Erdoğan'ın yolsuzlukları örtbas çabası

Erdoğan'ın yolsuzlukları örtbas çabası

Başbakan Erdoğan 17 Aralık'tan bu yana bir dizi operasyonla ucu kendisine uzanan yolsuzluk dosyalarını gündemden kaldırmak için elinden geleni yapıyor. Başbakan bu amaçla hâkimleri, savcıları, polisleri sürüyor. Yargıyı yürütmeye bağlıyor. Gazetelere sans

Türkiye, 17 Aralık'tan bu yana 45 gün içinde ülketarihinde görülmemiş çok büyük bir 'yolsuzluk kavgası'na sahne oluyor. Başbakan Tayyip Erdoğan, 17 ve 25 Aralık ile 6 Ocak İzmir Operasyonlarını engellemek için elindeki iktidar gücünü sınırsız ve yasaları zorlayan biçimde kullanarak, bu operasyonları engellemeye çalışıyor.

 

Çünkü bu yolsuzluk operasyonları sırasında ortaya dökülen çeşitli rüşvet, organize ihale ve yasak imar iddiaları, oğlu Bilal üzerinden bizzat Başbakan Erdoğan'ın kendisine kadar uzanıyor.

Erdoğan bu yolsuzluk operasyonlarını, kamuoyuna kendisine karşı “paralel devlet” (Cemaat) aracılığı ile yapılan bir “yargı-polis darbesi” olarak niteledi. Bunu Gezi'nin devamı olarak gördüğünü ilan etti ve bunun sonucu olarak operasyona adı karışan tüm savcı, hakim ve polislere karşı büyük bir savaş başlattı. Savcıları ve polislere sürdü. Emniyet'te tasfiye 6 bin polise uzandı.

Erdoğan “Paralel devleti” tasfiye perdesi altında, bağımsız yargıyı tümüyle ortadan kaldırma aşamasına geldi. Şimdi bunu yasal hale getirmeye ve savcıyı valiye, yargıyı yürütmeye bağlamaya çalışıyor. Buna karşı kamuoyunda ve hukuk çevrelerinde büyük tepki var.
Erdoğan'ın sert müdahalesi sonucu operasyonlar şöyle gelişti:

17 ARALIK
SARRAF'I KURTARMA ÇABASI: 17 Aralık operasyonu'nun kilit isimleri Rıza Sarraf, Zafer Çağlayan'ın oğlu Kaan Çağlayan, Muammer Güler'in oğlu Barış Güler ve Halkbank Müdürü Süleyman Arslan. İran'la doğalgaz karşılığı kaçak altın ve hayali ihracat işlerini kurduğu özel örgüt ve kurye sistemi ile çeteleşme halinde yürüten Rıza Sarraf'ın bu işlerde Bakan Zafer Çağlayan ve Muammer Güler'e rüşvet verdiği öne sürülüyor. Oğulları zaten 'rüşvete aracılık'tan tutuklandı. Barış Güler'in evinde 6 adet para sayma makinası ve Süleyman Arslan'ın evinde ayakkabı kutusunda 4.5 milyon dolar bulunmuştu.
Bu operasyonda tutuklanan Rıza Sarraf'ın malvarlığına konulan tedbir geçen hafta kaldırıldı. Bu karardan hemen sonra İran'da Sarraf'ın ortağı ve patronu olan ve halen tutuklu bulunan Babek Zencani'nin mallarına tedbir konması ise iki ülke arasında yolsuzluğa yaklaşım farkını çarpıcı biçimde ortaya koyuyordu. Bu davada Sarraf ve Barış Güler arasında 'kilit halka' olan Rüçhan Bayar üç gün önce tahliye edildi. Rıza Sarraf da diş rahatsızlığı nedeniyle hastaneye sevkedildi.
Bu davada en önemli konu ise Savcı Celal Kara'nın yazdığı iddianamenin çöpe atılması oldu. Dosyayı teslim alan Savcı Ekrem Aydıner, delilleri yeniden inceleyerek iddianemeyi yeniden yazacağını açıkladı. Bu iş için o göreve getirilen savcının yazacağı iddianeme ile sanıkların delil yetersizliği nedeniyle tümüyle suçsuz bulunarak serbest kalması da mümkün.

25 ARALIK
İŞADAMLARI KURTARILDI: 25 Aralık Yolsuzluk Operasyonu ise iktidar tarafından daha başında müdahale ile adeta doğmadan boğuldu. İstanbul merkezli operasyon kapsamında, Erdoğan'a yakın isimler olan iş adamları Mustafa Latif Topbaş, Üsame Kutup, Cemal Kalyoncu, Ömer Faruk Kalyoncu, Mehmet Cengiz, Abdullah Tivnikli ve Cengiz Aktürk vardı. Bilal Erdoğan da ifadeye çağırıldı. Operasyon yapılsa bu işadamları gözaltına alınıp sorgulanacaktı.


Ancak 17 Aralık sonrası İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne atanan Selami Altınok, Savcı'nın talebine rağmen polisleri operasyona yollamadı. Adli kolluk görevini engelledi. Bu bir tür suçtu. Ayrıca bu işadamlarının şirketleri ile Bosphorus 360 Limited Şirketi ve Zirve Holding Anonim Şirketi hakkında "mal varlıklarına el koyma kararı" verildi. Karar ancak 1 Ocak günü şirketlere tebliği edildi. 13 Ocak'ta ise bu karar kaldırıldı.


Bu dosya da ilgili savcılardan alındı. İşadamlarına ve Bilal'e dönük herhangi bir işlem yapılmadı. Savcılığa ifade için davet edildiler, iddiası da ortada kaldı. Kimse ifadeye gitmedi. Dosyalar, sürülen savcılarla birlikte rafa kaldırılmış gibi görünüyor.

6 OCAK
İZMİR'DE OPERASYON: Üçüncü Yolsuzluk Operasyonu 6 Ocak 2014'te İzmir'de yapıldı. Liman ve demiryollarında ihaleye rüşvet karıştırma iddiası ile 41 kişi hakkında yakalama kararı çıktı. Eski Ulaştırma Bakanı ve izmir AKP belediye başkan adayı Binali Yıldırım'ın bacanağı Cemalettin Haberdar üç gün saklandıktan sonra teslim oldu. Binali Yıldırım, tam İzmir'de kampanya başlattığı gün yapılan operasyon için “Zamanlama manidar” dedi. Bacanak 13 Ocak'ta tahliye edildi.


Asıl ilginci ise Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve müsteşarı Kenan İpek'in devreye girerek İzmir Başsavcısı Hüseyin Baş'a açıkça baskı yapmaları oldu. Başsavcı Baş, müsteşarın baskılarını tutanak haline getirdi. Bozdağ'ın telefondaki baskısı ise kayıtlara geçti.


CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Baş'ın baskı tutanağını Meclis'te “Dehşet belgesi” olarak gösterdi. Bu iktidarın savcıları tehdit ederek operasyonu durdurma konusunda gerçekten çarpıcı bir örneği idi. Daha sonra Savcı Hüseyin Baş görevden alınarak sürgüne yollandı. İzmir-Urla'da Başbakan Erdoğan'ın yaptırmak istediği villaya ilişkin çeşitli telefon konuşmaları ve İzmir valisinin görevden alınması da bu kapsamda gündeme geldi. Ancak bunlara hemen yayın yasağı kondu.

6 BİN POLİS SÜRÜLDÜ
İktidar ayrıca 17 Aralık sonrası Emniyet'te kesintisiz bir operasyon başlattı. 'Paralel devlet' ve Cemaat'e yakın iddiası ile 6 bine yakın polis görevden alındı ve çeşitli yerlere sürüldü. Mali şube, kaçakçılık ve organize suçlar gibi deneyim isteyen bölümlerde neredeyse sorumlu amir bile kalmadı. Bazı şubeler tümüyle tasfiye edildi. Burada gelinen son nokta 17-25 Aralık operasyonlarında görev alan polislere “örgüt” soruşturması başlatılması. Böylece Türkiye tarihinde ilk kez polisin içinde “örgüt” suçu ile bir dava açılabilecek.. Bunun Cemaat'e karşı açılacak diğer örgüt ve paralel devlet davalarına ilk adım olacağı iddia ediliyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.