19 HAZİRANIN GÖSTERDİĞİ GERÇEKLER
19 HAZİRAN’IN GÖSTERDİĞİ GERÇEKLER
Tarih 17 Mayıs 1997
Bir gün sonra MHP Kongresi yapılacak.
59 İl Başkanının desteğini dağ gibi arkasına alan Tuğrul Türkeş kendinden emin.
O kadar kendinden emin ki karşı cepheden gelen “1. Turda kim önde olursa onun çevresinde bütünleşelim” teklifine şu cevabı veriyor:
“Hayır!.. Ben diğer adayların toplamından fazla oy alacağım. Hiç kimseyle pazarlığa oturmam, bu teklifi reddediyorum.”
***
Tarih 18 Mayıs 1997
MHP Kongresinde 1. Tur oylama yapılıyor.
Sonuçlar şöyle:
Tuğrul Türkeş 412
Devlet Bahçeli 359
Ramiz Ongun 231
Enis Öksüz 104
Muharrem Şemsek 80
İbrahim Çiftçi 13
Tuğrul Türkeş bir gün önceki teklife “Evet” deseydi ipi 1. olarak göğüslediği için bütün adaylar onun etrafında birleşecek ve Türkeş’in oğlu MHP Genel Başkanı olacaktı.
6 Temmuzdaki 2. Tur oylamada Tuğrul Bey reddedince diğer adaylar Devlet Bahçeli etrafında bütünleşti ve Bahçeli 697 oyla MHP Genel Başkanı seçildi...
Tuğrul Türkeş öngörüsüzlüğünün kurbanı oldu.
***
18 Haziran 20116’ya kadar yarışta Meral Akşener açık ara önde görülüyor.
Ankara’daki siyaset mahfillerinde “Tek başına 750 delegesi banko, hatta 850 bile olabilir” yorumları yapılıyor.
Hep Bonzai uçurmaz insanları, siyaset de uçurup bulutlara yükseltebiliyor.
Tesadüfe bak ki 17 Mayıs 1997’de yaşanan “1. Tuğrul Vakası” ile Akşener Cephesi’nin psikolojileri de tıpa tıp benziyor.
İşte böyle bir atmosferde başlayan 19 Haziran Tüzük Kurulta’yında Akşener’in önde olduğu perçinleniyor ama beklentilere göre hayal kırıklığı yaşandığı da bir gerçek.
19 Haziran’da noterin ilan ettiği delege sayısı ile hazirun cetveli arasındaki farklar da savunulamayacak bir organizasyon hatasıdır.
Musavat Dervişoğlu’nun divan adaylığına 476 delegenin, H.Hüseyin Türkoğlu’na 172 delegenin imza attığı gerçeğini ve toplam delege sayısı dikkate alınırsa Akşener’in genel başkanlığı önde olmasına rağmen bıçak sırtındadır; banko değildir.
10 Temmuz Kurultayına 500 civarı delegenin katılacağı varsayılırsa kağıtlar yeniden karılacaktır.
Eğer Akşener Cephesi önde olmanın rehavetiyle 10 Temmuz Kurultayı’na giderse siyasette “2. Tuğrul Vakası”nın yaşanma ihtimali yüksektir. Son 20 günde Meral Hanım’ın göz dolduran çıkışlar yapması bilhassa MHP’yi nasıl yöneteceğini ve kadro kriterlerini ortaya koyması gerekir.
Futbolda banko takım olmak ne kadar riskli ise siyasette de banko aday olmak o derece risklidir.
Böyle olmasaydı Pendikspor Fenerbahçe’yi 6-0 yenemezdi.
10 Temmuz Kurultayı’nda neler olabileceğinin analizini sonraki yazımda yapacağım.
Alper AKSOY
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Alper bey yeni göreviniz hayırlı olsun. Sanırım, bizim nesil, MHP'nin demokrasiyi hazmettiğini ve içselleştirdiğini görmeden gidecek. Kongrede divan başkanlığı için önceden mutabakat sağlanmaması hoş olmamış. Musavat bey ve ekibinde de güç zehirlenmesi belirtileri var.
Yanıtla (0) (0)İkazınız gene akıl verme olarak algılanmaz inşallah.
Yanıtla (0) (0)Yazının içeriğinden ziyade maddi hataların olduğu aşikar. Mesela; "10 temmuzda 500 civarı delegenin katılacağı" gibi bir tespit üzerine yorum yapıyor sayın AKSOY. Tüzük kurultayına, noter onaylı 654, hazirun cetveline göre 752 delegenin katıldığı -ki, genel merkezi destekleyen delegelerin de katılmadığı- bir kurultay gerçeği varken niçin 500 anlayamadım. ihtimaldir ki, rakam yanlış yazıldı. ikincisi de bir futbol sever olarak - hem de Galatasaray taraftarı- FB'nin Pendikspor'a 6-0 ne zaman yenildiğini hatırlayamadım. Bu tür maddi hatalar yazının içeriğini boşa çıkarıyor maalesef. Biraz daha dikkatli olunması okuyucuya saygının asgari gerekçesi olsa gerek. Saygılarımla...
Yanıtla (0) (0)Ders alınması gereken bir yazı. O günleri hatırlayan birisi olarak yaşanan süreç maalesef böyleydi..
Yanıtla (0) (0)Buradaki mesele 10 temmuzu ki yapacak? bahçeli mi yoksa müsavat başkan mı?
Yanıtla (0) (0)Musavvat bütün muhalif hareketi bitirdi. Böldü parçaladı. Sanırım sonları Tuğrul TÜRKEŞ gibi olacak.
Yanıtla (0) (0)Tam BAHÇELİ'nin istediği ortam oluştu. !!!!
Yanıtla (0) (0)