Volkan AYDEMİR

Volkan AYDEMİR

ARİSTOKRASİ VE STATÜKOCU GEÇMİŞ HEVESİ

ARİSTOKRASİ VE STATÜKOCU GEÇMİŞ HEVESİ

Adana'dan sevgili Avukat Yakup Bulut'la sürekli dalgasını geçtiğimiz bir konudur ve Bey Balası olma hevesi esasına dayanır.

Aristokratik bir geçmişe sahip olma merakı, bilgi veya bilinç evrimini henüz tamamlayamamış, vizyonsuz insanların ortak özelliğidir.

İnsanları dinlerken yada okurken çok eğleniyorum. Avrupalı geçmişinin emeği ve çabası ile övünür, atalarının köylü ve emekçi bir geçmişi olmasını anlatmaktan asla kaçınmaz.

Bizim insanımız ise, geçmiş atalarından sürekli; hayali bir güç odağı, hayali bilge ve hayali bir süper kahraman yaratma merakı peşinde koşar. Çünkü, şimdiki zamanda kendisinde bir numara yoktur, belki nur içinde yatsın dedelerinde de bir özellik yoktu ama Önemli insan olma hevesi, günümüzün popüler isteği.

Haliyle, bu günlük ve sosyal ilişkisine de yansımaktadır. Günlük yaşamda sürekli karşılaştığımız bir STK veya kurumun başkanının, bir hocanın veya meslek erbabının karakteri değil, statüsü daha önemli hale gelmektedir. Özellikle bireysel başarı ve çabalarla kazanılmış bilimsel ünvanlara gösterilen saygıyı kapsam dışı tutacak olursak, hiçbir dayanağı ve sürekliliği olmayan statülerin çok önemli olmadığını zaman bize mutlaka öğretmektedir.

Zeki insan yaşamı süresince kendini ifade edebileceği bir ünvan ve statü için çaba sarf ederken, kurnazlar geçici statülerine türlü dalavere ile ulaşmaya çalışırlar. Başka bir hususta, özellikle eğitimin meşakkatli ve zor süreçlerinden geçmek istemeyip direkt bilgi sahibi oldukları mesajını yayınlayanlardır.

Nasıl mı? Kitap okumak elbette çok iyi bir alışkanlıktır. Fakat özellikle bir takım bilgi içeren kitaplar okuyup anlamak için belli bir eğitim altyapısı gerekmektedir. Anatomi ve farmakoloji eğitimi almayan birisinin internetten hastalıkları araştırıp kendisine teşhis ve tedavi uygulaması gibi.

Kitaplık önünde veya elde kitap fotoğraf çektirmekten ziyade, ilkönce tedrisattan pişerek geçmek gerekmektedir. Bunun içinde yoğun bir çaba ve emek harcamak lazımdır ki, günümüz kurnazları kendilerinin zeki olduklarını göstermek için ahlaksızca, en kısa yol olan entellektüel reklamı yapmaktadırlar.

Bu davranış ya iyi niyetli, toplumsal dışsal fayda çabası olmayanlar (umursamazlar ve kendi halinde vatandaşlar) yada rant peşinde koşanlar tarafında karşılık bulmaktadır. Geçmişte yaşadığımız bir olayda olduğu gibi.

Özellikle uyarılarımızı dikkate almayarak ultra sahtekar bir kişiye ünvan kazandıran dostların, kişinin işlediği yeni bir kabahat sonrası, kitlesel etkileşimle "değiştiğini sanmıştık." Savunması yapmaları aslında, farkında olmadan suçu görmezden gelinen kişiye, eylemsel etkileşimle toplumsal bir statü kazandırarak veya kabaca, şımartılarak yeni suçlara teşvik edilmesine, Neticenin daha vahim bir hal alacağını görememeleri de, günümüz duygusal etkileşimli sürü mantığına bir örnektir.

Eskiler topluma giren hırsıza selam bile vermezmiş ki hırsızlık teşvik edilmesin diye. Şimdiki zamanda adama bakıyorum birisini yirmi beş bin, diğerini yirmi bin dolar çarpmış, uçan kuşa en az üç yüz lira borç bırakıp utanmadan “ödemeyeceğim“ derken boynundan kravatını eksik etmiyor, ama sorsan koftiden bir STK’nın başkanı, birde il protokolü karşısında ağzından salya akan küçük it yavrusu gibi bir şımarıyor, dersiniz “sirk köpeği” o derece.

Ama dolandırıcı, ama hırsız.  Herkes biliyor ama kimse söylemiyor.
Bir de bilge bir ata-ana sahibi olma merakı var ki bu tezin ise atasözleri ve uydurma vecizlerle desteklenmesi ise, yalın bir deyimle;  vahşi egonun cahilce altının doldurulmasıdır.

Yine Kars'ın Akyaka ilçesinin bir köyünden olan bir dostumuzun, bir rektör hocanın Twitter sayfasına Cumhuriyetimizin temel taşlarından olan harf devrimine atıfta bulunarak " Bir gecede cahil kaldık, atalarımın mezar taşını okuyamıyorum." Gibi yapma bir serzenişte bulunması da ana fikrimin  trajikomik örneklerinden birisidir. Örnekleri oldukça çoğaltabiliriz.

Yaşam döngüsünde karşılaştığımız bu tür vakalar analiz yetimizi güçlendirerek bireysel insan psikolojisinin makro analizini derinleştirmektedir.

Sonuç olarak; sokak röportajları ve bireysel dialoglarımdan anladığım kadarıyla eğitim ve her ne kadar görgü karakterle desteklenmesi önerilse de hak edilerek alınmış bir diplomanın, hitap ve günlük konuşma dilinde, kelimelerin özenle seçilmesinde ve öz saygıya büyük bir katkısı bulunmaktadır.

KALIN SAĞLICAKLA!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Volkan AYDEMİR Arşivi