Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Uyarıyor: Yalnızlık Ölümleri Yükseliyor

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Uyarıyor: Yalnızlık Ölümleri Yükseliyor

Günümüzün sosyal medya çağında yalnızlık salgını hızla yayılıyor; WHO raporuna göre her 6 kişiden 1'i etkilenirken, yılda 871.000'den fazla ölümle sonuçlanıyor.

Günümüzün aşırı bağlantılı dünyasında, sosyal medya platformları sürekli etkileşim ve yüzlerce "arkadaş" vaat etse de, yalnızlık çağımızın sessiz salgını olarak hızla yayılıyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Sosyal Bağlantı Komisyonu'nun raporuna göre, dünya genelinde her 6 kişiden 1'i yalnızlıktan etkilenirken, bu durum her saat yaklaşık 100 ölüme, yani yılda 871.000'den fazla kayba yol açıyor.

Türk toplumunun köklü kültürel mirasında bilgi ve deneyim paylaşımına dayalı sıcak ilişkiler her zaman ön planda olsa da, bireyler arası mesafe artıyor ve toplumsal psikoloji olumsuz etkileniyor.

Sanal iletişim yaygınlaşırken, gerçek hayattaki bağlar zayıflıyor ve yalnızlık duyguları derinleşiyor. Aile ve arkadaşlarla kurulan sıcak bağlar, psikolojik sağlık için vazgeçilmezken, farklı deneyimlere sahip insanların hikayeleri adeta terapi etkisi yaratıyor.

WHO, sosyal izolasyonu sigara, aşırı alkol, obezite gibi halk sağlığı tehditleriyle eşdeğer görüyor.

GERÇEK BAĞLAR DİJİTAL ONAYA KARŞI

Sanal iletişimin hakim olduğu dönemde, insanlar gerçek ilişkilerden uzaklaştıkça yalnızlık hissi artıyor. "Hikayelerle Hayat Terapisi" kitabının yazarı Dr. Hülya İskenderoğlu Bahat, insanlık tarihinin en "bağlantılı" çağında bile kendimizi yalnız hissettiğimizi vurguluyor.

Cep telefonlarımızdaki ağlar sayesinde mesaj atabiliyor, görüntülü görüşme yapabiliyor, yabancıların paylaşımlarına yorum bırakabiliyor veya düşüncelerimizi anında dünyaya aktarabiliyoruz. Ancak ekranların ötesinde, yüz yüze konuşmak, dertleşmek ve paylaşmak çok daha değerli.

Dijital onay – beğeniler, takipçiler ve kısa etkileşimler – anlamlı ilişkilerin yerini aldığında, duygusal boşluk oluşuyor ve izolasyon yoğunlaşıyor. Sosyal medya ile ruh sağlığı arasındaki ilişki giderek iç içe geçiyor; bu platformlar bizi birbirine bağlamak yerine, dostlukları yüzeysel hale getirerek yalnızlaştırıyor.

HİKAYELERİN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜ

Hikayeler, insanları birbirine bağlayan en güçlü araçlardan biri. Dr. İskenderoğlu Bahat, bir kişinin deneyiminin başkası için iyileştirici bir ışık olabileceğini belirtiyor. Her hikaye, zorlukları aşan ve umudu koruyan bir insanın yolculuğunu temsil ediyor. Bu hikayelere kulak vermek, yalnızlığı azaltıyor.
Ne yazık ki, mahalle sohbetleri ve sokak bağları yerini ekranların soğukluğuna bırakıyor. "Bir hikaye bir insanı, bir insan bir toplumu iyileştirir" diyen uzman, gerçek bağların yeniden kurulmasını teşvik ediyor.

Siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.