Aşı karşıtlığına yaptırım önerisi

Aşı karşıtlığına yaptırım önerisi

Salgınla mücadelede kitlesel aşılamada bir türlü istenilen hız yakalanamazken, 65 yaş üstünde aşı olanların oranı yüzde 76,4’te, koronavirüs mücadelesinde en ön safta savaşan sağlık çalışanlarında da da aşılanma oranı yüzde 86’da kaldı.

Kendisi için aşı tanımlandığı halde aşısını yaptırmayanların Türkiye ortalaması da yaklaşık yüzde 24 olarak ifade edildi. Aşı tereddüdü konusunda özellikle sosyal medya aracılığıyla yaratılan bilgi kirliliğinin etkili olduğu belirtiliyor. Konuyu Milliyet’e değerlendiren uzmanlar yanlış bilgi yayarak aşı karşıtlığına neden olanlara karşı yaptırım önerisinde bulundu.

‘YANLIŞ BİLGİ SUÇTUR’

Milliyet'ten Aykut Yılmaz'ın haberine göre Ankara Üniversitesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal, vatandaşın aşı hakkındaki çekincelerini ortadan kaldıracak şekilde doğru bilgi ile beslenmesini sağlamak gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Bu kişilere yanlış bilgi pompalamanın da suç olduğunu düşünüyorum. Bunu yapan bazı mecralar olduğunu, aşı karşıtı kampanyalar düzenlendiğini biliyoruz. İsteyen aşı olmayabilir. Kimse zorla aşı yapmıyor ama başkalarının aşı olmasına engel olan kampanyalar düzenlenmesine karşı önlemler almak lazım. ABD’de aşıyla ilgili bir karar alındı, bu aslında Türkiye için de uygulanabilir. Sosyal medyada, uyarıya rağmen tekrarlayan aşı karşıtı yazışmalar yapanların sosyal medya hesapları kapatılıyor. Buna benzer yaklaşımlar ülkemiz için düşünülebilir. Bu aşı karşıtlığı dünyanın her ülkesi için bir problem.”

‘KORKUTUCU BİR DURUM’

Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak ise, aşı sırası geldiği halde aşısını olmayanların oranının yüksek olmasının korkutucu bir durumu göz önüne serdiğini belirterek, şunları kaydetti: “İlk günden bu yana aşılar çeşitli mecralarda, farklı boyutlarıyla tartışıldı. Pek çok spekülasyon ortaya atıldı, pek çok soru işareti oluştu. Bu da demek oluyor ki pandemi kadar aşıya, bilime karşı oluşan ön yargılarla, bilgi kirliliği ile de mücadele etmemiz gerekiyor. Diğer yandan, aşı karşıtlığını engellemek ve aşı kararsızlığını gidermek için bilimsel verilerin toplumla paylaşılmasının yanı sıra aşı organizasyonu ile ilgili olarak da şeffaf bir süreç yürütülmesi büyük önem taşıyor. Aşı karşıtlığı ve aşı kararsızlığı sadece aşı olmayan kişilerin hayatını riske atmaz, salgının devamına da neden olur. Bu gerçeği göz önünde bulundurduğumuzda riski de görmüş oluyoruz.”

‘MHRS HERKES İÇİN ULAŞILABİLİR DEĞİL’

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, 65 yaş üstü başta olmak üzere sırası gelmesine karşın aşı olmayan vatandaşların durumunu değerlendirirken, mevcut tabloda Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) uygulamasının da etkisine dikkati çekti. “MHRS herkes için aynı derecede kolay ulaşılabilir bir sistem değil” diyen Bulut, “Aşıda tereddüt çözülür ama aşılarla ilgili ulaşılamama sıkıntısı var. Ailede eğitilmiş biri olacak ki, eline akıllı cep telefonunu alsın da MHRS sisteminden randevusunu halledebilsin. Aşılar gidip evlerinde yapılsa, okullarda yapılsa kendisi için aşı tanımlandığı halde olmayanların oranı yüzde 2’ye düşer” görüşünü dile getirdi.

Siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.