Türkiye'nin Sosyolojik Portresi: Kadın ve Erkeklerin Toplumsal Dinamikleri
Üsküdar Üniversitesi’nin Türkiye genelindeki araştırması: Erkeklerin %35’i “Evin reisi benim” derken, kadınların %46’sı eşitlik vurguluyor.
Türkiye’de kadın ve erkeklerin günlük yaşam, aile değerleri ve toplumsal rollerini inceleyen kapsamlı bir çalışma, Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak ve Method Research Company Genel Müdür Yardımcısı Esengül Berişah liderliğinde gerçekleştirildi.
7 bölge ve 22 şehirde 1.363 katılımcıyla (761 erkek, 602 kadın) yüz yüze yapılan “Kadın ve Erkeklerin Dünyası Araştırması”, hijyen, beden sağlığı, psikolojik sağlık, cinsel hayat, evlilik ve aile değerleri gibi kritik konuları mercek altına aldı.
Araştırma, geleneksel ve modern unsurların harmanlandığı Türk toplum yapısını yansıtarak, kadın erkek araştırması alanında önemli veriler sunuyor.
Katılımcıların %56’sı evli kadınlardan, %60’ı evli erkeklerden oluşurken, yüksek eğitimli bireylerin oranı kadınlarda %35, erkeklerde %32 olarak belirlendi.
EVDEKİ İKTİDAR DİNAMİKLERİ VE EŞİTLİK ALGISI
Araştırma, ev içi roller konusunda çarpıcı farklar ortaya koydu.
Erkeklerin %35’i “Evin reisi benim” derken, kadınların yalnızca %15’i bu görüşü paylaşıyor. Buna karşın kadınların %46’sı “Eşimle eşitiz” ifadesini tercih ediyor; erkeklerde ise eşitlik oranı %26’da kalıyor.
Kadınlar evdeki saygınlıklarını %31 oranında vurgularken, erkekler %28’de kalıyor. Ev ortamı her iki cinsiyet için de güvenli bir liman olsa da (kadınlar %86, erkekler %85), erkeklerin %56’sı evde stres hissetmediğini belirtirken, kadınlarda bu oran %47’ye düşüyor.
Bu veriler, evin erkekler için dinlenme alanı, kadınlar için ise ek mesai yükü taşıdığını gösteriyor.
HİJYEN VE KİŞİSEL BAKIMDA CİNSİYET FARKLILIKLARI
Kadın ve erkeklerin hijyen alışkanlıkları araştırmanın odak noktalarından biri. Kadınlar günde ortalama 9 kez el yıkayıp 1,3 kez diş fırçalarken, erkeklerde bu rakamlar 7 ve 1’e iniyor. Deodorant ve parfüm kullanımında kadınlar daha aktif olsa da, duş alma sıklığında erkekler haftada 5,3 kez ile kadınların 4,5’ini geride bırakıyor.
Kadınların %84’ü kendi bakımını yeterli bulurken, erkeklerde bu oran %70. Bu bulgular, kadınların hijyen konusunda daha titiz olduğunu vurguluyor.
SAĞLIK ALGISI VE YAŞAM TARZI FARKLARI
Erkekler sağlık durumlarını daha iyimser değerlendiriyor; %78’i kendini sağlıklı hissederken, kadınlarda oran %72. Kronik hastalıklar kadınlarda %32, erkeklerde %24 oranında görülüyor – özellikle tansiyon ve şeker hastalıkları kadınlarda yaygın. Sigara tüketiminde erkekler haftada 5,7 paket ile önde, kadınlar 5 pakette kalıyor. Alkol kullanım oranı erkeklerde %31, kadınlarda %11. Kadınlar sağlıkta daha temkinli yaklaşırken, erkekler yaşam tarzını suçluyor.
İŞ HAYATINDA CAM TAVAN VE STATÜ EŞİTSİZLİĞİ
İş dünyasında cinsiyet eşitsizliği net bir şekilde ortaya çıkıyor. Erkek çalışanların oranı %70 iken kadınlar %30’da kalıyor. Yönetici konumunda erkeklerin %29’u kendini yönetici olarak tanımlarken, kadınlarda bu oran %8. Erkeklerin %48’i iş yerinde saygınlık hissettiğini söylerken, kadınlarda %31. Fikir alma oranları da erkeklerde %18, kadınlarda %11. Bu veriler, cam tavan etkisinin kadınların liderlik pozisyonlarına erişimini engellediğini kanıtlıyor.
CİNSEL HAYAT VE İLİŞKİ DENEYİMLERİ
Cinsel memnuniyet erkeklerde %64, kadınlarda %44 seviyesinde. Ortalama partner sayısı erkeklerde 7, kadınlarda 2; ciddi ilişki sayısı erkeklerde 5, kadınlarda 2.
Aşk hayatında “Ben daha çok seviyorum” diyen erkekler %16, kadınlar %8.
Toplumun %20’si aşk hayatına sahip olmadığını belirtiyor.
AİLE VE EVLİLİK DEĞERLERİNDE UZLAŞI
Toplumun %90’ından fazlası “Aile kutsaldır” görüşünde birleşiyor (erkekler %93, kadınlar %92). Evlilik kutsallığı erkeklerde %79, kadınlarda %81. Kadınlar resmi nikahı ve yasal güvenceyi önemsiyor; imam nikahı yanlısı erkekler %29, kadınlar %14. Birlikte yaşama erkeklerde %30, kadınlarda %19 kabul görüyor. Görücü usulü evlilik kadınlarda %31, erkeklerde %22 oranında yaygın.
UZMAN DEĞERLENDİRMELERİ
Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak, araştırmanın geleneksel kurumların önemini koruduğunu ve toplumun aile etrafında kenetlendiğini vurguluyor. Esengül Berişah ise, farklı deneyimlere rağmen aile ve evlilikte güçlü uzlaşı olduğunu belirtiyor. Bu çalışma, Türkiye sosyolojik araştırma alanında güvenilir bir referans sunuyor.
Siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.