Abdullah Gül neden sessiz?

Abdullah Gül neden sessiz?

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Norveç’te yaşanan NATO skandalının ardından herhangi bir açıklama yaparak tepki göstermemesi  şaşkınlık yarattı ve ‘Gül neden sessiz’ sorusunu akıllara getirdi. İşte ayrıntılar;

Kamuoyunda uzun süre tartışılan ve hemen hemen har partiden NATO skandalına ilişkin açıklama gelmesine rağmen eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sessiz kalması dikkatlerden kaçmadı.

Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, 'Neden susuyor?' başlıklı yazısında, "NATO'daki skandala her kesimden, her siyasi her partiden, neredeyse temsil özelliği bulunan her kişiden tepki geldi; CHP'sinden MHP'sine, Vatan Partisi'nden İP'ine…" ifadelerini kullandı.

İşte Gazeteci-Yazar Ahmet Kekeç’in o köşe yazısının ilgili bölümü:

"Hükümetin dış siyasetini sıklıkla eleştiri konusu yapan, doğrudan konuşmak yerine ‘dolambaçlı' yolları seçen, mevzu AB olunca dayanamayıp bodoslamadan dalan Sayın eski Cumhurbaşkanımız. Kendisi, sıklıkla, artık siyasi bir kişilik olmadığını, siyasi mahfillerden uzak durduğunu, bu nedenle partisinin davetlerine icabet etmediğini ve sadece ‘izlemeyi' tercih ettiğini söylese de, durum hiç de resmettiği gibi değil."

'HALA SES SEDA YOK'

"NATO'daki skandalla ilgili de açıklama yapması, bu ‘aleni terbiyesizliği' kınaması beklenirdi ama üzerinden kaç gün geçti, hâlâ ses seda yok.

Eski Başbakanımız konuştu, hakkını teslim edelim.

Eski Cumhurbaşkanımız susuyor.

Neden?"

Takvim gazetesi yazarı Erkan Tan ise, 'Gül ve Davutoğlu neredeler?' başlıklı yazısında, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a küsmüş, AK Parti'ye kırılmış olmalarını mı bahane olarak öne sürüyorlar? Vatan, millet, devlet, bayrak, mukaddesat açık bir saldırı altındayken küslük olur mu?" ifadelerini kullandı.

İşte Erkan Tan’ın köşe yazısı:

Gül ve Davutoğlu neredeler?

Bölgemizde deyim yerindeyse yer yerinden oynuyor. ABD resmen Türkiye Cumhuriyeti ile savaşıyor.

PKK, PYD, YPG mensupları eli kanlı katiller, Amerika Birleşik Devletleri'nin ordu mensupları gibi olmuşlar. Suriye, Irak, İran, Rusya ile ilgili müthiş olaylar cereyan ediyor. ABD, mahkeme tiyatrosu ile Türkiye'ye kumpas kurmuş, ekonomimize, egemenliğimize ayrı bir saldırı gerçekleştiriyor. Gündemdeki mevzuları daha da sayabiliriz. Hal böyle iken... Yıllarca bu memlekette Dışişleri Bakanlığı yapmış, biri daha sonra Cumhurbaşkanı, diğeri de Başbakan olarak görev yapmış bu iki zat böyle mi davranmalıydılar? Dünyanın belli başlı bütün güç odaklarının, kozmik odalarını bilen bu iki insanın, yapacak hiç mi bir şeyleri yok? Söyleyecek hiç mi sözleri yok? Kendiliklerinden, durumdan vazife çıkartmaları gerekmez mi?

VATANA, MİLLETE DE Mİ KÜSTÜNÜZ?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a küsmüş, AK Parti'ye kırılmış olmalarını mı bahane olarak öne sürüyorlar? Vatan, millet, devlet, bayrak, mukaddesat açık bir saldırı altındayken küslük olur mu? Bu millet, sizleri devletin en önemli, şerefli görevlerine layık görmedi mi? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve AK Parti'ye küsmenizi de anlamadım da... Hadi öyle olsun... Vatana, millete, devlete, bayrağa, mukaddesata da mı küstünüz?

CUMHURBAŞKANI SAVAŞIYOR

Haritaları değiştireceğiz. Dünyanın düzenini değiştireceğiz. Türkiye’den de isteklerimiz var. İtiraz etmeyin. Ne diyorsak kabul edin. Diyorlar. İşte bu yüzden diz çöktürmek istiyorlar. İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu tehdit ve şantajlara direniyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kimselere hissettirmeden, el altından Amerika ile anlaşsaydı... Tehditlere boyun eğseydi... İran'lı şarlatanı konuşmayacaktık. Kim bilir? Haberimiz olmadan ne tavizler verilmiş olacaktı...?

Amerika, Suudi Arabistan başta olmak üzere aldığı haraçları bizden de alacaktı.

Bu görüşler çok değer verdiğim dostum Halil Çakaloğlu'na ait.

KAFİRLERİN, GAVURLARIN KÖPEKLERİ

FETÖ, PKK, PYD, YPG, DEAŞ,

DHKP-C... Haçlılara ve Siyonistlere hizmet etmeleri için kuruldular. Efendileri bu şerefsiz, hainleri Türklere, Kürtlere ve Müslümanlara düşmanlık yapsınlar diye bir araya getirdiler. Bu namussuzlar da efendilerine hizmetkarlık yapıyorlar.

Dolayısı ile efendileri tarafından korunuyorlar ve kollanıyorlar. Avrupa, Amerika ve Batı denilen Haçlı, Siyonist ittifakı, bu hainlere, silah ve mühimmat veriyor. Taktik ve strateji öğretiyor. Batı, aslında bu kiralık katiller ile Türkiye Cumhuriyeti'ne savaş açmış, bizimle savaşıyor... Bu nedenle de bu hain, şerefsizlere sahip çıkıyor.

siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.