Taha Can Gürlek

Taha Can Gürlek

DEVA kazanmaya mı geliyor? Kaybettirmeye mi?

DEVA kazanmaya mı geliyor? Kaybettirmeye mi?

Hepimiz birkaç gün önce Cüneyt Özdemir’ in sorularıyla Ali Babacan’ın kurduğu yeni partiyi, genel başkanın ağzından yüzeysel bir şekilde tanıma fırsatı bulduk. Herkes gibi bende oturdum programı izledim, program akışında kayda değer bir şeyler yakalamaya çalıştım ama maalesef kayda değer bir şey yakalayamadım. Programın bende bıraktığı etki daha çok şu iki soru oldu, Babacan Kazanmaya mı geliyor? Kaybettirmeye mi? Zira Babacan program boyunca kayda değer bir şeyler söylemek bir yana, her yeni üniversite ile tanışmış bireyin aydınlanmasını yaşarcasına hukuk, adalet, özgürlük, kutuplaştırma gibi kavramları her soruda, her fırsatta döndürüp döndürüp önümüze koydu. Şimdi eski Ak Partili ciddi bir siyasetçi televizyonların karşısına çıkıp eleştirmeye başlayınca ciddi ivmeler ve etkileşimler kazanmayı başardı. Hal böyle olunca bende bu DEVA neymiş kardeşim? Neye DEVA olacakmış? Diyerek, mercek altına aldım ve okurlarım için ufak bir DEVA incelemesi yaptım.

DEVA’yı mercek altına aldığımız zaman, 90 kişilik bir kurucu listesi ile karşılaşıyoruz ve bu 90 kişinin yaklaşık yarısı eski Ak Partili, bazıları enteresan söylemlerde bulunmuş, bazıları da haklarında enteresan söylemlere sahip isimler. Biraz internetten, biraz sosyal medyadan bu isimleri araştırmaya başladığınızda enteresan şeylerle karşılaşıyorsunuz. Hadi tanıyalım DEVA’yı biraz.

Ahmet Faruk Ünsal ile başlayalım. Kendisi hem eski Saadet Partili, hem eski Ak Partili. Şu an bazı söylemlerinden ve hareketlerinden dolayı mahkemelik. 2009 – 2016 yılları arasında MAZLUMDER isimli derneğin Genel Başkanlığını yapmış. İnternetten biraz MAZLUMDER hakkında insanlar ne düşünüyor, hakkında neler söyleniyor diye biraz inceleyince, bu derneğin homofobik, şeriatçı ve skandallar söylemlere karıştığı karşınıza çıkıyor. Ahmet Faruk Ünsal’ın Genel Başkanlığı ve ondan önceki dönemlerde de bu tarz skandallara bol bol rastlamak mümkün.

Arzu Kılıçlar, Eski Ak Partili. Aynı zamanda Beşir Atalay’a yakınlığı ile biliniyor. Hatta Beşir Atalay İç İşleri Bakanı olarak görev yaptığı sırada Vali olarak atanmış.

Mehmet Kılıçlar, Arzu Kılıçlar’ı daha iyi tanıyabilmek için birazda eşi Mehmet Kılıçlar’ı incelemek lazım. FETÖ’nün emniyet imamlarının polis müdürleriyle haşır neşir olduğu dönemde polis teşkilatının başındaki isim Mehmet Kılıçlar’dı. Cemaatin, gerek emniyette, gerekse çeşitli kuruluşlarda en aktif anlarının bulunduğu 2011 – 2013 arası yine Kılıçlar’ ın Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemlerdi. İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu’ da göreve gelir gelmez bu kişiyi saf dışı bırakıyor ve şu an karısı DEVA partisi bünyesinde.

Ahmet Edip Uğur, eski Ak Parti Milletvekili ve Balıkesir Belediye Başkanı. Kendisi aynı Melih Gökçek gibi görevden alınan Belediye Başkanlarından. Ak Parti’nin kuruluşundan 2017 senesine kadar partide aktif bir şekilde yer alıyor, her ne oluyorsa sonradan saf dışı bırakılıyor. Hikayesindeki şaşırtıcı olmayan ama ilginç kısım ise saf dışı kalana kadar geçen zaman zarfında Ahmet Edip Uğur’ un Cumhurbaşkanımıza olan büyük sevdası. Cumhurbaşkanımız Uğur’u saf dışı bıraktıktan sonra bir anda kendisini DEVA partisi bünyesinde bulmuş.

Ali Rıza Babaoğlan, Bilgisayar Mühendisi. CV’sine baktığınızda çok parlak başarılara imza attığını görebilirsiniz, gelsin IBM’ler gitsin Microsoftlar SAP’ lar öyle parlak bir CV. Kendisi de yukarıdaki isimler gibi eskiden sağlam Ak Partili olanlardan. Hatta hızlı yükselişini Ak Parti’ ye bile borçlu diyebiliriz. Hatta öyle anları olmuş ki FETÖ’nün gazetesi olan Zaman gazetesine röportajlar vermiş, kendisi aynı zamanda büyük bir Reis sevdalısıymış. Bir şekilde saf dışı bırakılınca kendisini DEVA partisinde iktidara muhalif olarak bulmuş.

Ali Ufuk Yaşar, Petrol İş sendikası eski başkanı. Yukarıdaki şahıslar gibi kendisi eski Ak Partili. 2016 yılında Doğan Holding tarafından “makamını siyasi amaçlar için kullanma ve iftira atma” gibi eylemlerden kendisine dava açılmış. Şimdi DEVA partisi kurucu üyeleri arasında kendine yer bulmuş, zamanında Recep Tayyip Erdoğan fanı olarak dolaştıktan sonra sendika başkanlığını kaybetmesi sonucu o da bir anda dönmüş.

Birol Aydemir, eski TÜİK Başkanı. FETÖ terör örgütünün hazinedeki kumpasında yer almakla suçlanan eski Hazine Müsteşarı İbrahim Halil Çanakçı’ ya olan yakınlığı ile göze çarpıyor. Bu arada İbrahim Halil Çanakçı da DEVA Partisi bünyesinde kendisine yer bulmuş.

Gülay Göktürk, DEVA Partisi bünyesindeki en ilginç isimlerden, Deniz Feneri için “ alt tarafı yolsuzluk davası “ söylemlerinde bulunmuş sözde gazeteci. Hakkında çok araştırma yapmaya gerek bile yok bence, yazılarını okumak, söylemlerine bakmak yeterli olacaktır. Öyle ki yıllarca Reis’ i öven yazılar yazıp, bir anda saf dışı bırakılınca kendisini DEVA ‘da bulmuş.

Hatice Dudu Özkal, eski Ak Parti Milletvekili. “ Herkes çocuğuna sahip olabilseydi bu sapkınlıklar yaşanmazdı! “ söylemleriyle çocuk istismarını meşru hale getirmeye çalışmış bir isim. O da saf dışı bırakılınca kendisini DEVA ‘ya atan isimlerden.

İbrahim Çanakçı, partinin belki de en skandal isimlerinden. Eski Hazine Müsteşarı. FETÖ suçlaması üstündeyken kendini DEVA partisi bünyesine atmayı başarmış. Hakkında sayfa sayfa “ FETÖ kumpasıyla suçlanan eski müsteşar Gül – Babacan partisinde! “ haberler yapılmış bir isim.

İdris Şahin, eski Ak Parti Milletvekili. Kadın ölümlerinin araştırılması önergesini “ Böyle bir şeye gerek yok! “ diyerek reddetmiş. Sivas katliamından “ Sivas olayları “ diye bahsetmiş. Palayla göstericilere saldıran bir esnaf için “ Eylemleri hukuk çerçevesinde “ demiş ve saf dışı bırakılınca kendisini DEVA bünyesinde bulmuş.

Ve bu liste böyle skandal isimlerle uzayıp gidiyor.

Kurucu kadrosundan anlaşıldığı üzere DEVA kazanmaya değil, tamamen bölmeye, parçalamaya oynuyor. Zaten Ali Babacan bu kadroyu hazırlarken büyük ihtimal şey düşünmüştür. Bu kadro söylemleri ve hareketleriyle Türk siyasetinde skandal olaylara, söylemlere imza attı, AK Partiden de %6 – 7 koparır herhalde. Hem diğer tarafta da Davutoğlu GELECEK partisi ile %4 – 5 bandında oy koparsa bu iş tamamdır. Ali Babacan ’ın hesabına göre, iki parti %10 – 12 oy bandında gelecek seçimde AK Parti oylarını rahatlıkla toparlarız. Zira bu kadro ile ülke yönetmeyi bir kenara bırakın, bakkal yönetmek mümkün değil. Babacan neredeyse tamamı zamanında evet demiş, büyük Reisçi ve büyük skandallara karışmış bu kadro ile gerçekten ülke yönetebileceğini düşünüyorsa, ciddi anlamda seçmeni ile dalga geçiyor yahut hayal dünyasında yaşıyor demektir.

Bence bizim tanıdığımız veya bize tanıtılan Babacan bildiğimiz, bellediğimiz gibi biri değil. Çünkü bu kadroyu yan yana getirmekte ben hiç hayırlı bir maksat görmüyorum. Resmen insanların hayatlarını zehir edenler, şimdi insanların karşısına panzehir olarak çıkarılmış.

Son olarak bu parti deva meva olamaz ama ben güzel bir isim buldum kendilerine, tavsiyem kullansınlar, gerek sosyal medyada, gerek sanal âlemde iyi prim yaparlar. Ve karşınızda (DEV)rimci (A)li Partisi…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Taha Can Gürlek Arşivi