“Çakma Napolyon” Macron aslında kim? Neye hizmet ediyor? Fransa’yı nereye sürüklüyor? Türkiye düşmanlığının sebebi ne?

“Çakma Napolyon” Macron aslında kim? Neye hizmet ediyor? Fransa’yı nereye sürüklüyor? Türkiye düşmanlığının sebebi ne?

“Çakma Napolyon” Macron aslında kim? Neye hizmet ediyor? Fransa’yı nereye sürüklüyor? Türkiye düşmanlığının sebebi ne? Usta gazeteci Ardan Zentürk anlattı

Uluslararası diplomaside attığı her adımı eleştirilen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Çakma Napolyon” sendromuna kapıldı. Usta gazeteci Ardan Zentürk Akşam TV'ye anlattı..

Ardan Zentürk Akşam TV’de Ardan Zentürk ile Tecrübe Konuşuyor isimli programında Çakma Napolyon Macron’u şu sözlerle anlattı:

“Emmanuel Macron aslında küreselcilerin başlattığı yolda yürümeye çalışan bir Fransız “Sözde Napolyon” diye adlandırılan bir isim ama geriye dönüp baktığımızda iyi bir banker…Bankacılık sektöründen geliyor.

Ne garip tesadüftür ki bankacılık sektörünün başladığı ve bittiği yerde siyonizmin önemli konularından biri olan Rothschild bankalarında çalışıyor. Hatta çok genç yaşta başladığı bu bankacılık serüveninde Rothschild’da o kadar önemli bir yer ediniyor ki ona “Bankacılığın Motzart’ı” adı bile veriliyor. Esasında Macron’u kimin Fransa’nın başına bir anda ilerlettiğini kolayca tahmin edebiliyoruz.

Küreselci yapılanma diye adlandırdığımız bir yapılanma Angela Merkel’in bırakacağı Almanya’daki boşluğu dolduracak bir karakter olarak onu bize yürüttü. Esasında tabi Alman Başbakan’a göre önemli farklılıkları var çünkü Fransa gerçek anlamıyla İngiltere ile beraber 18. yüzyıldan 20. Yüzyılın ortalarına kadar enerji kavgalarının içinde yer almış bir kolonyalist (sömürgeci) bir güç. Ve bu enerji kavgaları Fransız petrol şirketlerinin, doğal gaz şirketlerinin ve dünya çapında küresel anlamdaki pazarlama şirketlerinin ana omurgasını oluşturduğu bir durum.

Türkiye hazımsızlığı sadece Doğu Akdeniz’den mi başlıyor?

Macron'un esasında Türkiye rahatsızlığı, 2005'li yıllardan itibaren Türkiye'nin başlatmış olduğu Afrika açılımına kadar dayanan bir Fransız bilinci var. Fransız devleti, Türkiye'den Türkiye'nin Afrika açılımına başladığı an itibarıyla çok rahatsız olmaya başladı. Niye? Çünkü, özellikle Sahra Altı Batı Afrika'da, 14 ülkeli bir kolonyalist güç Fransa. Ve bu ülkelerin Senegal, Mali, Nijer, Gana hepsi Müslüman nüfusa sahip olduğu için Türkiye'nin 2005 yılı itibarıyla başlattığı bütün o bölgesel Afrika atakları, bir anda Fransa'nın "Türkler geliyor ve beni buradan süpürüp atacak" düşüncesine getirdi.

İşte Hafteri desteklemesinin ana nedenlerinden biri Libya'yı kaybetmemek. Libya'yı kaybettiği zaman, Hafter ile bu kadar sarmaş dolaş olmuş, gerçi Serrac ile de görüşüyor. Libya'yı kaybettiği an ne olur? Afrika'yı kaybetmenin yarısını kaybetmiş gibi olur. O yüzden, Afrika'yı kaybetmemek için Libya'da karşımızda direnecektir. Ama bunu zaman içinde belki de bir evrime sokacak ve Hafteri bir kenara bırakarak başka unsurlarla ama mutlaka bizim karşımıza dikeceği birtakım sorunlarla gelecektir. Öyle bir inadı var ki Libya konusunda Rusya'yla bile iş birliği yapıyor. NATO Genel Sekreteri her gün açıklama yapıyor. “Libya'daki o Rus askerlerinden şikayetçiyim ben kardeşim. Benim NATO'mun güney kanadının güvenliğini sarsıyorsunuz” diyor. Ertesi gün bir NATO üyesi ülkesi olarak Hafter ile birlikte Ruslarla aynı yatağa giriyor. Macron'un NATO'yu söylemleri konusunda zaten bir bilgisi vardı. Barış Pınarı Harekatı'nı başlattığımızda şöyle bir şey söyledi. Biz bu Türkleri bu kadar uyardık Kürtlere karşı bunu yapma ( Kürtler dediği de PKK) dedik. Ama hala Türkler bunu yapabildiğine göre NATO'nun beyin ölümü gerçekleşmiş demektir dedi. Şimdi NATO'nun beyin ölümü gerçekleşmiş deyince bizim Erdoğan da ne dedi? Esas senin beyin ölümün gerçekleşmiş. Böyle bir durum var.

İran ile ilişkisini hiçbir zaman saklamıyor çünkü Almanya'nın da İran ile özel bir ilişkisi var. Bu ikisi Fransa ve Almanya zaman zaman İran'a çok iyi mal satarlar, petrol ilişkileri vardır. Şimdilik biraz azaldı. Ama sonuç itibarıyla şu anda küresel siyonizmin Macron'a Beyrut'ta verdiği görev ise Lübnan'daki Hizbullah ve İran etkisini azaltması. Tabii inişleri çıkışları olan bir adam. Sizlerle çalışmak istiyorum. Halbuki yalan söyledi. Hizbullah'ı tamamen Beyrut'tan atmaya çalışıyordu. Ve tabii o gizli görüşmeyi yayınlayan Le Figaro gazetesinin muhabirini... Ben bunca yıllık gazeteciyim. Bir Devlet Başkanının herkesin önünde gazeteciye bu tür bir saldırı gerçekleştirdiğini bir tek Trump ve bunda gördük. Yani birde sorduğun zaman basın özgürlüğünün Hz. Muhammed'in karikatürlerine kadar yayınlamaya kadar geniş bir ülkenin lideri olduğunu savunuyor. Ama Hizbullah'la yapılan görüşmeyi yayınlayan gazetenin muhabirini ne hale getirdi orada. İslam üzerinden bir kaygısı var çünkü. Biliyorsunuz Fransa, İngiltere ve Almanya kendi topraklarındaki yüksek İslam nüfusuyla ilgili kaygılar taşıyorlar. Burada Fransa’nın kaygılarını taşımasının nedeni Almanya'da Müslüman nüfusunun çoğunluğunu Türkler oluşturuyor ama Fransa'da Araplar oluşturuyor ve Araplardan gelebilecek bütün kaygıları da beraberinde yaşıyor.

 

YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN!

 

Siyasetcafe.com

 

 

 

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.