YÜZYILLARDAN AŞIP GELEN MEHTERAN BÖLÜĞÜ...

Tevfik Fikret TAŞKIN

 YÜZYILLARDAN AŞIP GELEN MEHTERAN BÖLÜĞÜ...

 

Müminiz Kalu Beli’den beri...

Hakk’ın birliğine eyledik ikrar...

Bu yolda vermişiz seri...

Nebimiz vardır Ahmed-i Muhtar...

La Yezal mestaneleriz...

Nur-ı ilahide pervaneleriz...

Sayılmayız parmak ile...

Tükenmeyiz kırmak ile...

On iki imam-ı Pir-i tarikat cümlesine dedik beli...

Üçler, beşler, yediler...

Nur-ı Nebi Kerem-i Ali, Pirimiz, üstadımız Hükâr Hacı Bektaş-ı Veli...

Demine, devranına Hu diyelim Huuuuuuu !


Duasıyla başladığım mehter, dünyanın ilk ve en eski askerî bandosudur. Hunlar zamanından beri var olan, nefesli ve vurmalı çalgılardan oluşan bu bandoya daha sonra yüzlerce çalgı eklenmiş ve devasa bir bando oluşmuştur.


Türk savaş tekniğinin vaz geçilmez unsuru olan bu askerî müziğin amacı, çok uzaklardan duyulan ve git gide yaklaşan gök gürültüsüne benzer farklı, ürküten bir müzik sesiyle düşmanın moralini bozup savaşacak güç bırakmamak ve düşmanı teslim almaktır.


Dahice bir anlayışla oluşturulan mehteran, düşmanın savaşmadan teslim olmasını sağlamayı amaçladığı için insan kaybının da önüne geçmeyi amaçlamıştır.


“Mehter” kelimesi Farsça, “mihter” kelimesinden gelmektedir. Hun Türklerinden beri bütün savaşlarda ordunun en önünde yer alan bu askeri bando, çıkardığı sesle düşmanın yüreğine korku salmayı başarmıştır.  


Düşman, mehterin oluşturduğu korkuyu yok etmek için Türk ordusuna saldırmadan önce Mehter Bölüğü’ne saldırmıştır.


Yeniçerilrde olduğu gibi mehteranın da piri, Hacı Bektaş-ı Veli olup her seferden önce mutlaka Peygamberimiz Hz. Muhammed, Hz. Ali ve Hacı Bektaş-ı Veli ismine dualar okunmuş ve marşlarda isimleri zikredilmiştir.


Ocak, sancak ve zafer, Mehteran Bölüğü’nün üç önemli sembolüdür. Zurna, boru, kurrenay ve mehter düdüğü gibi nefesli, üflemeli; kös, davul, nakkare, zil ve çevgan gibi vurmalı, çarpmalı çalgılardan oluşmuş askerî bir bandodur.


Takımda, tüm çalgıların sayısı eşit tutulmuş ve buna göre mehterin kaç katlı olduğu belirlenmiştir.


14. yy’de Murat Hüdavendigar döneminde Çandarlı Kara Halil Paşa’nın önerisiyle askerî bir ocak haline getirilen Mehteran Bölüğü, II. Mahmud tarafından 1826 yılında kapatılmış.Daha sonra Enver Paşa tarafından 1908 yılında tekrar açılmıştır.


Mehteran Bölüğü, günümüzde ise Askerî Müze’ye bağlı olarak varlığını devam ettirmektedir.


Padişah ve veziriazama bağlı olan mehterler dokuz katlı, Türkmen beylerinin mehterleri ise tek katlı olarak kurulmuştur.


Mehter takımları, Avrupa ülkelerine de örnek olmuş, Fransa, İngiltere, Almanya gibi ülkeler mehter bölüğünden etkilenerek kendi askerî bandolarını oluşturmuşlardır. Hatta, Mozart (Türk Marşı) gibi dünya çapında tanınmış birçok sanatçıya ilham kaynağı olmuştur.


Askerî bir ihtiyaçtan ortaya çıkan ve günümüzde kültürel varlığımızın bir parçası olan Mehteran Bölüğü, şanlı tarihimizin kahramanlıklıklarını aktarmaya ve geleceğe taşımaya devam etmektedir.


Ben de zamanında Avrupa ordularını korkudan tir tir titreten Mehteran Bölüğü’nü ve varlığını sizlere hatırlatmak istedim.İnşallah faydalı olmuşumdur.


Yazımı hazırlarken ses sanatçımız Adnan ŞENSES’in Hakk’ın rahmetine kavuştuğunu duydum.Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum.Milletimizin başı sağ olsun.


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.