Erdoğan '6 yaşındaki çocuğa cinsel istismar'a ilişkin ilk kez konuştu! 'Kabul edilemez'

Erdoğan '6 yaşındaki çocuğa cinsel istismar'a ilişkin ilk kez konuştu! 'Kabul edilemez'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızını 6 yaşındayken "imam nikahıyla" evlendirmesine ilişkin ilk kez konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde saat 15.50'de başlayan Kabine Toplantısı, yaklaşık 3 saat sürdü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplantının ardından ulusa sesleniş konuşması gerçekleştirdi.

 

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

 

'Kumluca ve Fenike'deki sel felaketinde zarar gören vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Devletimiz bölgede tüm kurumlarıyla çalışmalarını sürdürüyor.

Son kabine toplantımızın ertesi günü turizmcilerimizle bir araya gelerek ülkemize yaptıkları katkıları için teşekkür ettik. Aralık ayının ilk gününde MGK toplantımızı gerçekleştirdik. Şanlıurfa'da sokaklarından meydana kadar her yerde milletimizle coşkulu ve samimi şekilde kucaklaştık, hasret giderdik. TİSK Genel Kurulu'nda işverenlerimizle dünden bugüne ve yarına ülkemiz ekonomisini değerlendirdik.

Cuma günü TRT World toplantısında dünyada olup bitenlerle ilgili görüşlerimizi katılımcılarla paylaştık. Aynı gün Bulgaristan Cumhurbaşkanı ile gerek ikili gerekse heyetler arası görüşmelerimizi yaptık. Cumartesi günü Samsun'daydık. Bizleri muhabbetle bağrımıza vatandaşlarımızla bir araya gelerek toplu açılışlarımızı yaptık.

Bu sabah İstanbul'da katıldığımız Türkiye İnovasyon Haftası vesilesiyle ülkemizin üreten, düşünen, tasarlayan gücünü bir kez daha görme imkanını bulduk. Ülkemize ve milletimize hizmetle dolu iki haftayı geride bıraktık.

Bu hafta da yurt içi ve yurt dışında planladığımız çok sayıda programla ülkemize eser kazandırmayı, milletimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Covid 19 salgını sebebiyle milli mücadelenin sembolü, pek çok hadisenin 100. yılını coşkuyla değerlendirememiştik. Milli mücadele adımlarının her biri geçmişten geleceğe bir muhasebe vesilesidir.

Cumhuriyetimizin 100. yılını yaşamak lafla, şarkıyla, şiirle olmaz. Bizim için istiklalimize, istikbalimize yakışır eser ve hizmetlerle milletimizin karşısına çıkmak demektir.

Dünyanın siyasi ve ekonomik olarak tarihi dönüşüm içine girdiği dönemde Türkiye Yüzyılı vizyonu çok daha hayati önem kazanmıştır. Kendi içimizde mutlaka hayata geçirmemiz gereken hususlar bulunuyor. Cumhuriyetimizin ilk yüzyılında vaktimizi ve enerjimizi boşa tüketen tartışmaları artık geride bırakmalıyız.

 

"SÜREKLİ AYNI ŞEYLERİ YAPMAK SAĞLIKLI BİR ZİHNİN ESERİ OLAMAZ"


Sürekli aynı şeyleri yaparak farklı sonuçları ummak sağlıklı zihnin hayata ve siyasete bakış tarzı olamaz. Yönetim sistemi tartışmalarından, büyük projelere yaklaşıma kadar sağlıksız bakış açısının örneklerini görmek bizi üzüyor.

Yakın tarihte olup bitenlere dair kişisel görüşlerimiz ne olursa olsun hep birlikte ortak geleceğimize odaklanmalı, vaktimizi ve enerjimizi bu doğrultuda seferber etmeliyiz. Tarihimizi bir kavga, ayrışma, öfke alanı olmaktan çıkartıp, Türkiye Yüzyılı'na heyecanla, kararlılıkla bakabildiğimiz ölçüde bu millete olan sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getirebiliriz.

 

"MÜCADELEMİZİ 85 MİLYON HEP BİRLİKTE YÜRÜTEREK BAŞARIYA ULAŞTIRABİLİRİZ"


Türkiye Yüzyılı ile evlatlarımızı nesillerin özlemi olan güvenlik ve refah seviyesine çıkarmak istiyoruz. Bu mücadeleyi 85 milyon hep birlikte yürüterek, tüm dost, kardeş, mazlum, insanlıkla el ele vererek başarıya ulaştırabileceğimize inanıyorum.

Ülkemizin ve milletimizin üzerinde karanlık hesaplar yapan emperyalist yapılara karşı aynı mücadeleyi tek vücut, tek yürek olarak vermek mecburiyetindeyiz. Hala milli iradenin gücü yerine emperyalistlerin inayetine bel bağlamak tarihten ders almamak demektir.

 

BAŞÖRTÜSÜNE ANAYASAL GÜVENCE


Siyaseti halka dayanarak yapmak yerine küresel vesayet araçların ülkemizdeki temsilciliğine sığınarak yürütmeye kalkmak 1 asırlık Cumhuriyet tecrübesinden nasiplenmemiş demektir. Geçtiğimiz günlerde Meclis'e sunulan başörtüsü özgürlüğünü teminat altına almayı, aile kurumunu güçlendirmeyi amaçlayan anayasa değişikliği teklifi ülkemizin sorunlarını milli irade ile çözme kararlılığın son örneğidir. Herkesi bu teklifi desteklemeye çağırıyoruz. Demokrasiyi savunan herkesi başörtüsü anayasa değişiklik teklifini desteklemeye çağırıyoruz.

Türkiye Yüzyılı'na girerken üzerinde önemle durmamız gereken husus milli meselelerde mutlaka birlik, beraberlik, dayanışma içinde hareket etmeyi başarabilmemizdir. Bu ülkenin hiçbir vatandaşının başka vatanı, devleti yoktur, başkalarını bilmeyiz.

Yıkıcı değil, yapıcı rekabetle Türkiye Yüzyılı'nda rol alacağımıza yürekten inanıyorum.

 

"CİDDİ BEDELLER ÖDEMEMİZE YOL AÇAN SIKINTILARIMIZ OLDU"


Ülkemizle ilgili değerlendirmeleri yaparken küresel krizlerin, fırsatların önümüze çıkardığı fotoğrafı ihmal etmiyoruz. Sağlık ve güvenlik yanında enerjiden gıdaya insanlığın temel ihtiyaçlarını hemen tamamıyla ilgili sorunlar giderek artarken biz Türkiye'yi genel gidişten ayrıştıracak çalışmalara ağırlık verdik.

Bu süreçte bizimle ciddi bedeller ödememize yol açan sıkıntılarımız oldu. Bu sorun bir dönem sınırlarımıza dayanan, şehirlerimizi tehdit eden terör saldırılarıydı. Kararlılık ve cesaretle uygulamaya koyduğumuz yeni güvenlik stratejisiyle tehditleri kaynağında yok ederek bu sürenin üstesinden önemli ölçüde geldik.

 

TERÖRLE MÜCADELE MESAJI


Verdiği ağır kayıplara rağmen saldırılarını yeniden artırmaya çalışan terör örgütlerini bu saldırılarını yeniden arttıran sebepleri biliyoruz. Çirkin hesapları bir kez daha bozacağız.

Küresel sorunların tetiklediği bir diğer sorun enflasyon ve hayat pahalılığı. Bu sorunun da iç ve dış sebepleri var. Dış sebeplerin istikrara kavuşmasının biraz vakit alacağı anlaşılıyor. İçeride kimi panikten kimi art niyetten kaynaklanan kurdaki ve maliyetteki artışlarla izah edilemeyen fahiş fiyat artışlarına karşı karşıya kaldığımız bir gerçektir.

 

"ÜLKENİZE GÜVENİN, SAHİP ÇIKIN"


Ekim ayı işsizlik rakamları istihdamdaki artışın devam ettiğini devam etmektedir. Döviz rezervlerimizin, istihdamın arttığı dönemde daha kolay konularda kendi ayağımıza kurşun sıkamayız.

Ülkenize güvenin, sahip çıkın. Ülkenize destek verin. Kısa vadeli endişe ve kazanç kaygılarınızla ülkenizin geleceğine zarar verecek her türlü tasarruftan uzak durun. Elbette herkes alın terinin karşılığı olarak kazanacaktır. Ülkenin ve milletin kaybettiği ortamda bireylerin kazancı gibi gözüken hesaplar aldatmacadan ibarettir.

 

ENFLASYONLA MÜCADELE MESAJI


Yıllık enflasyonun birkaç ay içinde yüzde 40'lı rakamlara ineceği ortada iken hala etiketlerin başka hesaplarla belirlenmesi doğru değildir. Asgari ücret, memur ve emekli maaşları başta olmak üzere çalışanların refah seviyelerindeki gerilemeyi telafi etme yönündeki gayretlerimizin enflasyon maskesi arkasına sığınan haramzadeler tarafından akamete uğramasını izleyemeyiz.
Bu ülkenin 85 milyon vatandaşının ortak geleceği, menfaati bizim için her bir ferdin kişisel kazanç hırsından önemlidir. Enflasyonu hedeflediğimiz şekilde 2023 sonunda yüzde 20'ler seviyesine 2024'de tek haneli rakamlara düşürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız.

Herkes hesabını 2023'de yüzde 20'ler seviyesinde yapsın. Aksi yönde hareket edenlerle biz hükümet olarak yetkimizi, milletimiz iradesini kullanarak gereken cevabı verecektir.

 

"ÜLKENİN ÇIKARINA, HÜKÜMETİN PROGRAMINA GÖZ DİKENLERE FIRSAT VERİLMESİN"


Bir kez daha altını çizerek söylüyorum; hiç kimsenin işine, gücüne, alışına, satışına, kazancına, karına karşı değiliz. Karşı olduğumuz, sadece ekonomik kuralların değil akıl ve vicdan sınırlarının dışına taşan niyet ve eylemlerdir. Piyasa denilen insani reflekslerle de çalıştığına inandığım mekanizmanın insanımızın sabrını daha fazla zorlamayacağına inanıyorum.

Unutmayın, en pahalı malın olmayan mal, en pahalı hizmetin erişilemeyen hizmet olduğu gerçeği aklımızdan çıkarmadan girişimcilerimize omuz vereceğiz. Yeter ki ülkenin çıkarına, hükümetin programına göz dikenlere fırsat verilmesin.

 

"6 YAŞINDAKİ ÇOCUĞA İSTİSMAR TAM BİR FACİADIR, KABUL EDİLEMEZ"


Geçtiğimiz günlerde kamuoyunda farklı tepkiye yol açan bir kızımızın erken yaşta evliliğiyle öncesi ve sonrasında acılarla ilgili görüşmelerimizi paylaşmak istiyorum. Şu ana kadar arkadaşlar gereken çalışmayı gösterdiler. Bunları görmezden gelen bir muhalefet söz konusu. Günümüz şartlarında 13 yaşında nişan 14 yaşında evlilik durumunu kabul edebilmemiz asla kabul etmemiz mümkün değildir. Hele hele daha küçük yaşta istismar faciasını kabul etmemiz mümkün değildir. İçişleri Bakanlığımız tarafından yürütülen soruşturmanın ardından konu yargıya intikal etmiştir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız mağdur için avukat temin etmiş, hukuki süreci yakından takip etmiştir.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımız iddianamesini hazırlamıştır. Dava ile ilk duruşmanın yakında yapılması bekleniyor. Konu kamuoyunun gündeme gelmiştir. Mesele medyada yer alana kadar bakanlıklarımızın, kurumlarımızın tamamı süreci takip etmiş, her işlemi bihakkın yerine getirmiştir.

Geçmişteki ihmal ve eksiklikler soruşturma kapsamında ele alınmıştır. Ülkemizde çocuklara yönelik taciz, tecavüz, reşit yaşa ulaşmadan evlilik gibi hususlarda hassasiyetimizi kimseye sorgulatmayız. Bu konuyla ilgili en önemli hukuki ve fiili reformlar bizim dönemimizde hayata geçirilmiştir. Bay Kemal sen bunlardan anlamazsın, senin böyle hassasiyetin yok.

Söyleyeceklerimden sonra kendine çeki düzen ver, kendini ona göre ayarla. Bu tartışmalarda gördüğümüz riyakarlıktan duyduğumuz rahatsızlığı ifade etmek istiyorum. Böyle bir meseleyi milletimizin inancını ve kurumlarıyla irtibatlandırmak ahlaki olmayan çarpıtmadır.

 

"BU MESELEYİ DİNİMİZLE İLİŞKİLENDİRMEK ART NİYETTİR"


Diyanet İşleri Başkanlığımızın en üst düzeyde dillendirdiği bu meseleyi dinimizle ilişkilendirmek art niyettir. Niyet mağdurun hakkını savunmaksa bunu zaten yapıyoruz. Mesela PKK'nın annelerin kucağından kaçırıp dağa götürdüğü, eline silah verdiği, liderlerin istismarına maruz bıraktığı kızlarımız için de aynı tepkiyi bekliyoruz. Bay Kemal Diyarbakır annelerini kaç kez ziyaret ettin. Kızları kaçırılıp gözü yaşlı annelerini kaç defa ziyaret ettin.

Bir siyasi partinin teşkilatlarında ve belediyelerinde yaşanan onlarca istismarın üzerine aynı kararlılıkla gitmesini bekliyoruz. Diyarbakır annelerinin evlatlarını örgütün pençesinden kurtarmak için verdikleri mücadeleyi göz ardı edenlerin, bu konudaki ataklığın ahlaki olmaktan kaynaklandığına nasıl inanacağız. Suçun şahsiliği ilkesinin ardına saklananların son hadisenin dindar kesimlerin tamamını rencide etmeye çalışmalarının samimiyetine nasıl inanacağız.'


Siyasetcafe.com

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.