sponsoru” Ziraat Bankası.

Kasım 2019’da yapılan yeni anlaşma ile bu sponsorluk yeniden uzatıldı.

Ayrıca 2017 yılından itibaren Ziraat Bankası’nı Bosna-Hersek’in Zelnejnicar futbol kulübüne de sponsorluk yaparken görüyoruz…

***

AKP malumunuz medyayı “Dizayn” etmeyi pek bir seviyor…

Son olarak Demirören Grubu bir telefon ile “talimatı aldığı” gibi Doğan Medya Grubu’nun tamamını satın almaya karar verdi…

E Ziraat Bankası boş duracak değil ya tabii koştu geldi imdada…

Ne de olsa medya satın alımlarında kredi verme konusunda “uzman”…

Hoop efendim anında 10 yıl vadeli ilk 2 yıl ödemesiz 675 milyon Dolar’lık ballı kaymaklı bir krediyi çıkarıverdi Demirören’e...

Ziraat Bankası Sabah-ATV satın almasında acemiliğini attı Demirören’in medya satın almaları ile bu medya konusunda yardıma koşma işinde “usta” oldu maşallah…

***

2010 yılında Bayrampaşa’ya “Büyük” hatta “ En büyük”, AVM’yi yapmak için yola çıkıldı…

ORA AVM için 400 milyon dolar yatırım planlandı…

İlk önce bu devasa alışveriş merkezinin finansmanı için Garanti Bankası ile anlaşıldı.

Ancak anlaşmanın üzerinden 3 ay geçtikten sonra Garanti Bankası baktı ki bu kredi ödenecek gibi değil yol yakınken projeden geri çekildi…

Tam proje sahipleri kara kara düşünürlerken “yukarıdan hatırlı bazı büyükler” devreye girince Ziraat Bankası tek kalemde ORA AVM için tam 275 Euro kredi çıkarttı..

Proje çakıldı, ORA AVM açıldıktan sadece 1 yıl sonra iflas etti, 275 milyon Euro kredi “battı”…

Derseniz ki “Ziraat Bankası’nın ne işi vardı “ORA”da” Bakın bu sorunun cevabı hala büyük bir muamma…

***

Bu arada bu muhteşem (!) bankaclık başarılarına imza atan Ziraat Bankası tabii daha bir rahat hareket etsin, öyle kredi verirken falan daha rahat olsun, daha bir hızlı ve iştahlı biçimde,çok da düşünmeden kredileri jet hızı ile adrese teslim etsin diye birbirinden kıymetli,hepsi bankacılık uzmanı (!) yönetim kurulu üyeleri atandı bankaya…

Önce AKP’nin eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olup hafızalarımıza “Asgari ücret büyük para” sözleri ile kazınan Ömer Faruk Çelik ardından da eski Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Serruh Kaleli ve eski Yargıtay üyesi Mehmet Nihat Ömeroğlu Ziraat Bankası’na Yönetim Kurulu Üyesi
olarak atandılar…

Serruh Kaleli, AKP kapatma davasında verdiği red oyu ile çok kritik bir rol oynamoştı.

Kaleli’nin bu AKP sevdası öyle büyüktü ki kendisi Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliği görevini sürdürürken oğlu Kutay Kaleli AKP’den milletvekili aday adayı olmuştu.

Eski Yargıtay üyesi yeni Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Nihat Ömeroğlu ise AKP’nin oyları ile TBMM’de “Kamu Denetçisi” seçilip,yurtdışı seyahat ve gezi masraflarını THY’ye ödeten,oğlunun nikah şahidi Cumhurbaşkanı Erdoğan olan bir isim…

Ha bu arada Ziraat Bankası bu evlere şenlik yönetim kurulu üyelerine ayda 19 bin 750 TL’de aylık maaş bağladı…

“Huzur” içinde görev yapsınlar diye yanlış anlamayın yani…

Adı üzerinde “Huzur hakkı” zaten..

***

Bu arada efenim Sayıştay raporlarına göre Ziraat Bankası mali tablosu evlere şenlik…

2017 yılı verilerine göre Ziraat Bankası’nın verdiği kredilerden 10 milyar TL’lik kısım “Battı”.

Ama Ziraat Bankası “İtibardan tasarruf olmaz “ felsefesini şiar edinerek aynı dönemde reklam ve sponsorluk için tamı tamına 127 milyon TL’yi çeşitli kurumlara ve şirketlere aktardı…

Simit Sarayı satın alan Ziraat Bankası en yukarıdaki “Saray”ın felsefesini nasıl şiar edinmesin ama değil mi yani,itibar önemli…

***

Peki çiftçimiz ne alemde,hani Ziraat Bankası’nın asli kuruluş gayesi olan, zor gününde yanında olup finansman desteği sağlaması için kurulduğu çiftçilerimiz?

AKP iktidarı ile birlikte memlekette tarımın ruhuna çoktan fatiha okuduk.

Son TÜİK verilerine göre çiftçinin üretim maliyetleri %30.75 arttı…

Nasıl artmasın efendim, gübreye zam,mazota zam,ilaca zam,tohuma zam…

Zam oğlu zam…

Ürettiğini de satamaz hale gelen tam 8 bin çiftçi icralık olmuş durumda perişan halde…

Ama borçlarını değil komple kapatmak, şöyle yapılandırıp az biraz nefes almak, yahut biraz kredi kullanıp hasat zamanına kadar kendini atabilmek için Ziraat Bankası’na gidince o milyon milyon Dolarları Euroları, ballı kaymaklı kredileri “BİRİLERİ İÇİN” anında çıkartan Ziraat Bankası iş çiftçiye geldiği zaman 40 dereden 40 su getiriyor…

***

Yani efendim Ziraat Bankası ismine de gayet uygun düşecek şekilde “arpalık” olmuş vaziyette…

E,ülkenin 156 senelik mazisi olan bankasının içerisine düşürüldüğü hal buyken Simit Sarayı dediğimiz nedir ki;Ziraat Bankası için ancak olsa olsa çayın yanına “çerez” olur…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.