Bitkisel ilaçları doktorlar mı yazmalı?

Bitkisel ilaçları doktorlar mı yazmalı?

Almanya, Fransa ve İsviçre’de doktorların %80’i bitkisel ilaçları düzenli olarak reçetelerine yazmakta, Almanya’da bitkisel ilaçların %80’i eczanelerde hazırlanmakta ve %42’si reçeteli ilaçlar sınıfına girmektedir.

Sıklıkla başvurduğumuz ıhlamur, nane, kekik, adaçayı, rezene, papatya, vs. gibi bitkileri sadece basit rahatsızlıkların tedavisinde kullanmalıyız. Üzerinde yeterli toksisite testleri ve klinik deneyler yapılmamış veya halk arasında güvenli ve etkili kullanımı uzun süredir bilinmeyen bitkiler tedavi amacıyla kullanılmamalıdır. Zira yanlış bitki kullanımı istenmeyen durumlara yol açabilir.

Dünyada en çok satılan bitkisel ilaçlar, 200 milyon doların üzerindeki satış hacmiyle Ginkgo biloba (Mabet ağacı) yapraklarının standart ekstresi, 50 milyon doların üzerindeki satış
hacmiyle bir ginseng ürünü ve 40 milyon dolarlık satış hacmiyle bir sarımsak ürünüdür.

Avrupa ve ABD’de değişik nörolojik hastalıkların tedavisinde olumlu sonuçlar veren Ginkgo biloba hafıza güçlendirici etkisi plasebo kontrollü, çift körlü, randomize çalışmalarla kanıtlanmıştır.

Ancak, ilaç sanayimiz ne yazık ki çok az bitkisel müstahzar ürettiğinden Türkiye ithal bitkisel ilaç ve çayların kontrolsüz pazarı haline gelmiştir. Pek çok bitkisel ürün “gıda takviyesi” sınıfına dahil edilip Tarım Bakanlığı izniyle yurda girmekte ve Sağlık Bakanlığının konuya gereken hassasiyeti göstermemesi yüzünden farklı standartlarda çok sayıda yerli ve yabancı bitkisel ürün kontrolsüz şekilde kullanıma sunulmaktadır.

Son dönemlerde bitkilere duyulan yoğun ilgiye, tıp camiası şüphe ve endişe ile bakmaktadır. Bunun çeşitli sebepleri vardır. Tıp Fakültelerinin eğitim programlarında bitkilerle tedaviyi içine alan bir dersin olmaması en önemli nedenler arasındadır.

Avrupa (bilhassa, bitkisel ilaç endüstrisinin gelişmiş olduğu Almanya’da) ve ABD’de hiç olmazsa “alternatif ve tamamlayıcı tıp” adı altında bu eğitim verilmektedir.

Ayrıca Almanya, Fransa ve İsviçre’de doktorların %80’i bitkisel ilaçları düzenli olarak reçetelerine yazmakta, Almanya’da bitkisel ilaçların %80’i eczanelerde hazırlanmakta ve %42’si reçeteli ilaçlar sınıfına girmektedir.


Oysa ülkemizde doktorlarımız, kökenini bilerek veya bilmeyerek reçetelerine yazdıkları pek çok ilaç hammaddeleri (morfin, kodein, papaverin, kinin, kinidin, atropin, hiyosin, digitoksin, digoksin, sennozit, rezerpin, vinkristin, vinblastin, mentol, timol, ökaliptol, ginkgo ve ginseng ekstresi vb. gibi) bitkilerden elde edilmektedir.

Hastaların doktorlara danışmadan bitkisel ürünleri kullanmaları ne kadar yanlış ise, doktorların da bu konuda hastalarını yalnız bırakmaları o kadar yanlıştır.

Ülkemizde bitkisel droglar kontrolsüz bir şekilde ilaç olarak kullanılmaktadır. Eczacılar tıbbi bitkiler ve bitkisel ilaçlar konusunda üniversite eğitimi almış tek meslek grubudur ve tedavide kullanımı amaçlayan her türlü tıbbi bitkisel ürün, ilaç, tıbbi çay gıda takviyesi, sadece eczanelerde satılmalıdır.


Dr. Binnur Çelebi/ siyasetcafe.com
Kaynak: Zeytinburnu Belediyesi, Bitkilerle Tedavi Sempozyumu, 5-6 Haziran 2010.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.