YENİ BİR OLUŞUM “MUSTAFA SARIGÜL” MÜ, YOKSA HESAP GÜNÜ MÜ?

Orhan KAŞIKÇI

    Eski bir dava yeni bir parti; Türkiye Değişim Hareketi Partisi. Siyasi yaşamına CHP Şişli İlçe Gençlik Kolu Yönetim kurulu üyeliği ile başlamış olup, 1987 genel seçiminde 18.dönem İstanbul Milletvekili olarak Sosyal Demokrat Halkçı  Parti (SHP) den parlamentoya girmiştir. Türkiye’nin o döneme kadar  en genç milletvekili unvanını almış olan Sarıgül, 31 yaşında SHP adına Genel Başkan Erdal İNÖNÜ ile birlikte TBMM’de görev yapmaya başlamıştır. 1999 yılında Demokratik Sol Parti den (DSP) rekor bir oyla Şişli Belediye Başkanı seçilen Sarıgül, 2014 yılına kadar 15 sene belediyecilik alanında başarılı bir dönem geçirmiştir. Bu zaman diliminde çok sayıda devlet başkanları tarafından ödüllendirilmiştir. Romanya Cumhurbaşkanı tarafından üstün hizmet madalyası ile şereflendirilmiştir. DSP’den istifa ederek İsmail CEM’in önderliğinde kurulan “Yeni Türkiye Partisi” ne geçmiştir. Bu partinin siyasi zemininde istediği imkanı bulamadığı için 2002’de tekrar CHP’ye katılmıştır. 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde CHP’den aday olduğu Şişli Belediye Başkanlığı’na ikinci kez seçildi. Bu seçimlerde %67 nin üzerinde oy oranından cesaret alarak CHP Genel Başkanlığına aday oldu. 29 Ocak 2005 ‘te Ankara’da yapılan 13.Olağanüstü CHP Kurultayında Sayın Deniz BAYKAL’a karşı yenildi. 24 MART 2005’te CHP Yüksek Disiplin Kurulu tarafından “Kurultayı arbede ve şiddet ortamına çevirdiği” gerekçesiyle ihraç edildi. Uzun süre hukuk mücadelesi verdiği CHP’den 2008’de kaybedince tekrar DSP saflarına katıldı. 2009’daki yerel seçimlerde üçüncü kez Şişli Belediye Başkanı seçildi. 

    Şişli’de başlayan siyasi hayatı belirli evrelerde yükselişe geçti. Parti içinde hızla yükselen grafiği CHP’ye genel başkan adayı olmaya kadar uzadı. Bu hızlı yükselme grafiği başta partisinin genel başkanı dahil olmak üzere birçok kişiyi  rahatsız etti. Partide itibarsızlaştırma çalışmaları başlatıldı. Kendi partisi içinde siyasi yasaklı hale geldi. Oysa ki CHP tüzüğünde; siyasi özgürlüğü, siyasi görüşe saygıyı, demokrasiyi savunan ifadeler varken kendi ilkeleriyle ters düşen bir durum söz konusu oldu. “Kabadayılığıyla” ve üstüne atılan “rüşvet” suçlamalarıyla uğraştı. Taban onu ne kadar desteklediyse tavan o kadar yok etmeye çalıştı. Kaybettiği genel başkanlık yarışından sonra CHP’den ihraç edilip siyasi hayatını bitirmeye çalıştılar. Bunları yapan kendi partisinden  uzun yıllar omuz omuza çalıştığı sözde arkadaşlarıydı. Yılmadı birçok kez hukuk mücadelesi verdi ama kazanamadı. 2009 da yerel seçimlere DSP ‘den CHP ye karşı zaferle çıktı. 2009 yılında Partisinden tekrar istifa etti. 2010 yılı ocak ayında yeni parti kuracağını açıklayan Sarıgül, kendi düşüncesine göre “Türkiye’de yeni bir değişimci partiye ihtiyaç duyulduğunu” söyledi.  

    3 Kasım 2013 tarihinde Sarıgül’ün CHP Parti Disiplin Kuruluna verdiği ihraç kaldırma dilekçesi aynı tarihte kabul edilerek tekrar CHP’den siyaset yapma yolunu açtı. 2014 yerel seçimlerinde CHP’den İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı oldu ve Ak Parti adayı Sayın Kadir TOPBAŞ’ın %7 gerisinde kalarak yarışı kaybetti.  

    Mustafa SARIGÜL için yeni bir oluşum diyemiyoruz. Çünkü; 2009’lu yıllarda kafasında şekillendirip günümüze servis ettiği partisinin aslında 10 yaş üzerinde bir parti konumunda olduğu görülmektedir. O zaman siyasi hayata merhaba deseydi belki de taban destekli olan Sarıgül’ü başka platformda konuşuyor olabilirdik. Evet geç kalınmış bir siyasi süreç veya parti olsa bile günümüzde tabanı ve finans kaynakları ile bu açığı kapatabilecek güce sahip mi? Belli bir potansiyeli olan Sarıgül, hızlı bir teşkilatlanma ve doğru adımlar ile var olan siyasi potansiyelini doğru arkadaş grupları ile canlandıra- bilecek mi? Yoksa uzun yıllar siyasi arenada olmaması taban oylarının ve Sarıgül sevdalılarının asimile olması/ başka misyonlara yönelmiş olmasının önüne geçerek tekrar geri  alabilecek mi? Amaç siyasi iktidar mı yoksa sıradan bir misyonla varlığını sürdürmek mi?  Her siyasi görüşü ikna edebilecek ve onun oyunu alabilecek yetenekli teşkilat liderleri ve partisinin misyonunu iyi anlatabilen diğer liderlerle  iktidara oynayabilecek mi? 

    Zamanla her olguyu daha bilinçle siyasi arenaya taşıyabilecek mi? Uzun vadede neler yapabilecek? Bir parti taslağı oluşturabilecek kadrolara ve zemine sahip olabilecek mi? Sarıgül, sevdalılarının kafasındaki soru işaretlerini kaldırabilecek mi? Özellikle siyasi boşluğu doldurabilecek vaatlerde bulunabilecek mi?  Halkı kendisine inandırabilecek mi? Ekonomi kurmayları, var ise, ülke ekonomisini yönetebilecek yeteneklere sahip olabilecek mi? Yoksa nasıl olsa iktidara gelmek zor deyip bazı siyasi partilerin yaptığı gibi bol keseden mi atacak?  

    Kurulan irili ufaklı partiler içerisinde Sarıgül’ün partisi de yerini aldı. Kimden nasıl oy alacak? Misyonu ne vizyonu ne henüz bir bilgi sahibi olamadık. Erken seçim yeni kurulacak her parti için tehlikedir. Bu partiler için yapılacak erken seçim onların gelecekle ilgili tüm kaygılarını ortadan kaldıracaktır. Kısacası bir daha seçim yüzü görme imkanı olmayabilir. 2023’te yapılacak (normal şartlarda)  seçimlerde  bir nebze filizlenebilecek gibi görünüyor. Doğru anlatım, doğru kadrolaşma ve doğru planlama ile bir yerlere gelebilirler.  Sarıgül, Davutoğlu veya Babacan Ak Parti’nin oyları üzerinden seçime yatırım yapıyorlarsa bu onlar için “Sonun Başlangıcı” olur. Şunu da yazmadan geçemeyeceğim, CHP de aynı düşünceyle yıllardır iktidara gelemedi ve bu siyasi düşünceyle de gelmeyecektir. 

    Sonuçta birilerinin sırtından bir yere yükselmek veya iktidara gelmek sevdası tükenmiştir. Seçimde oy sandığını hesaplarken o parti bu parti diye değil, “bize nasıl yansıyacağı”nın hesabı iyi yapmalıdırlar. Ak Parti’yi 18 yıldır iktidarda tutan da bu muhalefet değil midir? 

    Siyasi arenaya hoş geldin Sarıgül diyemiyorum. Çünkü kısmen de olsa hiç siyasetten çekilmedin. Arkanda ki  rüzgarı en iyi biçimde kullanabilirsin. Bugün olmasa bile yarın muhakkak bu partide başarılı oldun mu, istediğin ve gönül verdiğin yerde istediğin güce sahip olabilirsin. Tahmin ediyorum ki hedefinde yıllar önce sizi siyasi arenanın dışına iten etkenlerle mücadele etmek de var. O zaman “Hoş geldin Türkiye Değişim Hareketi” mi, yoksa “Görüşeceğiz Cumhuriyet Halk Partisi” mi desek? Ufukta ve hedefte sanki CHP görünüyor. Bekleyip göreceğiz. Hadi hayırlısı...

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.