Bakan Şimşek'ten 'para politikası' mesajı! 'Sıkılaşma adımları devam edecek'

Bakan Şimşek'ten 'para politikası' mesajı! 'Sıkılaşma adımları devam edecek'

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Bankalar Birliği Toplantısı'ndaki konuşmasında para politikalarından bahsederek, sadeleşme ve sıkılaşma adımlarının 2024 sonuna kadar devam edeceğini söyledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) 66. Genel Kurul Toplantısı'nın açılışında açıklamalarda bulundu. Şimşek, bankacılık sektörünün 2000'li yılları başından itibaren geçirdiği yapısal dönüşüm ve iyi yönetim sayesinde yakaladığı güçlü ivmeyle Türkiye'nin büyüme performansına çok önemli katkılarda bulunduğunu söyledi.

Sektörün küresel finansal kriz, yakın dönemde yaşanan salgın ve birçok iç ve dış şok karşısında dayanıklılığını ispatladığını vurgulayan Şimşek, "Bankacılık sektörü dolayısıyla ekonomimizin önemli bir yapı taşıdır" dedi.


'2024'ÜN İKİNCİ YARISINDAN İTİBAREN GEVŞEME OLABİLİR'


Şimşek, küresel büyümenin zayıf seyrettiği bir dönemde olduklarını, gelecek 5 yılda küresel büyümenin uzun vadeli ortalamaların oldukça altında gerçekleşeceğinin görüldüğünü ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Önümüzdeki 5 yıl içerisinde küresel büyümenin yüzde 3 civarında olması bekleniyor Burada tabii ki küresel parasal sıkılaştırmanın etkisi de var, yapısal karşı rüzgarlar da var. Küresel parasal sıkılaştırma etkisini çok net bir şekilde hissettiriyor. Küresel enflasyon düşüyor ancak hala uzun dönem ortalamalarının oldukça üzerinde. Enflasyondaki düşüş tabii ki önemli. Küresel parasal sıkılaşmanın muhtemelen sonuna gelindi. Yakınız. Yani 2024'ün ikinci yarısından itibaren bir gevşeme olasılığı artmıştır. Küresel enflasyonla mücadelede tabii ki finansal koşullardaki sıkılaşma beraber geldi."


'YÜZDE 4,5 BÜYÜME ÖNGÖRÜYORUZ'


Mehmet Şimşek, son 20 ayda 12 gelişmiş ülke merkez bankasının toplam 104 kez, Türkiye'ye benzeyen 22 gelişmekte olan ülkede ise 158 kez olmak üzere toplamda 262 kez faiz artırıldığını söyledi.

 

Küresel anlamda parasal sıkılaştırma döngüsünün sonuna yaklaşıyor olmalarını "olumlu" olarak değerlendiren Şimşek, şöyle devam etti:

 

"Ümit ediyoruz ki 2024'ün ikinci yarısından itibaren küresel finansal koşullarda daha destekleyici bir ortamla karşı karşıya kalırız. Ülkemize baktığımız zaman büyüme performansımız oldukça güçlü seyretmeye devam ediyor. 2003-2022 döneminde ortalama, ülkemiz reel olarak yüzde 5,4 büyüdü. 2023 yılında bütün bu sıkıntılı küresel finansal koşullara rağmen yüzde 4,5 civarında bir büyüme öngörüyoruz. Ancak bir süredir büyümenin temel belirleyicisi iç talep olmuştur. Tabii iç talepteki bu güçlü artış makro finansal istikrarı, cari açık ve enflasyon üzerinden tehdit ediyor. Bu türden bir sorunlarla ülkemizi karşı karşıya bırakmış durumda."


'ŞEFFAFLIK VE TUTARLILIK TEMEL İLKELERİMİZ'


Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Türk ekonomisinde yeniden dengeleme ihtiyacının çok açık olduğunu belirterek, "Politika çerçevemizi bu yeniden dengelenme ihtiyacına göre şekillendiriyoruz. Daha önce de ifade ettiğim üzere ekonomi politikalarımızda şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik, uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimizdir. Bu temel ilkeler çerçevesinde biz ekonomi politikalarımızı şekillendiriyoruz" diye konuştu.

Teşebbüs hürriyetini, serbest kambiyo rejimini, dalgalı kur sistemini, dışa açık ve kurala dayalı ekonomi ilkelerini benimseyen bir sistem anlayışı içerisinde ilerleyeceklerini altını çizen Şimşek, "Kısa vadede bizim önceliğimiz tabii ki makro finansal istikrarın kalıcı bir şekilde tesis edilmesi ve öngörülebilirliğin artırılmasıdır. Para, maliye ve kredi politikalarımızı bu hedefleri sağlayacak şekilde oluşturuyoruz, şekillendiriyoruz. Finansal istikrarımızı güçlendirmek ve piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artırmak için para politikasında başlattığımız sadeleşme ve sıkılaşma adımları devam edecektir. Para ve maliye politikalarını eşgüdüm içerisinde yürütmeye devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

 

'EUROBOND TAHVİL FAİZLERİNDE DÜŞÜŞ OLDU'


Bakan Şimşek, para ve maliye politikasında attıkları adımların Türkiye ekonomisine ilişkin beklentileri olumlu etkilemeye başladığını ifade ederek, şunları kaydetti:

 

"Ülkemizin risk pirimi 700 baz seviyesinden 400 baz civarına gerilemiştir. Bu ekonomideki bütün aktörlerin daha makul maliyetlerle dışarıdan kaynak bulmasının önünü açmıştır. Küresel finansal koşullardaki sıkılaşmaya rağmen ülkemizin eurobond tahvil faizlerinde 100 baz puanın üzerinde bir düşüş olmuştur. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'ye ilişkin daha olumlu bir perspektif sunmaya başlamışlar, hatta geçtiğimiz hafta içerisinde bir kredi derecelendirme kuruluşu bankacılık sektörümüzün görünümünü negatiften durağana güncellemiştir. Sermaye piyasalarımıza fon akışı başlamıştır. Tüm bu gelişmeler yurt dışı finansman imkanlarına erişimi kolaylaştırırken aynı zamanda maliyeti de önemli ölçüde azaltmıştır."


Siyasetcafe.com

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.