Erdoğan'a 'Köşk'e çıkma' çağrısı yaptı.

Erdoğan'a 'Köşk'e çıkma' çağrısı yaptı.

Âkil İnsanlar Heyeti'nde de görev alan Kadir İnanır, çözüm sürecine ilişkin çarpıcı açıklamalar yaparken Başbakan Erdoğan'a "Köşk'e çıkma" çağrısı yaptı.

Türk sinemasının en önemli aktörlerinden olan ve Âkil İnsanlar Heyeti’nde de görev alan Kadir İnanır, “Ben Başbakan Erdoğan'ın yerinde olsam o makama gitmem.


Sen ülkenin bütün potansiyelini büyük rakamlarla oluşturmuşsan, tam Kürt barışını sağlamak üzereysen, siyasi çalkantıların kucağındaysan oraya gitmemelisin” dedi.

Habertürk gazetesinden Muhsin Kızılkaya’nın sorularını cevaplayan Kadir İnanır, Türkiye siyasetine dair görüşlerini anlattı.

Gezi'den 17 Aralık'a Köşk seçimlerinden çözüm sürecine, HDP'den CHP'ye kadar siyasi gündemin temel başlıkları ahakkında çarpıcı açıklamalar yapan Kadir İnanır Akil İnsanlar Heyeti üyesi olarak gözlemlerini de paylaştı.

SOMA BİR KATLİAM!

Soma'da 301 işçinin ölmesi ne demek?

Bir katliam. Kimse sorumluluğundan kaçamaz. Bu olay, kadere, fıtrata bağlanamaz. Kimin ihmali, suçu varsa cezasını çekmeli.

Çektiğimiz acılar giderek artıyor. Bu işin sonu hiç iyi görünmüyor. Suçlular cezasını çekmeden, sorumlular sorumluluklarını kabul etmeden kimse bu olayı affetmez.

Sorumlu hükümettir diyorlar...

Elbette hükümet bu memlekette olup biten her şeyden sorumludur. Ama bu işin tek suçlusu hükümetmiş gibi göstermek ve onu istifaya davet etmek, işin kolayına kaçmaktır.

Erdoğan istifa etsin de, yerine ne koyacaksınız? Diyelim ki memlekette siyasi bir kriz çıktı ve dolar 3 lira oldu. Ne olacak bu memleketin hali?

Ama bütün bunları söylerken de, "madenciliğin fıtratında ölüm var" dememek lâzım. Hükümet bütün gerçekleri halka anlatmalı, kendi kusurlarını göstermeli.

O zaman bu toplum seni affeder ama "Tanrı istedi" dersen olmaz.

LAFI MUTLAKA BARIŞA GETİRİYORUM

Akil İnsanlar çalışmaları sırasında çok hakaret işittin, zamanı gelince konuşurum dedin. Zamanı gelmedi mi?

Hayır. Çünkü süreç hâlâ bitmiş değil. Ayrıca barış dilini savunan birisi kavgacı olmamalı. Bizim görevimiz sürüyor.

Her yerde, her toplantıda bir yolunu bulup lafı mutlaka barışa getiriyorum.

Neden?

Çünkü barışı sağlayamazsak konuşacak hiçbir şeyimiz kalmaz. Sonuçta barışla bitmemiş hiçbir savaş yoktur. İstenen ne ki?

İnsan yerine konulmak, sevgiyle kucaklanmak. Kimse kimseden üstün değil, dinimizde de yok bu, hayatımızda da olmamalı.

Toplumun bütün katmanları tarafından kuruldu bu ülke.

Kurtuluş Savaşı bundan başka bir şey değil. Birisi çıkıp bu paylaşımda büyük pay istiyorum dedi ve kavga başladı.

...

BAŞBAKAN CUMHURBAŞKANI OLMAMALI

Türkiye'de ilk defa cumhurbaşkanını halk seçecek. Bunu nasıl görüyorsunuz?

Cumhurbaşkanını halkın seçmesi güzel... Ben Başbakan Erdoğan'ın yerinde olsam o makama gitmem.

Sen ülkenin bütün potansiyelini büyük rakamlarla oluşturmuşsan, tam Kürt barışını sağlamak üzereysen, siyasi çalkantıların kucağındaysan oraya gitmemelisin.

Orada tam başkanlık yetkisini kullanmak da zor olduğuna göre beş yıl sorunları ortadan kaldırmak için başbakanlıkta kal.

Çok istiyorsan yaşın genç, 5 yıl sonra halk seni oraya uygun görürse gidersin. Ama şu aşamada onun yerini tutacak bir siyasi lider görünmüyor iktidar partisinde.

Hem kendi aralarındaki çekişme büyür, hem de bu durum topluma kötü yansır. 12 yılda kurduğu bu sistem çok büyük sekteye uğrar.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.