Volkan AYDEMİR

Volkan AYDEMİR

Türkiye'nin seçim önü röntgeni

Türkiye'nin seçim önü röntgeni

Bloklara ayrılmış toplumda, birçok birey bulunduğu kutupta mutsuz ama mahalle baskısından ötürü konuşamıyor. 

Dario Fo’nun söylediği gibi:

"Başımız dik yürüyoruz, çünkü boğazımıza kadar pisliğe battık" 

veya Anadolu’da söylendiği gibi:

“Halimiz itten beter, keyfimiz Beyoğlu'nda yok.”

Özellikle son günlerde dünyada ve ülkemizde vukuu bulan vakalar üzerine yazmamız daha doğru olur diye düşünüyorum.

İlkönce yüzünü sofra bezi ile kapatıp, işaret parmağı alçıdaymış gibi fotoğraflandıktan sonra, ülkemizde sözüm ona kahraman gibi gösterilen, saha çatışmasından ziyade, hastaneleri, kadınları ve çocukları kalkan yaparak İsrail denen katil devlete kendi insanını katlettiren.

Terörist bir örgütün destekçilerini ve Filistin için üzülen sağduyulu yurttaşlarımız üzerinde ters algı faaliyeti olarak, yabancı gizli servislerin taşeronluğunu yapan STK’ların düzenlemiş oldukları. Devletimizin güvenlik güçlerini taşlamak, Üniversite öğrencilerinin yarı zamanlı çalışarak gelir elde ettikleri işletmeleri ve bu işletmelerden hizmet alanları sözüm ona “BOYKOT” adı altında rahatsız edenler, işletmelere ve insanlara zarar verenlerin nasıl bir zihniyete hizmet ettiklerini bildiklerini sanmıyorum. Gazze olaylarını bahane eden Cumhuriyet karşıtı yapıların bilinçli olarak diğer vatandaşlarımızın yaşam ve sosyalleşme hakkına müdahale olarak niteliyorum.

Siyonizm propagandasını yapan bir TV kanalını ve Simpsonlar isimli çizgi filmi 2003’ten bu yana ben boykot edip hiç izlemiyorum, sebebini bildikleri için eşim ve çocuklarımda izlemiyor. Aldığı psikomatik hapların etkisinden ağzını yaya yaya ağdalı kelimelerle, sokak ağzı kolpa cümleler kurarak uyduruk tarih anlatan, İngiliz vatandaşı, fesli sahte bir tarihçinin anlattıkları ile senaryosu yazıldığı belli olan, ulusal bir televizyon kanalında yayınlanan uyduruk tarih dizilerini de aynı şekilde boykot ediyorum. Boykot kişisel bir karardır ve yasal sınırlar içinde, toplum terörize edilmeden yapılır.

Vatandaşın malına veya devletin güvenlik güçlerine karşı mala ve cana zarar verecek şekilde yapılması eylemi, hukuk ilkeleri dahilinde eylemi gerçekleştirenleri ceza yükümlülüğü altına sokar. 

Gelelim liderlerin yerel seçim yatırımlarına.

Kürt Böreği ile başlayan bölünme ve tartışma Meclise kadar taşındı. Bu arada kürt böreğinin iyi yapılmış olanını bulursanız kaçırmayın. Ben alıp şeker döktürmeden yanında peynirle yiyebiliyorum o halde bile lezzetli oluyor.

Ana muhalefet partisi yeni lideri son günlerde yaptığı çıkışlarla ekonomik olarak zor durumda olan emeklilerin ve ücretlilerin iktidara karşı kullanacakları yerel seçim kozunu boşa çıkarmakta kararlı. İlgili bakanlıklardan asgari ücret ve emekli maaş zammı açıklamaları yapılmaya başlandı bile. Ocak zammını yüzde elli olarak bekleyenlere, yüzde otuz ve biraz üstünün hayalini çok kurmamalarını tavsiye ederim. 

Sürekli "Kürtler, Araplar, Lazlar, Çerkesler" diyerek etnik kimlikleri sıralamak, Ulus Devlet yapısına ve partisinin altı ilkesinden en az üçüne meydan okumaktır. Diğer yandan ekonomik ortamdan ve ülke idaresinden memnun olmayıp iktidara karşı Millet ittifakına yönelerek oy kozunu kullanmak isteyen; kararsız, milliyetçi, ulusalcı, sağcı seçmenin oyunu tekrar Cumhur ittifakına yönlendirme çalışması gibi geldi bana.   

Birleştirici Türk üst kimliği çatısı çökerse, Türkiye'nin Irak ve Suriye'den farkı kalmaz. 

Sanırım danışmanları uyarmıyor veya kritik illerde seçim kazanmak uğruna bu tür söylemlere başvuruyor. Soyu sopu beni ilgilendirmediği gibi yine yüz yıllık partisinin en büyük özelliği, ulusal birliğin savunucusu olmasıydı. Birileri CHP’yi ulusal çizgiden çıkarıp neo liberal çizgiye yaslamış olmalı.

Oysa tarihte sol ve komünizm ile adı geçen Stalin hariç, Lenin, Marx, Troçki, Castro gibi diğer şahsiyetler liberalizm yandaşı değillerdi. Yeri gelmişken bu fikrimi de paylaşmış olayım, CHP’nin sol ve komünizm ile buluşması 1973 genel kurulunda Genel Başkan seçilen Bülent Ecevit ile bir takım güçlerin Türkiye siyaseti tablosu mühendisliği projesi olarak başlamıştır.

2023 seçimlerinden sonra seçilmiş genel başkan ise acayip söylemlerle İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’na seçim kazandırmak uğruna Atatürkçülerin sinir uçlarına dokunuyor. Yerel seçimlerde, kayyum riskine karşın Doğu ve Güneydoğuda da ittifaklar ile seçmenin karşısına çıkacaklar. Politik ittifaklar parti üst kurullarının kararıdır, Millet ittifakının sözde sol görüşlü, Cumhur ittifakının ise sağ görüşlü etnik bölücü fikirli partileri yanlarına almalarının sonuçları önceki seçimlerde ve açılım sürecinde acı olarak karşımıza çıkmıştı. Sözün özü etnik yapılara sürekli vurgu yapan Özgür Özel yerel seçimlerde ateşle oynuyor.

Emeklinin ve çalışanın umudunu belki bilerek kırıyor. Rahmetli Demirel’in söylediği gibi siyaset “Game in Game” dir.

Mevcut iktidarın cemaatleri ve siyasal islamı yıllarca pohpohlayarak, istedikleri her şeyi vererek ülkeyi getirdikleri noktayı yaşayarak tecrübe ediyoruz hepimiz.

Yeni moda olan evlilik çeşitlemesi ile ülkemizde görülecek diğer bir sorun Afro-Türk’lerdir. Demografik yapımız ve Ulus devletimiz çok ince bir proje ile ilmek ilmek bozuluyor. Bizler sadece seyirci kalıyoruz. Sessiz sedasız yürütülen Afrika açılımı ile ülkemizde bir şekilde ikamet eden Afrikalı sayısının bir milyonun üstünde olduğu söyleniyor ve ülkemizdeki bulaşıcılığı yüksek olan ve tedavisi olmayan Anti HIV virüsünün ülkemizde geçmiş yıllara oranla dört kat arttığı yine bize iletilen bilgiler arasındadır. Bir ülkenin demografik yapısı göz göre göre böylesine bozulmaz, bozulmamalı.

Bizleri ulus bileşenlerimize bölmeye çalışanlar ne yazık ki gün gelecek Ulusal yapıdan yardım ister duruma düşecek. Ülkem insanı her seçimde, kasisten kaçarken çukura düşmekten yorgun ve bitap düştü. Sizlere tavsiyem seçim havasına girip, eşiniz dostunuzla hır gür yaşamayın, seçilenlerin çok umurunda olmuyorsunuz. Zaten yerel seçim sonuçlarının ülke idaresine yansıma oranı en fazla yüzde 30’dur. Siz bu yüzde otuzun içindeki elli milyon seçmenden birisiniz, kırmaya kırılmaya değmez. Birde önümüz kış, bulaşıcı hastalıkların çok olduğu dönem, kalabalık ortamlara mümkünse maske takmadan çıkmayın. 

İçişleri bakanımız sayın Ali Yerlikaya ve ekibini, toplumsal yaralara gösterdikleri hassasiyetten ötürü yürekten kutluyorum. Samsun’da sigara kaçakçıları ve yozlaşmış kamu görevlileri tarafından kendisine kumpas kurularak görevden ihraç edildikten sonra masumiyeti anlaşılarak görevine dönen kaçakçıların korkulu rüyası kahraman polis memuru kardeşime geçmiş olsun dileklerimi gönderiyorum. 

Kocaeli’de kendi ismi ile Güzellik salonu açan eşim Sevil’e başarılar diliyorum. Dubai, Batum ve Umre ziyaretleri gözlemlerimi sizinle mutlaka paylaşırım:) Burası kara mizahtı tabi. Güzellik salonu var ama yazdığım yerler çok ilgimizi çekmiyor.

Yaşadığım için biliyorum, son versiyon virüs yakaladı mı bir hafta yatırıp üç hafta peşinizi bırakmıyor.

KALIN SAĞLICAKLA! 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Volkan AYDEMİR Arşivi