Alkali beslenme sağlıklı mı?

Alkali beslenme sağlıklı mı?

Vücudun asit yükünü artıracak besinlerin daha az, alkaliye yöneltecek besinlerin daha fazla tüketilmesine dayalı alkali diyet, popüler beslenme biçimleri arasında. Diyetisyen Yusuf Öztürk alkali beslenme ile ilgili araştırmaların devam ettiğini söyledi.

Temeli bazı besinlerin daha az, bazılarının ise daha fazla tüketilmesi ilkesine dayanan alkali beslenmenin sağlık üzerine etkileri ise hala tartışılmaya devam ediyor. Alkali diyete ilişkin merak edilen soruların yanıtlarını diyetisyen Yusuf Öztürk veriyor. Alkali diyette et, süt ve ürünleri, yumurta, tam tahıl ve işlenmiş besinlerin tüketiminin azaltılmasının, sebze, meyve ve bakliyat tüketiminin artırılmasının (1/4’ü kadar) önerildiğini anlatan Öztürk,  şeker ve tuzun ise tamamen yasaklanmadığının, sadece miktarı azaltıldığının altını çiziyor.

 

 

Bu beslenme şeklinde pestisit, antibiyotik ve hormonlara maruz kalan besinlerin yerine organik besinlerin tercih edilmesi gerektiği savunulduğunu hatırlatan Öztürk, “Alkali diyette her 20 kg. başına 1 litre alkali su tüketilmelidir. Böyle bir diyetle asidin azaltılması sonucunda vücutta ağırlık kaybının ve optimal sağlığın geliştirileceği belirtilmektedir. Ağırlık kaybıyla ilgili kanıtlar oldukça az olmasına rağmen içerdiği besin öğeleri ile kemik ve böbrekler üzerine faydalı olabileceği söylenmektedir.  Alkali diyeti desteklemeyenler alkali diyetin kısıtlayıcı yönlerini eleştirmekte ve beslenme yetersizliği veya ortoreksiya gibi yeme bozukluklarına yol açabileceğini vurgulamaktadır” diyor.

 

MEYVE VE SEBZE ÇOK FAYDALI

Diyetisyen Yusuf Öztürk, alkali diyetle yükselen bikarbonatın (potasyum olmadan) sağlıklı yaşlı kişilerde kemik kaybını hafifletebileceği ve ayrıca güncel literatürde osteoporozda kemik sağlığı için alkali diyetin, diyet asit yüküne karşı koruyucu olmadığı yönünde kanıtlar bulunduğuna değiniyor. Diyetle aşırı protein alımının ise yüksek renal asit yükü oluşturduğunun altını çizen Öztürk, alkaliden zengin besinler tüketilmez veya besin desteği alınmazsa tamponlayıcı sistemin devreye giremediğini ve oluşan asit yükünün kemik yoğunluğunu azalttığını ifade ediyor. “Protein alımını azaltmak yerine meyve ve sebze tüketim miktarını artırmak daha doğru olabilir” diyen Öztürk, vücutta asit ve alkali olarak kabul edilen besinlerin etkilerinin farklı olduğunu belirtiyor.

 

Bu besinlerin özellikle kemik, kalsiyum metabolizması ve asidoz üzerine olumlu etkilerinin gözlemlendiğini söyleyen Öztürk, ancak hala alkali beslenmeyi destekleyen net bilgilerin bulunmadığının ve bu konudaki araştırmaların devam ettiğinin de altını çiziyor.

 

siyasetcafe.com

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.